Adana’da Gezi Parkı bahanesiyle gece yarısı yasadışı eylem yapan çapulcuların arasında bulunan bir kadının 7 aylık bebeğini TOMA’ların önüne siper etmesi, ‘Yuh artık’ dedirtti. Cumhuriyet, Sözcü gibi gazeteler, ‘vicdansız’ kadını ‘kahraman’ ilan ederken; pedagoglar, “Bu olay Batı’da olsa aile tutuklanır, çocuk da ellerinden alınırdı. O aile hakkında derhal yasal işlem başlatılmalıdır” dediler.
“Taksim Gezi Parkı” eylemleri bahanesiyle Adana’da yasadışı eylem yapan göstericilerin arasında bulunan bir ailenin 7 aylık bebeklerini TOMA aracına siper etmesi, aymazlığın ulaştığı noktayı gözler önüne serdi. Başını Ergenekon sanıklarının gazetesi Cumhuriyet ve Sözcü’nün çektiği bir kısım medya ise bu rezaleti kahramanlık olarak niteleyip “Bebeğiyle TOMA’nın önüne geçti”, “Dimdik durdu” şeklinde başlıklarla manşete çekti. Uzmanlar ise gecenin bir yarısı 7 aylık bebeğinin hayatını hiçse sayan anne babayla ilgili derhal işlem yapılmasını, çocukların devlet korumasına alınması gerektiğini belirttiler.
AV.DERECİK: AİLENİN
TUTUKLANMASI GEREKİRDİ
Almanya da avukat olarak çalışan aile hukuku uzmanı Av.Mustafa Derecik’e benzer bir olayın bulunduğu ülkede yaşanması durumunda ne gibi bir hukuki sürecin başlayabileceğini sorduk. Terör olaylarının yaşandığı bir ortama çocukların götürülerek hayatının riske atıldığını ifade eden Derecik, “Almanya da olsaydı çocuğun hayatını riske attığı için anında o aile tutuklanırdı. Sen kendin çocuğun hayatını riske atıyorsan ve kendi iradenle tehlikenin farkına varamıyorsan o zaman biz polis olarak çocuğun güvenliği için biz bu görevi üstleniyoruz ve bu nedenle sizi şu an tutukluyoruz derlerdi. Ailenin tutuklanmasının ardından eğer çocuklara aile çevresinden bakan birisi olmaz ise devlet çocukları da alarak bakımını üstlenir. 7 aylık çocuğun hayatını riske attığı için savcılık tarafından soruşturma açılır. Almanya’da durum böyle ve bence Türkiye de de aynı durum olması gerekir. Böyle bir durumda hatta Almanya devleti daha da katı tavır ortaya koyardı. Küçücük çocuğun geleceğini tehlikeye atması hoşgörülmezdi. Böyle bir ailenin amacı zaten belli. O anda orada bir olayın olma ihtimali yüksek ve gözaltıların olması da muhtemel ve aile gözaltıları çocuğunu siper ederek önlemeye çalışmış oluyor” dedi.
SOSYAL PEDAGOG KİBAR: ÇOCUKLAR
AİLENİN ELİNDEN KESİNLİKLE ALINIRDI
Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gibi bir bakanlığa bağlı Almanya da Gençlik Dairesinde görevli Uzm. Sosyal Pedagog Pınar Kibar, “Aynı olay Almanya’da gerçekleşseydi kesinlikle ailenin çocuğunu elinden alırdık. Tabii almazdan önce aileyle ön görüşmemiz olurdu. Bu aile çocuğun hayatını neden böyle bir riske atmak istedi? Ailenin psikolojik yapısı nedir? Gelecekte de böyle bir durum yaşanarak çocuğun hayatı yine tehlikeye atılır mı? Bu görüşleri de netleştirerek çocuğu kesinlikle elinden alınırdı” dedi.
SİZİN İÇİN HER YOL MUBAH DEĞİL Mİ?
Doğan Holding’e bağlı DHA ajansının geçtiği haberi birinci sayfalarından yer veren darbe yanlısı sol gazeteler, 7 aylık çocuğunu TOMA’nın önünde durarak siper eden aileyi kahraman ilan etme çabasında. Sol gazeteler konuya ilişkin haberi okuyucularına şu şekilde duyurdu;
Haberi, “7 aylık bebeğiyle TOMA’yı durdurdu” başlığıyla veren Sözcü; “Dimdik bekledi. Kocası kızı ve bebeğiyle polis TOMA’sının önünde duran kadın haykırdı; Özgür yaşamak istiyoruz”
Cumhuriyet: “Bebeğiyle TOMA’nın önüne geçti” başlığıyla birinci sayfadan gören Cumhuriyet gazetesi, “Adana Akkapı Mahallesinde toplanan yaklaşık 300 kişi Taksim’den Armutlu’ya direniş sürüyor, kavga büyüyor yazılı pankartlarla yürüyüşe geçti. Bu sırada kucağında 7 aylık çocuğuyla TOMA’nın önüne geçen bir kadın, polislerin mahalleden çıkmasını istedi. Lütfen kimse rahatsız etmesin, kızım uyuyor” şeklinde verdi.
