Aydınlar, STK temsilcileri ve gazetecilerden ortak basın açıklaması: “28 Şubat yargı kararları iptal edilsin. Çünkü kararlar brifingler ve toplantıların etkisi altında alınmıştır.”
KORAY TAŞDEMİR/İSTANBUL
İmtiyazlı zümrenin kendi çıkarlarını korumak için, millet iradesini hiçe sayarak gerçekleştirdiği post modern darbenin 16. yıldönümüne sayılı günler kala, STK temsilcileri, aydınlar ve gazeteciler bir basın toplantısıyla 28 Şubat yargı kararlarının iptalini istediler. Geniş katılımlı toplantıda brifingli yargının vermiş olduğu hukuksuz kararların iptal edilmesi talep edildi. Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesinde Ahde Vefa Platformu tarafından düzenlenen basın toplantısına Mazlum-Der, Özgür-Der, Memur-Sen, İHH gibi sivil toplum kuruşlarının yanı sıra, yazar, akademisyen ve gazeteciler katıldı. Toplantıda, sözde örgüt lideri olduğu iddiasıyla ömür boyu hapis cezasına çarptırılan mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun durumu ve 28 Şubat yargı kararları masaya yatırıldı. Toplantının açılış konuşmasını Ahde Vefa Platformu Başkanı Tayyar Tercan yaparken, moderatörlüğü ise Avukat Hasan Ölçer gerçekleştirdi.
“ONA TÜRKİYE’NİN İHTİYACI VAR”
Geniş katılımlı basın toplantısına katılan aydın ve düşünürler arasında bulunan gazetemizin Yayın Kurulu Danışmanı ve Üyesi Yalçın Turgut Balaban, “28 Şubat’ı en şiddetli hali ile yaşayan ve bu zulme en şiddetli şekilde maruz kalan yayın organı hiç şüphesiz Akit’tir. Korkutulmaları, kaçırılmaları, susturulmaları şeklinde gazetemiz hakkında verilmiş emirler var bu süreçte. Bunların bazıları da uygulandı. 28 Şubat bir kabus gibi ülkenin üzerine çöktü. Ve bu çerçevede bugün hâlâ 28 Şubat zulmü sonuçları ile devam ediyor. 28 Şubat yargı kararları dendiğinde Salih Mirzabeyoğlu ise bir sembol şahsiyet olmuştur. Çünkü kütüphanelik çapta 57 telif eseri olan bu mütefekkir, sırf eserlerinden ve fikirlerinden dolayı zindana atılmış, idama mahkum edilmiş ve idam cezası kaldırılarak müebbet hapse çevrilmiştir. Bugün Türkiye’de halkın ihtiyacı olan bir beyin zindanda çürütülmektedir. 28 Şubat yargı kararlarının bütünüyle iptal edilmesi ve bu kararları verenlerin cezalarını çekmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.
DİLİPAK: BİZ YARGI KARARI İLE
AKLANMAK İSTİYORUZ
Yazarımız Abdurrahman Dilipak ise İslami dava sanıklarının affedilmeye değil, yeniden yargılanmaya ihtiyacı olduğunu belirtti. “Siz neyi kimi affediyorsunuz, ben sizleri affedecek miyim bakalım. Kendim aklanacağım. Benim aklanmamın şu anlamı var. Beni mahkum edenlerden hesap soracağım. Öncelikle bana verdiğin zararı tazmin edeceksin” diyen Dilipak, “Salih Mirzabeyoğlu’na kapıdan çık git” diyerek 28 Şubat hukuksuzluğundan hesap sorulamayacğını kaydetti. Dilipak, “Dahası bu cezayı verenler sanık olacaklar. Verilen kararlar hukuka uygun değilse suç aletidir. Gömleğimin rengi anayasa ile çelişiyorsa değişmesi gereken benim gömleğim değil anayasadır. Bizim hukuka yönelik suikastı ortadan kaldırmamız gerekiyor” dedi.
DOĞAN: MİRZABEYOĞLU HİÇBİR SUÇU YOKKEN MAHKUM OLDU
Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı Muzaffer Doğan, Ahde Vefa Derneği’ni böyle bir toplantı düzenlediği için tebrik ettiğini söylerek, “28 Şubat; şubat ayının son günü değil sadece, bir zulmün sembolüdür. Biz pazarlıksız Müslümanız ama hangi inanca mensup olursak olalım evvela zulme başkaldırmasını bilmeliyiz. Müslümanlar bunun bilincinde olan insanlardır” dedi. Üstad Necip Fazıl’ın Zindan’dan Mehmed’e mektup isimli şiirini okuyan Doğan, fikir adamları, namuslu insanlar, baba katilleri ile yan yana yatıyorlar. Salih Mirzabeyoğlu da 50’nin üzerinde esere imza atmış bir büyük kahraman, bir büyük fikir adamı. Hiçbir suçu yokken 28 Şubat’ın hışmına uğradı ve mahkûm oldu” diye konuştu. Doğan, “Zulme başkaldırmak için buradayız. Hükümete sesleniyoruz. Hükümet olarak tez elden ne gerekiyorsa yapılması lazım. Meydan meydan dolaşalım ve bu duruma kulaklarını tıkayanları uyandıralım” dedi.
“28 ŞUBAT’TA HAİNCE
UYGULAMALAR YAPILDI”
İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Mirzabeyoğlu’nu cezaevinde ziyaret ettiklerini dile getirerek, “Bu kararlar berbat kararlardı, haince yapılmış uygulamalar ve kararlardı ne insanlıkla ilgisi vardı ne de başka bir şeyle” dedi. Yıldırım, “28 Şubat yargı kararlarının mutlaka ortadan kaldırılması lazım, şu anda yetkililere sesleniyorum bir gün demiyorum o insanlar bir dakika dahi içeride kalsa vebaldesiniz. Mirzabeyoğlu’nu bunca zaman içeride tutanlar mutlaka yargılansın ve bu kimselerin hain oldukları damgalansın” dedi.
‘BİR, HAKİMİ ZİYARET ETTİ’
28 Şubat yargı kararlarındaki şaibe ile ilgili söz alan muhabirimiz Murat Alan ise dönemin Genelkurmay 2. Başkanı emekli Org. Çevik Bir’in rolüne dikkat çekti. Bir’in karar aşamasına gelen İslami davaları etki altına alabilmek için Beşiktaş Adliyesine ziyaretler gerçekleştirdiğini ifadeden Alan, Mirzabeyoğlu davasına bakan hakimin Harbi Orduevinde paşalara brifing verdiğini kaydetti. Alan şöyle konuştu: “28 Şubat yargısı ve kararları Salih Mirzabeyoğlu özelinde değerlendirecek olursak, muhakkak yargı mensuplarının askerlerle olan ilişkisi mercek altına alınmalıdır. Eski DGM’nin bulunduğu Beşiktaş Adliyesinde işler adeta emir komuta zinciri içerisinde yürütülmüştür. Çevik Bir, dönemin başsavcısı ve hakimlerle toplantılar yapmıştır. Görüşülen hakimler arasında İBDA-C davasının hakimi de bulunmaktadır. Yine aynı hakim Harbiye Orduevinde düzenlenen irtica konulu bir panele katılmış, görevdeki bir hakim olmasına rağmen davasına baktığı kişilerle ilgili bir iddia ortaya atmıştır.”
AYDIN: BU ZULÜM DURDURULMALIDIR
Memur- Sen ve Eğitim Sen İstanbul Şube Başkanı Emrullah Aydın da o günlerde ödenmiş bedeller unutulmasın diye bir kitap çıkardıklarını belirterek, “İktidar sahiplerinin bir dakika dahi kaybetmeden bu zulme dur demeleri lazım” dedi.
Mazlum Der adına konuşan avukat Arife Gökkaya ise adalet ve özgürlük arayışlarının devam etmesi gerektiğinin altını çizdi. Özgür-Der adına konuşan Murat Ayar da 28 Şubat’ta yargı mensuplarının askerlerin emrinde olduğunu söyleyerek suçluların yargılanması gerektiğine vurgu yaptı. Panelde ayrıca yazar Sevda Türküsev, İmkan-Der Başkanı Murat Özer de konuşma yaptı.
