• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Bir Başbakan Geçti Almanya’dan...

Yeniakit Publisher
2014-05-30 11:03:00 - 2014-05-30 11:23:58
Bir Başbakan Geçti Almanya’dan...

Almanya'nın Mainz şehrinden Ömer Erdem, gazetemizin bugünkü Okur Postası sayfasında yayınlanan yazısında Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Almanya ziyaretini değerlendirdi. Almanların ve Batı'nın Erdoğan'ı hazmedemediğini vurgulayan Erdem şu ifadelere yer verdi: Ben Almanların ve “içimizdeki Almanların” Başbakanımızdan hoşlanmamalarında büyük “hayırlar” görüyorum. İyi ki de hoşlanmıyorlar. Zira şahsiyetli bir insandan herkes hoşlanmaz. En azından “şahsiyetsiz” olanlar hoşlanmaz. Herkesin sevdiği bir adam ancak “münafık” olarak isimlendirilebilir.

Hemen herkesin doğru bildiği yanlışların ileri boyutlarda yaşandığı bir ülkemiz var. Elbette ki bunlar yepyeni bir toplum oluşturmak için yapılan mühendislik çalışmalarının bir ürünü idi. Elitistlerin fabrika ayarları ile oynadığı toplumun yeniden bu ayarlara dönebilmesi epeyce bir zaman aldı.

Tarih konusunda da aynı şeyler oldu. Sadece kendi tarihimizle ilgili değil, Avrupa tarihi ile ilgili olarak da bir çok “yanlış” bu topluma “doğru” diye dayatıldı. Sözümona Almanlar güya Birinci Cihan Harbi’nde dost ve müttefikimizdi. Ama gelin görün ki binbir prenslikten oluşan bu ülke “Almanya” diye birleşirken Osmanlı devleti “binbir parçaya” bölünmüştü. Böylesi bir dostluk düşman başına. Harb esnası ve sonrasında Almanların “kaypaklık ve kalleşliklerinden” bahsedecek değilim. Zira onlar bu yazının konusu değil. Bu kadarını da sadece yanlışlarını doğru sanan bazı kişilerin Almanlara ne oldu sorusunu sormaları yüzünden söyledim.

Almanlar, ülkemiz hakkında bu kanaati yeni edinmiş değiller. Yakın geçmişte ülkemizi teröre boğan PKK militanlarına her türlü desteği sağlayan bir devlettir Almanya. Dahası buradan umutlarını kaybettikleri için şimdilerde yeni bir oyunla Türkiyemizin başına yine “Marksist-Leninist orijinli ve Ali’siz Alevilik soslu yeni bir terör belâsı” sarma telâşındalar.

Başbakan gelmeden önce “Cehenneme git Tayyib” yahut da “Hoşgelmediniz, burada istenmiyorsunuz” şeklinde manşetler atan siyonist uşakları gazetelerin ve Başbakanımıza itidâl tavsiye eden siyaset esnafının bu davranışlarına doğrusu ben kendi adıma hiç şaşırmadım. Zira, batıl Batının şahsiyetli ve güçlü bir ülkenin şahsiyetli ve dirayetli bir yöneticisinden hoşlanmaması eşyanın tabiatı gereğidir. Aksi olsaydı kuşkulanmak gerekirdi.



Ben Almanların ve “içimizdeki Almanların” Başbakanımızdan hoşlanmamalarında büyük “hayırlar” görüyorum. İyi ki de hoşlanmıyorlar. Zira şahsiyetli bir insandan herkes hoşlanmaz. En azından “şahsiyetsiz” olanlar hoşlanmaz. Herkesin sevdiği bir adam ancak “münafık” olarak isimlendirilebilir. Bazen sizi sevmeyenlere de teşekkür etmek zorunda olursunuz. Zira, onlar aslında sizin ne kadar şahsiyetli olduğunuzu zımnen ifade etmiş olurlar. Bir Allah inancına sahip olanlar, Tayyib Erdoğana muhabbet besliyorsa Allah düşmanlarının onu sevmemesi kadar normal bir şey olamaz. Çok şükür ki sevmiyorlar. Başbakanın yeryüzü coğrafyasında o kadar çok seveni var ki Allah düşmanlarının muhabbetine asla ihtiyacı yoktur.

Başbakan Köln’e geldi

Sanırsınız ki burası Almanya’nın değil de Türkiyemizin bir kenti. Almanya’nın ve hatta Avrupa’nın en ücra köşelerinden saatlerce araba kullanarak “Lanxess Arena”ya akın eden insanları bir görseniz. Ne muazzam bir ambians, ne muhteşem bir sevgi. Hemen her gün televizyonlardan Başbakanı rahat koltuklarında çaylarını yudumlarken izleme ve dinleme imkânı olan bu insanlar neden bunca zahmete katlanıp saatlerce yol katedip buraya akın ediyorlar. Üstelik büyük bir kısmı salona giremeyeceğini bile bile. Salona girebilse bile yine büyük ekranlardan ancak Başbakanı görebileceğini bile bile...

Nitekim öyle de oldu. Binlerce insan salon dolduğu için geri dönmek zorunda kaldı. Üstelik Köln Belediyesi bu defa salon dışına ekran kurulmasına izin vermedi. İnsanlar Başbakanı uzaktan bir görebilmek adına çıkış saatini beklediler saatlerce. Sabırla, ihtiyatla, tevazuyla, sevgiyle, himmetle, hürmetle...



Kıskançlık Krizi

Alman medyası bir kenara öbür bütün hesaplar da bir tarafa ve hatta rekabetin acımasız koşullarını da bir tarafa koyup şöyle sakince bir düşünelim. Bakın, şimdi Almanya 83 milyonluk güçlü bir ekonomiye sahip koca bir ülke. “Eski Doğu Alman ve koca düğmeli ceketler giyinen şansölye Merkel de bu ülkenin başbakanı. Alman Başbakanı bütün hayatı boyunca bu kadar insanı birarada görebilme imkânına sahip değil. En büyük salon toplantıları iki bin kişiyi geçmez. Denebilir ki Almanyada bu biraz da olayın tabiatı gereğidir. Doğrudur, bunu ben de kabul ediyorum. Ama bir düşünün, sizin ülkenize bir başka ülkenin Başbakanı geliyor ve onu karşılamak için on binlerce insan yollara dökülüyor. İnsanlar, Başbakanın geçtiği yollara “güller ve karanfiller” döküyor. İşini gücünü bırakıp salona gidebilmek için saatlerce yol katediyor ve onu göremese bile şikâyet etmiyor. Değilmi ki; orada bulundum ve şahitlik ettim bu bana yeter diyebiliyor. Böylesine muazzam bir sevgi elbette ki kıskanılır.


Kimbilir belki de Başbakanımız şansölye Merkel’in yuhalanmasına bu sebeple engel olmuştur.

Ben, kendi adıma o muhteşem tabloyu görünce zırnık hazzetmediğim Merkel’e kısmen de olsa hak vermek zorunda kaldım. Umalım da bu sevgi hâlesinden azıcık bile olsa hissedar olabilsinler.

Başbakan bir kez daha Almanlara nasıl bir “Başbakan” olduğunu aynel yakın olarak göstermiş oldu. Başbakan gördüğü bu sevgi ve ilgiyi sonuna kadar haketmiş “yiğit bir adam” olarak milletin gönlünde taht kurmaya devam edecektir. Yeni Türkiye’nin mimarına yurtdışında yaşamakta olan bir vatandaş olarak en derin hürmet ve şükranlarımı arz ediyorum:

“Hoşgeldiniz sayın Başbakanım, şeref verdiniz”.

Baki selam ve saygılarımla.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23