• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

"Bakanlarımız ve bürokratlarımız da haksızlıklar karşısında susanlardan olmasın"

Yeniakit Publisher
2014-05-11 12:25:00 - 2014-05-11 12:46:55
"Bakanlarımız ve bürokratlarımız da haksızlıklar karşısında susanlardan olmasın"

Yazarımız Ali Karahasanoğlu'nun duası: “Sadece Başbakanımız değil, bakanlarımız, bürokratlarımız da.. Haksızlıklar karşısında susanlardan olmasın.. Hakedene, hakettiği cevabı, hakedildiği anda versin..”

Tartışma ne?

Danıştay kuruluş yıldönümünde, Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun konuşmasının, “siyasi ağırlıklı” olup olmadığı..

Konuşmada, Engelliler Haftası’ndan bahsediliyorsa..

Basın Özgürlüğü Haftası ile ilgili değerlendirmeler yapılıyorsa..

Taksim’deki 1 Mayıs kutlamaları ile ilgili yorumlar yapılıyorsa..

Ve nihayetinde, Van’da deprem sonrasında yaşanan sıkıntılarla ilgili yorumlar yapılmış ise..

Buna “Siyasi konuşma” değil de, ne diyebiliriz?

“Edepsizlik ve yalancılık” nitelemelerinin haklılığı-haksızlığını belirlemek için, öncekonuşmanın bu ana başlıklarını bilmek gerekir..

Bu ana başlıkları gördükten sonra da, Başbakan’ın tepkisine itiraz edilmez, “şapka çıkartılır..”

Ve şöyle dua etmemiz zorunlu olur: 

“Allah Başbakanımızın yanında, bakanlarımızı da böyle yürekli kılsın..”

Amin..

Devam edelim duamıza:

“Sadece Başbakanımız değil, bakanlarımız, bürokratlarımız da.. Haksızlıklar karşısında susanlardan olmasın.. Hakedene, hakettiği cevabı, hakedildiği anda versin..”

Amin.. Amin..

Metin Bey, dün akşam saatlerinde, olaylı töreni değerlendirdi..

Dedi ki, “Ne kadar az hukuksuzluk yapılırsa bizim de konuşma süremiz o kadar azalır. Seneye daha az hukuksuzluk yapsınlar, biz de çıkalım, ‘Günümüz kutlu olsun’ diyelim, inelim.”

Başbakan “Yalancı” demişti..

Akşamki değerlendirmesinde de, Metin Bey yalancılığa devam ediyor..

Niye?

Çünkü konuşmasında son bir yılın.. Veya son seçim döneminin.  

Ondan da vazgeçtik, AK Parti iktidarı döneminin hukuka aykırılıklarını anlatmadı ki..

Neler anlattı, kısa bir alıntı yapayım..

“Üç fidanımız Deniz, Hüseyin ve Yusuf’un idamlarının acısını yüreğinde hissetmeyenimiz var mıdır?” 

Ne alakası var, Deniz, Hüseyin ve Yusuf’un idamları ile, Danıştay’ın 146. kuruluş yıldönümünün?

Dahası var..

Diyor ki Metni Bey: “Sivas’ta, Kahramanmaraş’ta, Çorum’da, Reyhanlı’da katledilen canlarımızın dağlamadığı yürek var mıdır?”

Reyhanlı, bu siyasi iktidar dönemindeki olay..

Ama Sivas, Kahramanmaraş, Çorum’la ne alakası var, AK Parti iktidarının?

“Sırf komünist olduğu gerekçesiyle sürgün yiyen, cezalandırılan şairlerimizin, yazarlarımızın, Nazım Hikmet’imizin çektiği acıları görmezden gelebilir miyiz?” sözünü sarfeden bir adam, “İnsan hakkı ihlali yapmayın.. Biz de konuşma yapmayalım. Teşekkür edip inelim” derken, kimi kandırmış oluyor?

Kendisini mi, bizi mi?

Veya şöyle soralım..

Başbakan’ın “yalancı” nitelemesini, fazlasıyla hakediyor mu, haketmiyor mu?

“Bombalanmış, boşaltılmış köyler, yakılan ormanlar, faili meçhul cinayetler, altı bini çocuk tam on altı bin kayıp, çocuklarını bekleyen Cumartesi Anneleri..” diye devam eden cümlelerin.. Son dönem siyasi iktidarı ile ne ilgisi var?

Metin Bey, önce kendi konuşma metnine baksın..

Sonra çıksın, “Ben ‘edepsizlik’ eleştirisini haketmedim” desin..

Diyebilirse eğer..

 

Yazının devamı için:

 


Yeni Akit Gazetesi

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23