İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkkadı’nın haberinin olmadığı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’nde kaydı dahi bulunmayan illegal soruşturma kapsamında, Türkiye’nin en önemli 7 işadamı ve 2 şirketine ihtiyati tedbir kararı konulması, “hukuk katliamı” olarak yorumlandı.
Tüm malvarlığına tedbir gelenlerin işadamları Mustafa Latif Topbaş, Üsame Kutub, Cemal Kalyoncu, Ömer Faruk Kalyoncu, Mehmet Cengiz, Abdullah Tivnikli ve Cengiz Aktürk olduğu öğrenildi.
MİLYARLARCA DOLARLIK TÜM MALVARLIĞINI DONDURMA
Söz konusu kararla, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK) 128. maddesini ihlal edildi. Yasada açıkça suçtan elde edilen mal varlığının dondurulması gerektiği belirtmesine rağmen, 7 işadamı ve 2 şirketine milyarlarca dolarlık tüm malvarlığını donduruldu! Savcı Muammer Akkaş ve İstanbul 2 Nolu hakimi Süleyman Karaçöl, “suçtan elde edilen mal varlığı” ayrımını görmezden gelip işadamlarının bütün mal varlığını dondurdu.
CMK 128. MADDE İHLAL EDİLDİ
İşadamları Usame Kutup, Cengiz Aktürk ve Cengiz Aktürk’ün şirketi Bosphorus 360’ın avukatı Mustafa Doğan İnal, CMK 128 maddesi ihlal edildiğini, 2 müvekkili ve şirketinin tüm malvarlıklarına ihtiyati tedbir kararı konulduğunu söyledi.
İnal, “Masumiyet karinesi ihlal edilmiştir. Müvekkillerimin yargılanması adeta medya eliyle kamuoyu önünde yapılmaktadır. Huzurdaki soruşturmanın dışında farzı muhal örnek vermek istiyorum. Bir şüphelinin 10 bin lira rüşvet aldığı iddia ediliyor. Bunun karşılığında 10 milyonluk mal varlığının tamamına el koyuyorsunuz. Suçtan elde edilen mal 10 bin lira ancak geçmişten gelen 10 milyon liralık mal varlığının tamamına el koyuyorsunuz. Bu hukuka aykırıdır” dedi.
“HUKUK SKANDALI”
Mustafa Doğan İnal, kanuna açık bir şekilde bir suçun işlenmesi ve bu suçun neticesinde tedbir konulabilmesi için bir mal varlığının elde edilmesi gerektiğini belirterek, “İşlenmiş bir suç olacak ve bu işlerin suçtan elde edilmiş bir malvarlığı olacak ki üzerine tedbir konulabilsin. Mahkeme hiçbir şekilde isnat edilen suçlara ilişkin sadece suçlamaları yazmış ve arkasından da savcılığın talebini kabul ederek malvarlığına el koymuş. Burada şöyle bir ciddi sıkıntı var; Birincisi, uzun yıllara dayanan ticari ilişkileri ve ticari faaliyetleri olan şirketlerin malvarlığına el konulması bir hukuk skandalıdır. İkincisi, bu şirketlerin soruşturma kapsamında nasıl bir suça karıştıkları belli değil” diye konuştu.
Bu kararla kişilerin normal yaşantılarına devam etme şanslarının bırakılmadığını belirten İnal, işadamlarının mal varlıklarına ve ticari hayatlarına, her şeylerine el konulduğunu belirterek, “İnsanların suçluluğunu ispatlamadan her şeyine el koyuyorsunuz. Ekonomik olarak var olan borçlarını ödeme imkanlarının önünü keserek, itibarsızlaştırmaya çalışıyorsunuz. 2 ay belki 3 ay boyunca var olan imkanlarını kullanamadan belki iflas edecek, siz buna zemin hazırlıyorsunuz. Dolayısıyla artık Türkiye de hem ticari anlamda güvenirliği kalmadı hem de hukuki anlamda güvenirliği kalmadı. Bu sadece aslında bu soruşturma için değil Türkiye’deki ticari faaliyet içinde bulunan herkes için bir risktir” dedi.
7 işadamı ve 2 şirketine ihtiyati tedbir kararını alan İstanbul 2 Nolu hakimi Süleyman Karaçöl, konuyla ilgili sorularımızı cevaplamaktan kaçındı.
İnal, müvekkilerinin tüm malvarlığına el konulması kararının kaldırılması TMK 10 Madde ile Yetkili İstanbul 2. Nolu Hakimliği’ne başvurdu.
