• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Canan Kaftancıoğlu'nun bozulan ve onanan yönleri ile Yargıtay kararı!

Yeniakit Publisher
2022-05-12 18:59:00 - 2022-05-12 19:06:08
Canan Kaftancıoğlu'nun bozulan ve onanan yönleri ile Yargıtay kararı!

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında yapılan temyiz incelemesinin gerekçeli kararını açıkladı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanarak 6 Eylül 2019'da mahkumiyetine karar verilen davanın temyiz incelemesini tamamladı.

Daire, Kaftancıoğlu'na "kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret"ten verilen 1 yıl 6 ay 20 gün ile "Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak"tan verilen 1 yıl 8 ay hapis cezalarını kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu gerekçesiyle onadı. Kaftancıoğlu'na, "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan verilen 2 yıl 4 ay hapis cezası ise 1 yıl 9 ay olarak düzeltilerek onandı.

Yargıtay tarafından CHP'li Canan Kaftancıoğlu'na ilişkin açıklanan gerekçeli karar şöyle:

TÜRK MİLLETİ ADINA Y A R G I T A Y  İ L A M I

Tebliğname No : 16 – 2020/67236

İNCELENEN KARARIN;

Mahkemesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi

Tarihi: 23.06.2020

Numarası: 2019/1553 – 2020/495

İlk Derece Mahkemesi: İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.09.2019 tarih ve

2019/171 – 2019/322 sayılı kararı

Sanık: Canan KAFTANCIOĞLU

Suç: Silahlı terör örgütü propagandası yapmak, Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret, Cumhurbaşkanına hakaret, Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak, Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek

Suç tarihi: Silahlı terör örgütü propagandası yapmak; 11.01.2013, Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret; 02.08.2014, Cumhurbaşkanına hakaret; 20.10.2014, Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak; 12.07.2014, Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek; 03.11.2016

Hüküm:

1-) Silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçundan; 3713 sayılı Kanunun 7/2, 7/2-2. cümlesi, 53,

2-) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan; TCK’nın 125/3-a, 125/4, 43/1, 53,

3-) Cumhurbaşkanına hakaret suçundan; TCK’nın 299/1-2, 43/1, 53,

4-) Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak suçundan; TCK’nın 301/1, 43/1, 53,

5-) Halkı kin ve düşmalığa alenen tahrik etmek suçundan; TCK’nın 216/1, 43/1, 53 maddeleri uyarınca ayrı ayrı mahkumiyet kararlarına ilişkin istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi

Temyiz edenler: Sanık müdafiler

Tebliğnamedeki düşünce: Onama, Düzeltilerek Onama, Bozma

Bölge adliye mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle;

Temyiz edenlerin sıfatı, başvurularının süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;

Tayin olunan cezaların süresi itibariyle yasal şartları oluşmadığından, sanık müdafiilerinin duruşma istemlerinin CMK’nın 299. maddesi gereğince REDDİNE, Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

I-) Sanık hakkında kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Sanığın, Twitter adlı sosyal medya platformunda bulunan ve herkesin erişimine açık olan, kendi kullanımında olduğunu kabul ettiği Canan Kaftancıoğlu@ccanannnn kullanıcı isimli hesabı üzerinden; 31.05.2013 tarihinde duvarın üzerine “O… Ç… TAYİP!” yazılı görsel bulunan “günün özeti. Ben yazmadım miki yazdı!”, 26.12.2013 tarihinde “RTE ‘asıl hedef benim’ diyor, hedef değil asıl hırsız sensin!”, 23.03.2014 tarihinde “Şiştt sessiz olun RTE kapattığını sanıyor. Salak!…”, 02.08.2014 tarihinde “Kılıçdaroğlu: Alevi Demirtaş: Zaza Erdoğan: Hırsız” şeklindeki paylaşımları dışındaki diğer paylaşımlarının kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret; yine 25.08.2013 tarihinde, “Sahi devlet katil olmak yerine kahraman olmayı seçseydi ne güzel olurdu!”, 12.07.2014 tarihinde “…Derin devlet diyerek olaya mistizm katıyor ve asıl devleti aklıyoruz aslında. Bu cinayetleri devlet işledi…!”, 12.05.2014 tarihinde “… Hrant’da da dinlememiş miydik? Boşuna demiyoruz devlet katil değil seri katil diye. Öfkeliyim çok!”, 11.03.2014 tarihinde “Devlet katil değil seri katil.. #HoşçakalBerkinim” şeklindeki paylaşımları dışındaki diğer paylaşımlarının ise Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılama suçlarının unsurlarını oluşturmadığı gözetilmeden hükme esas alınması sonuca etkili görülmemiş; bölge adliye mahkemesi ve ilk derece mahkemesinin gerekçeli karar başlıklarında Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılama suçu yönünden suç tarihinin, suçun zincirleme olarak işlenmesi nedeniyle anılan suçu oluşturan son paylaşımın yapıldığı tarih olan “12.07.2014” yerine “19.01.2015” olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.

Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükümlere esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ayrı ayrı ONANMASINA,

II-) Sanık hakkında Cumhurbaşkanına hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla; sanık müdafiilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri aşağıda belirtilenler dışındaki sair nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince reddine, ancak;

1-) Sanığın, Twitter adlı sosyal medya platformunda bulunan ve herkesin erişimine açık olan, kendi kullanımında olduğunu kabul ettiği Canan Kaftancıoğlu@ccanannnn kullanıcı isimli hesabı üzerinden 20.10.2014 tarihinde “Nasıl söylesem ama, ilk harflere baksana… “Hırsız Tayyip”…” şeklindeki paylaşımı dışındaki diğer paylaşımlarının Cumhurbaşkanına hakaret suçunun unsurlarını oluşturmadığı gözetilmeden, eylemin zincirleme suçu oluşturduğunun kabulü ile TCK’nın 43. maddesi uygulanmak suretiyle yazılı şekilde fazla ceza tayini,

2-) Bölge adliye mahkemesi ve ilk derece mahkemesinin gerekçeli karar başlıklarında Cumhurbaşkanına hakaret suçu yönünden suç tarihinin anılan suçu oluşturan paylaşımın yapıldığı tarih olan “20.10.2014” yerine “12.10.2017” olarak yazılması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle BOZULMASINA, ancak sanığın yargılama sürecinde dosyaya yansıyan davranışları da nazara alındığında bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmeden CMK’nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, bölge adliye mahkemesi ve ilk derece mahkemesi gerekçeli karar başlıklarında yer alan suç tarihi kısmından “12.10.2017” ibaresinin çıkartılarak yerine “20.10.2014” ibaresinin yazılması, hükmün C bölümünde yer alan zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasına ilişkin ikinci maddesinin hükümden çıkartılarak “1 yıl 16 ay” olarak hükmedilen sonuç hapis cezasının “1 yıl 9 ay” hapis cezasına indirilmesi, “ve sanığın yargılama sürecindeki tutum ve davranışları dikkate alınarak TCK’nın 50, 51, CMK’nın 231. Maddelerinin” tümcelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

III-) Sanık hakkında silahlı terör örgütü propagandası yapmak ile halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

1-) Silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçu yönünden yapılan incelemede; 3713 sayılı Kanunun 7/2. fıkrasında tanımlanan terör örgütünün propagandasını yapma suçunun unsurları 11.4.2013 tarihli 6459 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değiştirilerek ”Terör örgütünün, cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek şekilde” propaganda yapmayı yaptırıma bağlamıştır.

Terör örgütü propagandası yapma suçunun oluşması için; Terör örgütü ile ilgili bir öğretinin, düşüncenin veya inancın başkalarına tanıtılması, benimsetilmesi ya da yayılması amacıyla yapılmasının yanında terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, bu yöntemleri övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde yapılması gerekmektedir.

Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olayda; Twitter adlı sosyal medya platformunda bulunan ve herkesin erişimine açık olan, kendi kullanımında olduğunu kabul ettiği Canan Kaftancıoğlu@ccanannnn kullanıcı isimli hesabı üzerinden 11.01.2013 tarihinde “İnsanlık tarihi kadın ile başlar. İnsanlık kadına yapılanlarla kaybeder demiş Sakine Cansız. Ve insanlık yine kaybetti.” şeklinde paylaşımda bulunan ve 27.04.2019 tarihinde Habertürk isimli televizyon kanalında katılmış olduğu “Gerçek Fikri Ne” isimli programda da bu konudaki düşüncelerinin aynı olduğunu belirten sanığın eyleminin 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinde yazılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçunu oluşturmayacağı gözetilmeksizin, beraati yerine delillerin değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,

2-) Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek suçu yönünden yapılan incelemede;

a-) Somut bir tehlike suçu olarak 5237 sayılı TCK’nın 216/1 maddesinde düzenlenen ve kamu düzenini, toplum huzurunu/barışını himaye eden, esas itibariyle nefret söylemini sınırlandırmayı hedefleyen halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek suçu; halkı, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığına dayanarak birbirine karşı kamu düzeni için tehlikeli olabilecek şekilde düşmanlığa veya kin beslemeye alenen tahrik edilmesini cezalandırmaktadır.

Mahiyeti ve yapısı itibariyle Anayasanın 26., AİHS’nin 10. maddeleri ile teminat altına alınan düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti bağlamında suç tanımında gösterilen hassasiyetin uygulamada da gözetilmesinde zaruret bulunduğundan, kamu düzeni ve toplum huzurunu korumak gibi meşru bir amaca yöneldiğinde kuşku bulunmayan müdahalenin, demokratik bir toplumda zorlayıcı bir toplumsal ihtiyaçtan kaynaklanıp kaynaklanmadığının ve hakkın özüne dokunmadan ölçülü/orantılı bir müdahale olup olmadığının olaysal olarak mahkemece değerlendirilmesi gerekir.

Madde gerekçesinde de açıklandığı üzere; suçu oluşturan “tahrik”, soyut saygısızlık ve reddin ötesinde, bir halk kesimine karşı düşmanca tavırlar gösterilmesini sağlamaya veya bu tür tavırları pekiştirmeye objektif olarak elverişli olmalıdır. Fail sübjektif olarak da bu amacı gütmeli, halk kesimini kin ve nefrete tahrik etmelidir. Bu kapsamda salt yüz çevirme, soyut bir red veya saygısızlık ifade eden bir davranışta bulunma veya bu yönde sözler sarfetme, suçun gerçekleşmesi bakımından yeterli değildir. Fiilin suç teşkil etmesi için bunların ötesinde, ağır ve yoğun bir tarzda kin ve düşmanlığa tahrikin var olması gerekir. Diğer bir tabirle etkili bir şiddet çağrısı ya da nefret söylemi içermelidir.Failin fiili, adet ve şahıs olarak muayyen olmayan toplum kesimi üzerinde kin ve nefret duygularının oluşumuna veya mevcut duyguların pekişmesine etkide bulunmalıdır.

Kin ve düşmanlık; “husumet beslenen konuya karşı tasarlayarak zarar vermeye, öç almayı gerektirecek şiddette nefret duymaya yönelik hareketlerin zemini oluşturan psikolojik bir hal” olarak açıklanabilir, “kin ve düşmanlık” ibaresinin anlamı da dikkate alındığında sadece “şiddet içeren ya da şiddet tavsiye eden tahrikler” madde kapsamında değerlendirilebilecektir.

Türk Ceza Kanunun 216. maddesinde yer alan düzenleme, doğrudan ifadenin içeriğini hedefe alarak bir sınırlama öngörmemektedir. İfadenin iletişimsel etkisinin muhatapları üzerinde yarattığı varsayılan etkiyi değil, somut vakıada kullanılan ifadenin yaratmış olduğu etkiyi dikkate almaktadır. (Terörizm ve İfade Özgürlüğü Paradoksu, Yard. Doç Dr. Kemal Şahin, Sy.339) Kamu güvenliğinin bozulması tehlikesinin somut olgulara dayalı olarak varlığı gereklidir. Bu tehlike, somut bir tehlikedir. Somut tehlikenin gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenirken failin söz ve davranışlarının neden olduğu tehlike neticesine bakmak gerekir. Hakim, kullanılan ifadeler dolayısıyla bu tehlikenin gerçekleşip gerçekleşmediğini, dayanak ve noktalarını göstermek suretiyle belirleyecektir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olayda; muhalif kimliği ile de bilinen sanığın, Twitter adlı sosyal medya platformunda bulunan ve herkesin erişimine açık olan, kendi kullanımında olduğunu kabul ettiği Canan Kaftancıoğlu@ccanannnn kullanıcı isimli hesabı üzerinden farklı tarihlerdeki gündeme ilişkin olaylarla ilgili yapmış olduğu paylaşımlarının bütünü nazara alındığında; esas itibariyle objektif ve tarafsızlıktan uzak, incitici, saygınlığı zedeleyici, rahatsız edici sözlerinin suçun unsuru olan açık ve yakın tehlike hususu da nazara alındığında 5237 sayılı TCK’nın 216. maddesinde yazılı halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek suçunu oluşturmayacağı gözetilmeksizin, beraati yerine delillerin değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,

b-) Kabul ve uygulamaya göre de; Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme suçundan davaya katılma hakkı bulunmayan Dursun Acet, Emin Karabıyık, Ebubekir Demircan, Ekrem Çakır, Ekrem Demircan, Elif Pilavcı, Emin Bayar, Emrah Aras, Cengiz Özdemir, Orhan Alakbarov, Servet Acun, Bülent Baki, Mustafa Atlı, Kani Yeşilyurt, Mehmet Özer, Ahmet Ziyaüddin Köseler ve Ahmet Yiğit Yıldırım lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,

Kanuna aykırı olup, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Vatandas

Sonuç yarın birileri salacak tıpkı deva partili gibi sonra tekrar yakalama çıkacak sonuç sıfıra sıfır sonra yargıya güven şimdi madem bu kadının dedikleri suç neden 8.10 sene sonra dava ediliyor bunlara birşey olmaz yarın serbest bırakırlar bu ülkede ya paran olacak yada siyasi desteğin gerisi yalan.

Ahmet

Bu karara göre 2012-13 yıllarında atılan benzeri twitler için de birçok başka insan ve siyasetçi cezalandırılacak.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23