Kurulduğu günden bu yana bir türlü halkın partisi olamayan ve halka kendisini anlatamayan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), birbirinin zıddı açıklama ve politikalarla kafa karıştırmaya her geçen gün devam ediyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in İzmir’de cami temeli attıktan birkaç gün sonra Balıkesir’de iktidara geldiklerinde rakının 140 lira olacağını vaat edince partide işlerin iyice şirazesinden çıktığını göstermiş oldu.
CHP’nin özellikle Özgür Özel’in Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerine Genel Başkan seçilmesinin ardından çok başlı yapısı, söylemlerine de yansıyor. Partinin son dönem siyasi duruşu, “yanardöner siyaseti” olarak adlandırılmaya başlandı.
Tüm tuşlara basıyor
CHP’nin her kafadan bir ses çıkan, günün ve anın gerektirdiğine göre değişen söylem ve eylemlerini Akit’e değerlendiren AK Parti Ankara Milletvekili Orhan Yeğin, bakın neler söylüyor: “CHP bütün tuşlara aynı anda basarak hareket ediyor. Biz bunu yerel seçimlerde de gördük. Yerel seçimlerde Afyon Belediye Başkan Adayı Burcu Köksal, ‘Hiçbir DEM Partili kapıdan içeri giremez’ dedi. Çünkü Afyon’da bölücü partiye karşı bir tepki vardı. Bu yüzden o cümleyi kurdu. Fakat İstanbul’da da partiye zarar vereceğini düşündüler. İmamoğlu, Köksal’a ‘Kendisine iş bulsun’ diye sert tepki gösterdi. Ardından CHP Genel Başkanı onların dediklerini izah etmeye çalıştı. Aslında mesele şu. CHP nereden bir tepki gelirse o tepkiye göre konuşan ama bunu siyasallaştırmayan, anlık konuşan bir parti. Bu kadar birbirine zıt, bu kadar bir birine zıt ifadelerle siyaset yapıyorlar. Zihinlerinin arkasında başka düşünceleri olan bir samimiyetsizlik duruyor ortada. Kafaları karışık gibi görünüyorlar.
Seçmen motiftir
Ama onlar seçmenin içindeki farklılığı ve çeşitliliği kendilerinin üzerinde oynayabilecekleri bir alan olarak görüyorlar. Bu çeşitliliğin nasıl ortak bir motife dönüşeceğine kafa yormak yerine gündelik alkış alacak, gündelik streslerinden kurtaracak açıklamalara yöneliyorlar. Menfaate göre cümle kuruyorlar. CHP bugün geldiği noktada hem laik, hem muhafazakâr, hem şeriatçı, hem düşmanı, hem cemaatlere yakın, hem cemaatlerden nefret ediyor. Hem sağda hem solda. Hem DEM’e ortak, hem düşman. Bu samimi değil. Geçmişten beri gelen söylem ve kavramlarla iktidar olamayacağını anladığı için böyle davranıyor. Ama halkı bir bütün olarak kavrayıp onlara bütün olarak hitap etmek yerine herkesin hoşuna gidecek samimiyet dışı cümleler kurarak büyük bir tutarsızlık yaşamaktadır. Seçmen de bunu fark etmektedir.”
Politikadam.com Genel Yayın Yönetmeni Fehmi Çalmuk da, şu yorumda bulundu:
“Ne vereyim abime?”
“Özgür Özel’i takip ederken ve dinlerken merhum Erkin Koray’ın ‘Şaşkın’ şarkısı aklıma geliyor. ‘Bir o yana bir bu yana yatma şaşkın’ diyordu. Özel de siyasi konularda yaptığı açıklamalarla böyle hareket ediyor. Siyasi tartışmalara girdiği zaman yaşadığı paradokslar yeni değil. Kılıçdaroğlu’nun helalleşme diyalektiğinin üzerine Cumhurbaşkanı adayı olarak aldığı oy üzerine CHP’nin 31 Mart seçimlerinde elde ettiği zaferin tartışılmaz lideri olarak kendisini görmesi gibi bir havaya büründü ki bu bir siyasi lider için çok tehlikeli. Cem Yılmaz sürekli ‘Ne vereyim abime’ diyen bir şef garsonu canlandırmıştı yıllar önce. Özel de her siyasi zemine ‘Ne vereyim abime’ gibi bir servis yapıyor ve herkese nabza göre şerbet vermeye gayret ediyor.
Zikzaklar partisi
Siyasi umudunu rakı şişesine bağlayan siyasi gelişmeler konusunda bizim de takip etmekten yorulduğumuz zikzaklar içine giren Özel’in Türk kökenli Amerikan vatandaşı Ezgi Eygi’nin cenaze töreninde yapmak istediği konuşma iyi ki yapılmamış diyorum. Çünkü Numan Kurtulmuş, Özel’in ben konuşmalıydım sözleri üzerine ‘Sen konuşsan ne konuşacaktın?’ diye sormuş. Tabutunun üzerine Türk bayrağı serilen şehit kızımızı sosyalist bir kişilik olarak tanımlayan Özgür Özel, onu idam edilen Deniz Gezmiş’e benzeterek aynı kefeye koyma gibi bir cüretin içine girmiştir. Parti yönetimindeki zaafı Kemal Kılıçdaroğlu iyi görüyor ki sanki bir genel başkanmış gibi televizyon ekranlarından inmiyor. Mesela ona mal edilen çocuk kurultayı ile ilgili Kemal Kılıçdaroğlu kendisinin kabul etmediğini ilişkin yorum yaptı ki bu Cumhuriyet Halk Partisi yönetimine atılmış stratejik bir goldü. 3 kişilik cendereye sıkıştırılmış olan Özgür Özel bir yandan Ekrem İmamoğlu bir yandan Mansur Yavaş, diğer yandan da Kemal Kılıçdaroğlu’nun arasına sıkışmakta, sıkışırken de siyasi söylemleri ile yeni komedilere imza atmaktadır. Bu nedenle CHP’deki tartışmaların bitmeyeceği de anlaşılmaktadır.”
