Deneyimli istihbaratçılar, son yıllarda zaman zaman servis edilen ancak 17 Aralık sürecinde doruğa çıkan yasa dışı dinlemeleri Türkiye'nin hem içerideki hem dışarıdaki aktif politikasına bağladı.
Eski istihbaratçı Prof. Dr. Mahir Kaynak, dinlemelerde aynı olguya dikkat çekti. Kaynak, "Türkiye'nin bölgesel güç olmasını istemeyenler kimlerse, dinleyenler ve servis edenler de onlardır. Türkiye önceki dönemlerde pek fazla dinlenmezdi. Çünkü ülkeyi zaten yönetiyorlardı. Türkiye, diğer ülkelerle hep ittifak içinde, müttefik durumdaydı. Dolayısıyla dinleme ihtiyacı duymazlardı. Fakat bugün Başbakan Erdoğan, dünyadaki gelişmelere yönelik farklı bir politika izliyor. Türkiye'yi bölgesel bir güç haline getirmek için çalışıyor. Bundan rahatsız olanlar, Türkiye'nin önünü kesmek istiyorlar" dedi.
DİPLOMASİYE DARBE
Dinleme ihanetini değerlendiren deneyimli diplomatlar ise, Türkiye'nin diplomasisinin büyük zarar gördüğüne işaret etti. Eski ABD Büyükelçimiz Nüzhet Kandemir, "Dinleyen kadar dinleten de kusurludur. Peki sonuçları ne olur? Bundan böyle Türkiye'nin dış politikasında ikili ve çok taraflı tezleri ihtiyatla kabul edilir. Saygınlığına darbe vurması şeklinde neticelenebilir" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin eski NATO Daimi Temsilcisi emekli Büyükelçi Onur Öymen, "Son kaydın içeriği çok rahatsızlık verici. Çünkü Türkiye'yi savaş provokasyonu yapabilir duruma getiriyor. Uluslararası suç. Bunu savunmanın imkanı yok. BM'nin 51. maddesine göre; sadece kendinizi korumak için silah kullanabilirsiniz. Burada 'Türkiye savaş çıkartmak için silah kullanır' durumuna düşülüyor" ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE
