• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

‘Cenab-ı Allah kirli plânları bozdu’

Yeniakit Publisher
2014-12-17 07:52:00 - 2014-12-17 07:40:21
‘Cenab-ı Allah kirli plânları bozdu’

17-25 Aralık darbe girişimi operasyonlarını siyasetçiler, hukukçular ve gazeteciler Akit’e değerlendirdi. AK Parti MKYK Üyesi Doç. Dr. Ömer Bolat, “17 Aralık’ın 25 Aralık’ın amacı mevcut hükümeti devirmeye yöneliktir. Ancak Cenab-ı Allah bu kirli planları, kirli hesapları bozdu” dedi. Gülen’in eski sağ kolu ve yazarımız Latif Erdoğan ise, “Darbe gerçekleşseydi İran’la, IŞİD’le savaşıyor olacaktık” diye konuştu.

Bugün 17 Aralık darbe operasyonunun yıldönümü. Geçtiğimiz yıl 17 Aralık sabahı Türkiye daha önce benzeri görülmemiş yeni bir tür darbeyle irkildi. Emniyet ve adliye merkezli paralel örgüt seri gözaltı kararlarıyla AK Parti Hükümetini hedef alan bir darbe operasyonuna girişti. Gözaltılarla eşzamanlı olarak kurgulanmış montaj görüntü ve illegal ses kayıtları önce sosyal medyada ardından örgüt medyası ve Doğan Medyasında yayınlandı. Siyasetçiler hukukçular, akademisyenler ve gazeteciler kirli komplonun yıldönümünde Akit e konuştu.

“12 YILLIK SÜRECİ İYİ TAHLİL ETMEK GEREKİR”

17 Aralık sürecini bir darbe girişimi olarak değerlendiren gazetemiz İcra Kurulu Başkanı Mustafa Karahasanoğlu, “Bu darbe hemen 1 günlük 2 günlük bir hadise değil. İktidarın 12 yıllık serüveni içerisinde belli grupların yapılanması görülmemiş, anlaşılmamış. Bunun neticesinde de belli bir yapı ortaya çıkmış  ve bu yapı da ‘Artık nihai noktaya geldik’ diyerekten harekete geçmiş. Bu bakımdan bu olayı sadece 17 Aralık olarak görmemek AK Parti iktidarının geçmiş 12 yıllık iktidarında bu ekibe gösterilen hoşgörünün  veya anlaşılamayan yapısının irdelenmesi lazımdır. Tek başına 17 Aralık olarak değil de tâ başından; Ak Parti iktidarının başından o güne kadar ki süreci iyi tahlil etmek gerekir diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

“CENAB-I ALLAH PLANLÂRI BOZDU”

17 Aralık’ın hükümeti devirmeye yönelik yargı-emniyet ortak girişimi bir darbe operasyonu olduğunu belirten AK Parti MKYK Üyesi Doç. Dr. Ömer Bolat, “Alllah’a çok şükür birkaç gün içerisinde operasyonun mahiyeti anlaşıldı ve hükümet bu konuda gerekli tedbirleri almaya başladı. Aradan geçen zaman içerisinde 17 Aralık’ın, 25 Aralık’ın amacının mevcut hükümeti devirmeye yönelik olduğu ortaya çıktı. Yapılan Türkiye’deki İslami hareketleri, toplulukları, çalışmaları ortadan kaldırmaya yönelik maalesef yurtdışındaki bir üst aklın yurtiçindeki piyonları vasıtasıyla uygulamaya çalıştığı bir darbe operasyonuydu. Cenab-ı Allah bütün planları, hesapları bozdu” dedi.

DARBE GERÇEKLEŞSEYDİ İRAN VE IŞİD’LE SAVAŞIYOR OLACAKTIK!

17 ve 25 Aralık darbe teşebbüsü süreci gerçekleşmiş olsaydı nelerin yaşanabileceği konusuna dikkat çeken Gülen’in eski sağ kolu ve yazarımız Latif Erdoğan, “Onlar bir darbe teşebbüsünde bulundular. Emniyeti, yargıyı koordine ettiler. Kendi üst makamlarına hiç bilgi vermeden 2 sene örgütlü bir şekilde proje gerçekleştirdiler, sonra da bu fiyaskoyla neticelendi. Eğer böyle bir darbe  teşebbüsü gerçekleşseydi Türkiye de artık 20-30 sene önü alınmayacak çok büyük bir kaos yaşanacağı şüphesizdi. Daha sonra darbeye teşebbüste onları yönlendiren güçler, Türkiye’de kendilerince bir Hilafet projesi gerçekleştireceklerdi. O Hilafet projesinin arkasından da yapılacak iş belliydi. Şu anda IŞİD’le belki de daha öncelikli İran’la savaşıyor olacaktık. Dolayısıyla Türkiye böyle bir kaosun içine çekilmek istendi” değerlendirmesinde bulundu.

POLNET VE UYAP’A GİRMEYEN DOSYALARLA DARBE GİRİŞİMİ!

17 Aralık kirli darbe operasyon sürecini değerlendiren gazeteci-yazar Ekrem Kızıltaş, “17 Aralık’ta birileri medya destekli sansasyonel bir darbe girişiminde bulundular. Allah’tanki burada hükümet gardını çabucak aldı. Gerek POLNET, UYAP eksiklikleri ve gerekse amirlerine bilgi verilmemesi üzerine önlemler alındı. 17 Aralık’ta Türkiye’yi ayağa kaldıracak birtakım projeleri alan işadamlarının hedefe alındıklarını tuhaf bir şekilde bu insanlar rüşvet vermekle suçlanarak malvarlıklarına paralel mahkemelerde tedbir kararı aldıklarını ve 25 Aralık’ta da çok daha büyük darbe girişimine hazırlandıklarını 24 Aralık’ta öğrenmiş olduk. 17 ve 25 Aralık’a taraf olanların kesinlikle zikretmedikleri şey; hukuki açıdan POLNET ve UYAP sistemine girmemiş bir dosya ile aslında bir darbe girişiminde bulunduklarını ısrarla kamuoyunun gözünden gizli tutmaya çalışıyorlar” şeklinde konuştu.

 “17 ARALIK’TA ULUSLARARASI BİR ÜST AKLIN OLDUĞUNU GÖRDÜK”

AK Parti ve Gülen Cemaati ile en büyük kopuşun 17 Aralık süreciyle başladığını belirten dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, “17 Aralık operasyonuyla aslında insanların insani ve vicdani duygularını kullanarak ciddi bir şekilde ülkenin güvenliğini zaafa sokan çok farklı bir yapının kamuflajı olduğunu gördük. Amacın güdümlü ve vesayet rejiminin devam ettiği milletin çocuklarının milletin yönettiği değil birilerinin güdümüyle yönetildiği fakat görüntüde de bunun çok iyi kamufle edildiği bir çalışmanın olduğunu gördük. Bunun üzerinde uluslararası bir üst aklın olduğunu gördük” dedi.

 “ŞAHSIMA ALÇAKÇA, ŞEREFSİZCE İFTİRA ATTILAR”

Avrupa Birliği eski Bakanı Egemen Bağış yaptığı açıklamada, 17 ve 25 Aralık operasyonlarının bir darbe girişimi olduğunu söyledi. Bu darbe girişimlerinin tedavüle sokulduğu günden bu yana Paralel Yapı’nın kirli yüzünü en somut ve çirkin haliyle gördüğümüzü ifade eden Bağış; “Bu suç şebekesi tam da yerel seçimler öncesinde, zaman ayarlı başlattığı operasyon kapsamında şahsımıza, ailemize, itibarımıza, önceden planlandığı çok açık olan bir linç kampanyası başlattı. 17 Aralık darbe girişimini kurgulayanların şahsımın rüşvet aldığı, maddi menfaat sağladığı iddiası külliyen yalandır, alçakça, şerefsizce ortaya atılmış bir iftiradır. ‘Amaca giden her yol mubahtır’ diyen gözü dönmüş bir şebekeyle karşı karşıyayız. Bugün bizler bu çirkin iftiralarla karşı karşıyayız, yarın başkaları da siyaset arenasında aynı iftiraların hedefi olarak bulunabilir. Bu yüzden bu ihanet şebekesinin kurduğu tezgâhı hep birlikte bozmalı, bu yapıyla birlikte mücadele etmeliyiz” dedi.

“17 ARALIK SİYASÎ BİR DARBEDİR”

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Sambur, 17 Aralık’ın birçok boyutu olduğunu söyledi. Sambur; “17 Aralık’a giden süreci bütün olarak ele almak gerekir. 17 Aralık’ta Türkiye’de bir Paralel Yapı problemi ortaya çıkmıştır. Devlette ele geçirdiği çeşitli kurumlar yoluyla topluma tahakküm etmek isteyen bir yapı, seçilmiş hükümete darbe girişiminde bulunmuştur” diye konuştu.

 “ERDOĞAN VE DAVUTOĞLU’NU LİNÇ ETMEK İSTEDİLER”

17 Aralık darbe operasyonu sürecinde insanların peşinen suçlu ilan edildiklerini ifade eden Gazetemiz Genel Yayın Danışmanı ve yazarı Serdar Arseven, “Bir linç kampanyası yaptılar. Şimdi şunu söylemiyoruz 17 Aralık’la ilgili hiçbir şey yoktur, zaten varsa yargılanacaklar ve ortaya çıkacak ama burada peşinen bir linç operasyonuna giriştiler. Sayın Erdoğan’ı linç etmek istediler, Sayın Davutoğlu’nu linç etmek istediler. Bir medya lincine tabi tutmak istediler.” dedi.

17 ARALIK'TA NE OLDU?

HABER MERKEZİ - 17  Aralık 2013 sabahı Paralel yapıyla ilişkili olduğu deşifre olan dönemin İstanbul Cumhuriyet Savcısı Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç’in talimatıyla, birçok kişinin gözaltına alındığı büyük bir operasyon başlatıldı. Gözaltına alınan kişilere, ‘rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık’ gibi suçlamalarının yöneltildiği operasyonu İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili Zekeriya Öz koordine ediyordu. O dönemdeki İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, işadamları Ali Ağaoğlu, Rıza Sarraf ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in de aralarında yer aldığı 89 kişi gözaltına alındı.

MONTAJLI KUMPASLAR

Soruşturmanın ardından aralarında Erdoğan ve bazı bakanlar dahil birçok hükümet yetkilisine, bürokrata ve iş adamına ait olduğu iddia edilen montajlanmış ses kayıtları internet ortamında yayınlandı. Bu kayıtlar eş zamanlı olarak paralel medya ve Doğan medyasında yayınlanarak kamuoyu tepkisi oluşturulmaya çalışıldı. Operasyonlar ardından Egemen Bağış, Avrupa Birliği Bakanlığı görevinden alındı. İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ise bakanlık görevlerinden istifa ettiler. Kirli operasyon sonrası, 18 Aralık’ta 5 şube müdürü, 19 Aralık’ta ise İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın görevden alındı. 15 ilin emniyet müdürü görevden alınırken, 24 ile  yeni emniyet müdürleri atandı.

SAVCI ÖZ’ÜN DUBAİ MACERASI

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı bölge idare başsavcılığına atanırken, yerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu atandı. Soruşturma mühürlerini dahi açmadan, kararlar alan, yasadışı dinlemeler yapan Paralel yapıyla ilişkili Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç dosyadan alındı.  Bu süreçte Cumhuriyet Başsavcıvekili Zekeriya Öz’ün kirli operasyonda gözaltına alınan işadamı Ali Ağaoğlu’nun parasıyla Dubai’de 5 yıldızlı tesiste tatil yaptığı ortaya çıktı.Yeni Akit

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23