TÜİK, Türkiye ekonomisinin geçen yıl yüzde 2,2 büyüdüğünü açıkladı. TÜİK verilerine göre büyüme hızı 2012 yılının son çeyreğinde yıllık bazda yüzde 1,4 oldu. Rakamları değerlendiren Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, “Daha fazlasını hak ediyorduk, biraz ‘acı
EKONOMİ SERVİSİ
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Türkiye ekonomisinin geçen yıl yüzde 2,2 büyüdüğünü açıkladı. TÜİK, üretim yöntemiyle hesaplanan gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) 2012 dördüncü çeyrek sonuçlarını da açıklarken buna göre, büyüme hızı 2012 yılının son çeyreğinde yıllık bazda yüzde 1,4 oldu. Üretim yöntemiyle GSYH tahmininde, 2012 yılı dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre cari fiyatlarla yüzde 7,4’lük artışla 364 milyar 177 milyon lira, sabit fiyatlarla yüzde 1,4’lük artışla 29 milyar 935 milyon lira oldu.
KİŞİ BAŞI GSYH
10 BİN 504 DOLAR OLDU
GSYH, 2012 yılında cari fiyatlarla yüzde 9,2’lik artışla 1 trilyon 416 milyar 817 milyon lira olarak gerçekleşti. Büyüme hızı, geçen yıl sabit fiyatlarla yüzde 2,2’lik artışla 117 milyar 754 milyon lira oldu. Kişi başına GSYH değeri 2012 yılında cari fiyatlarla 18 bin 927 lira (10 bin 504 dolar) olarak hesaplandı. Takvim etkisinden arındırılmış sabit fiyatlarla GSYH 2012 yılı dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 1,4’lük artış gösterirken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH değeri bir önceki çeyreğe göre değişmedi.
Öte yandan TÜİK, 2011 yılına ilişkin Türkiye’nin ekonomik büyüme verisini yüzde 8,5’ten yüzde 8,8’e revize etti.
ÇAĞLAYAN: FRENE FAZLA BASTIK
Büyüme rakamlarını değerlendiren Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, “Daha fazlasını hak ediyorduk, biraz ‘acı fren’ oldu” dedi. Çağlayan, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin gerçek büyüme performansının bunun çok daha üzerinde olduğunu vurguladı. Bu rakamın kötü olmadığını ama daha iyisinin olabileceğine işaret eden Çağlayan, “Ben Zafer Çağlayan olarak 1 yıldır neden bu konuda konuşuyorum? Çünkü büyüme bizim genetiğimizde var. Bu rakam frene fazla basıldığını gösteriyor. Tekrar söylüyorum. Bu kötü bir büyüme hızı değil. Hele ki, en büyük ihraç pazarımız olan, en büyük ekonomik partnerimiz olan AB ekonomileri krizdeyken, Avro Bölgesi üyeleri birer birer yardıma başvururken, Avro Bölgesi 2012 yılında binde 6 daralmışken, bugünkü büyüme oranımız kötü bir oran değil” dedi.
ŞİMŞEK: BÜTÜN OLUMSUZLUKLARA
RAĞMEN 2.2 BÜYÜK BAŞARIDIR
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise büyümeyle ilgili olarak, 2012 yılında Türkiye’nin yüzde 2,2 büyümesinin başarı olduğunu belirtti. Şimşek, 2012 yılı büyüme rakamlarına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, “Küresel ekonomideki yavaşlamaya, en büyük ticaret ortağımız olan AB’deki krizin derinleşmesine, bölgemizde artan jeopolitik gerginliklere ve yüksek seyreden petrol fiyatlarına rağmen Türkiye’nin yüzde 2,2 büyümüş olması bir başarıdır” ifadelerini kullandı. Yavaşlamaya rağmen Türkiye’nin 2012 yılında önemli kazanımlar elde ettiğine işaret eden Şimşek, cari açığın bir önceki yıla göre yaklaşık 28 milyar dolar daraldığını, enflasyonun yüzde 6,2 ile son 44 yılın en düşük seviyesinde gerçekleştiğini hatırlattı.
İŞ DÜNYASININ BAKIŞIYLA BÜYÜME RAKAMLARI:
İTO: BÜYÜMENİN DARALMASI İÇ TALEBİN YETERSİZLİĞİNDEN
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, 2012 yılı büyüme rakamının beklenenden düşük gelmesinin dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, Merkez Bankası’nın uyguladığı sıkı para politikaları ile yumuşak bir inişin gerçekleştiğini, ama artık biraz daha dikkat edilmesi gerektiğini, iç tüketimin çok fazla yavaşladığını kaydetti. Bu ortamda Merkez Bankası’ndan yeni faiz indirimleri beklemenin çok gerçekçi görünmediğini dile getiren Yalçıntaş, “Buna mukabil bankaların zorunlu karşılık oranlarında bir miktar gevşeme sağlanabilir. Bu yolla parasal genişleme ve devamında özel sektör yatırımlarının ve iç tüketimin canlanmasının önü açılabilir” değerlendirilmesinde bulundu.
ATO: TÜRKİYE FIRTINADA GEMİYE SU ALDIRMADI
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Salih Bezci, son açıklanan büyüme rakamları ile ilgili yaptığı yazılı açıklamada, büyüme rakamının beklentilerin altında kalmasına rağmen önemli bir başarı elde edildiğini belirtti. Türkiye’nin bu verilere göre dünya geneliyle uyumlu bir büyüme sergilediğini ifade eden Bezci, “Dünya ekonomisinde dengelerin bozulduğu dönemde büyümeyi sürdürmek tek başına başarılı tanımlaması için yeterli olacaktır. Türkiye fırtınada gemiye su aldırmadı. Moralle büyümeye devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
TZOB: TARIM BÜYÜMEDE BÜTÜN SEKTÖRLERE FARK ATTI
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımın büyümede diğer sektörlere fark attığını belirterek, tarımın 2012’de, yüzde 3,5 büyüyerek 109,8 milyar liralık hasılaya ulaştığını bildirdi. Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, Türk tarımının 2011 yılında 101,3 milyar lira olan cari hasılasını 2012 yılında 109,8 milyar liraya çıkardığını, balıkçılığın 2,3 milyar liralık hasılanın 2,8 milyar lirayı aştığını, 103,6 milyar lira olan toplam hasılanın da 112,6 milyar lirayı geçtiğini kaydetti.
ASO: BÜYÜME, BEKLENTİMİZ DOĞRULTUSUNDA GERÇEKLEŞTİ
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir ise “İç talebi ‘vur derken öldürmenin’ bedelini yüzde 2,2’lik büyümeyle ödedik” dedi. Özdebir, herkesin yüzde 2,5’e yakın bir büyüme beklerken kendi beklentilerinin yüzde 2 olduğunu belirterek, büyüme rakamlarının beklentileri doğrultusunda gerçekleştiğini kaydetti. Artık 2013 yılına yoğunlaşılması gerektiğini dile getiren Özdebir, “Ekonomik veriler, yılın ilk çeyreğinde ekonomideki durgun seyrin devam ettiğini göstermektedir” dedi.
ANGİAD: BÜYÜME YETERLİ DEĞİL AMA BAŞARILI
Ankara Genç İşadamları Derneği (ANGİAD) Başkanı Abdullah Değer, açıklanan büyüme rakamlarının sürpriz olmadığını belirtti. Bu rakamın beklentileri dahilinde gerçekleştiğini ifade eden Değer, bu çerçevede Türkiye’nin yüzde 2,2’lik büyümesinin sürpriz olmadığını kaydederek, “2012 zor bir yıldı. Yeterli olduğunu söyleyemeyiz ancak yine de başarılı sayılabilir. Arzumuz, büyümenin daha fazla olmasıydı” dedi.
ASKON: İMAJIMIZ VE MORALİMİZ YERİNDE
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Başkanı Mustafa Koca, “Bizim büyüme rakamlarımızın rahatlatıcı tarafı sadece ve sadece özellikle gelişmiş kabul edilen ülkelerde bu oranların dahi yakalanmamış olmasıdır. Onlara göre pozitif ayrışma göstermiş durumdayız. Bu en azından imaj ve moral açısından iyi bir durum. Aslında bu düşüşü nimet kabul etmek gerekir. Dolayısıyla büyüme politikalarını yeniden gözden geçirmek gerekir. Bu çerçevede konvansiyonel metotlarla yürütülecek olan ekonomi yönetimi bizi istediğimiz sonuçlara götürmeyecektir. Bilgi ve teknoloji üretimini koordine edip rekabetçi üstünlük şanslarımızı yeniden tanımlamalı ve ekonomimizi ona göre yönetmeyi başarmalıyız” şeklinde konuştu.
