Kim o, bir değil, iki değil, üç banka hortumcusunun asil gazetecisi? Saygı Öztürk.. Soyut ifadeleri sevmem.. Adları ile sanları ile işte üç banka hortumcusundan aldığı parayı evine ekmek diye götüren Saygı Öztürk’ün, aleyhine tek kelime yapamadığı üç hortumcu:

1) Geçtiğimiz günlerde tekrar gündeme gelen, halen yurtdışında kaçak yaşayan Erol Aksoy.. Saygı Öztürk, Erol Aksoy’un ortaklık döneminde Hürriyet’te çalıştı.. Hortumcu Erol Aksoy’un işçisi oldu.. Aksoy, İktisat Bankasının içini boşaltırken, bir miktarını da gazetedeki adamlarına aktarıyordu.. Onlara dolgun maaş vererek, muhafazakar adamlara saldırtıyordu..

İşte o kontenjandan, hortumcu Erol Aksoy’un işçisi Saygı Öztürk, ilk yıllarını, İktisat Bankası boşaltılırken aldığı maaş hatırına, bugüne kadar patronu aleyhine tek kelime yazamadı. Ama o patron, şu an iflas etmiş yurtdışında kaçak yaşayan, Türk milletinin de cebinden milyarlarca dolar çalan bir kişi...

Sonuçta Dinç Bilgin de, milyarlarca doları milletin sırtına yükledi.. Kendisi kısmen hesabını verdi.. Ama yanında dolgun maaşlarla çalıştırdığı adamlarından hesap sorulmadığı için, şimdi bile o adamları dindar insanlara saldırmaya devam ediyorlar..

Üçüncü hortumcu, Saygı Öztürk’ün en fazla saygı gösterdiği, çünkü en fazla kendisini doyuran patronu Cem Uzan..

Bugün 18 yıl kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunan Cem Uzan, yurtdışında kaçak yaşıyor.. Milletin sırtına, 14 milyar dolar yıktı.. Milletin cebinden çaldığı paraları, yanındaki adamlara maaş adı altında dağıttı. O maaşlardan alanlardan birisi de Saygı Öztürk. O aldığı dolgun maaşlar, o kadar o kadar yüksek idi ki. Bugün dahi etkisini gösteriyor..

İşte size, yurtdışında kaçak yaşayan. Hırsızlığı tescillenmiş ahlaksız hortumcu Cem Uzan’ın işçisi Saygı Öztürk’ün, patronu ile yurtdışında yaptığı son yıllardaki röportajlar. Sanki karşısındaki adam mahkum olmuş bir hırsız değil.. Saygın bir işadamı imiş gibi algılara bakın: 30 Kasım 2020’deki habere bakın:

“Cem Uzan: Türkiye ekonomisi hiç bu kadar kötü olmamıştı.” Şu kişi bu sözleri söylesin.. Bu kişi söylesin. Ama 18 yıl kesinleşmiş mahkumiyeti olan ve hırsızlıktan hesabını veremeyip, yurtdışına kaçan bir ahlaksız, bunları söylediğinde, Türkiye’de hangi vicdanı olan, “Sen önce kendine bak, hortumcu..” demeden o sözleri aktarır? Eğer önceki yıllarda milyonlarca liralık maaş aldı isen.. Saygı Öztürk isen. Ancak bunu yapabilirsin.. Ve utanmadan, haberin girişine de, “Siyasi sığınma talebini kabul eden Fransa’da hayatını sürdüren eski Genç Parti Genel Başkanı ve iş insanı Cem Uzan” diye takdimde bulunuyor, hırsızın işçisi.. Bir ay sonra, bir röportaj daha.. Büyük ihtimalle aylık periyodlu bir anlaşma yapmışlar.. Bir ay sonraki röportaj bölümler halinde yayınlanmış: 1 Aralık 2020’de haberleştirileni şöyle:

“Cem Uzan bombayı patlattı! ‘Genç Parti’ ilk seçimlere girecek!” Şimdi üzerinden 4 yıl geçtikten sonra, bu hortumcunun, bu hırsızın sözlerini Türkiye gündemine taşıyan Saygı’ya soruyorum.. “Ne oldu, ilk seçime girebildi mi, patronun hortumcu Cem?”

Tarih 3 Aralık 2020. KRT TV’de Saygı Öztürk’ün hazırlayıp sunduğu Sisler Bulvarı’nda ağırlanan hortumcu Cem Uzan, sanki 18 yıllık kesinleşmiş mahkumiyet kararı yokmuş da, Türkiye’ye elini kolunu sallayarak dönebilirmiş gibi, “geri dönüş şartlarım” diyor.. İşçisi Saygı da, süklüm püklüm, ona soruları yöneltiyor..

Ben de Saygı Öztürk’e soruyorum.. Milletin boğazından çalınan paralardan ne kadarını aldın, bu hırsızla röportaj yapmak ve çaldığı paraları sormadan konuşmak için? Ve ertesi günü.. 4 Aralık 2020’de bir bölüm daha.. Bakın nasıl güzellemeler yapılıyor: “Cem Uzan, Türkiye’den kaçışını anlattı: James Bond filmi gibiydi” Ahlaksızlığın zirveye taşındığı ifadeleri görüyor musunuz. Bildiğiniz bir hırsız.. Ülkesinden kaçmış. Çünkü cezaevine girecek. 1 kilo baklava çalanın cezaevine girdiği Türkiye’de.. Milletin milyar dolarlarını çalmış.. Kaçıyor.. Adam utanmadan, “James Bond gibi kaçtım” deyip, işi kahramanlığa döküyor. Karşısındaki gazeteci geçinen adam da, soramıyor: “Ulan ahlaksız.. Hırsızın kaçmasının James Bond’luğu mu olur?”

Tarih 9 Haziran 2022: “Cem Uzan’ın iki hedefi” başlığı ile Sözcü gazetesinde yayınlanan yazıda, hortumcu Cem Uzan’ın hedeflerini anlatıyor. Dersiniz ki, adam bildiğiniz bir hortumcu değil.. Büyük bir işadamı.. İşte hortumcuların işçisi Saygı Öztürk.. Hortumculara hizmet etmekle yetinmeyip, gerçek dürüst insanları da karalamak için, dün masaya oturmuş.. Ve, “BM Raporu: SADAT, ambargoyu deldi 5 bin Suriyeliyi Libya’da eğitti!” iftira içerikli yazıyı yayınlamış.. Hırsızların işçisinden, doğru bir yazı bekleyebilir misiniz? Hırsızın karşısına geçip, süklüm püklüm soru sorup, hırsızlığından hiç bahsetmeyen bir adamdan, doğru bir yazı bekleyebilir misiniz?

Saygı Öztürk de, sadece hortumcuların avukatlığını yapmakla yetinmeyelim, ayrıca hırsızlık yapmayanları, dürüstçe mesleğini icra edenleri de hedef tahtasına koyalım diyerek, SADAT’ı yazısına yalanlarla konu edinmiş.. Nasıl ki patronu hortumcu Cem Uzan’a, İmarbank’ı nasıl soydun.. Orayı soyarken, paraların bir kısmını da maaş diye bize mi verdin” diye soramıyorsa.. Amerika’ya, “Binlerce silah dolu Tır, nasıl PKK’lılara verildi” diye soramıyor ama.. Mahalle kahvesinin dedikoduları mahiyetinde söylemleri, sözümona “BM Raporundan alıntılıyorum” diyerek, SADAT’ı suçlamak için, köşesine taşıyor..

Meral Akşener ile 2018’deki seçim gezisi ile başlıyor. Meral Akşener’in o tarihteki iftiralarından dolayı mahkum olduğunu gizleyip. Yeniden o iftiraları köşesine taşıyor..

Bana da.. “Hortumcuların işçisi.. Kes sesini.. Sen git, hortumcu patronlarına şirinlik yap” demek düşüyor. KAYNAK: Ali İhsan Karahasanoğlu/yeniakit.com.tr