Akşam gazetesi yazarı Hüseyin Besli, Batı'nın "sahte tanrılar" ve "yaratıkları" üzerinden dünyaya hükmetme çabasını eleştirdi. Besli, İsrail’in varlığını Batı’nın sahte tanrılığına borçlu olduğunu belirtti. Gazzelilerin bu düzmece tanrıya karşı mücadele ettiğini ifade eden Besli, Batı'nın haksız hakimiyetinin yakında sona ereceğini öngördü. İşte Hüseyin Besli'nin dikkat çeken yazısı:
Akşam gazetesi yazarı Hüseyin Besli, Batı'nın "sahte tanrılar" ve "yaratıkları" üzerinden dünyaya hükmetme çabasını eleştirdi. Besli, İsrail’in varlığını Batı’nın sahte tanrılığına borçlu olduğunu belirtti. Gazzelilerin bu düzmece tanrıya karşı mücadele ettiğini ifade eden Besli, Batı'nın haksız hakimiyetinin yakında sona ereceğini öngördü. İşte Hüseyin Besli'nin dikkat çeken yazısı:
"20 Ağustos Salı günkü Star'daki 'Ateş-i Nemrut'tan Korkar mı İbrahim Olan' başlıklı yazısında Vahdettin İnce;
İnsanın; 'balçık'tan yaratılıp, üzerine Allah'ın ruhundan üfürülmesini hatırlatarak, madde ile mana arasında bir dengede var olduğunu/durduğunu vurgulamakta;
Sonra da; insanın bu dengeyi her zaman tutturamadığını/koruyamadığını söyleyerek aşağı veya yukarı istikamette sapmadan bahsetmekte;
Denge, ruh/mana cihetinde yukarı doğru bozulursa sapmanın tanrılık iddiasına kadar gideceğini, balçık cihetine giderse hayvanlık derekesine kadar ineceğini hatırlatır... Bir kere daha...
İnsanlık tarihi boyunca yukarı doğru sapmanın, yani tanrılaşmanın en bariz, en çarpıcı en bildik örneği Nemrut'tur.
Günümüzün Nemrut'u ise Batı'dır...
Günümüzün düzmece tanrısı Batı, dilediğine hayat verebileceğini, dilediğini yok edebileceğini kanıtlamak için sayısız girişimlerde bulunmuştur. Bunlardan en yakın ve yakıcı olan Filistinliler ve Yahudiler meselesidir.
Batı; doğal ömrünü tamamlamış, dolayısıyla dünyanın dört bir tarafına yayılmış Yahudileri yeniden bir araya toplayıp onlara yeni bir hayat bahşederek İsrail devletini kurdururken, Filistin halkını yok etmeye çalışmakta...
İnce'nin bıraktığı yerden devam edersek;
Kur'an-ı Kerim dahi doğrulamıştır ve defaatle hatırlatmıştır ki; Yahudiler Hz. İsa'nın zuhurundan sonra 'kovulmuşlar' ve doğal ömürlerini tamamlamışlardır.
MS 70 yılında Roma Kralı Titus tarafından bir daha bir araya gelmemek üzere, dünyanın dört bir tarafına dağıtılmışlardır...
Gerçekten de 1878 yıl boyunca bir daha bir araya gelememişlerdir.
Halen düzmece tanrı Batı'nın Yahudilere hayat bahşediyor olmaları ve düzmece bir devlete destek vermeleri ne Yahudilerin affına sebep olabilir ne de İsrail devletinin güvenliğini sağlayabilir.
Bütün düzmece yapılar gibi, Batı'nın ilahlığı da, İsrail devletinin varlığı da tez zamanda sonuçlanacaktır ve Yahudiler layık oldukları veçhile yeryüzünde darmadağın, sersefil yaşamaya mahkum olacaklardır.
Çünkü, affedilemeyecek günahların ve suçların failleridir Yahudiler...
Bu nedenledir ki; bugünkü İsrail George Orwell'den mülhem hayvanların yaşayıp, vahşi hayvanların yönettiği bir ülkedir.
Nasıl ki; beşerî ilahlaşmanın sembolü Nemrut'a Hz. İbrahim haddini bildirmişse; bugünün düzmece tanrısı Batı'ya da Gazzelilerin şahsında insanlık haddinin bildirmektedir. Batı tanrılığının tezahürü olan demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi martavallar Gazzelilerin elinde paramparça olmuştur.
Umarım ve dua ederim ki; yine tıpkı Nemrut'un bir sineğe yenilmesi ve ölmesi gibi, Gazzeliler de Batı'nın burnundan girip beynini fitil fitil yere dökecektir inşallah..."
