Twitter mağdurları Tayyip Erdoğan ile Burhan Kuzu’nun şikâyetlerine 6 aydır kulak tıkayan Anayasa Mahkemesi’nin, 15 gün önce yasalaşan ‘Torba Kanun’un 4 maddesini jet hızıyla iptal etmesi tepki çekti. Hukukçular, AYM’nin kararı gerekçesiz açıklayarak anayasayı ihlâl ettiğini ifade ettiler.
Katıldığı bir televizyon programında, sosyal medya ve Twitter üzerinden özel hayata müdahale ve hakaret içeren yayınlara Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) 4 saat içerisinde müdahale etmesine imkan tanıyan maddeni iptalini eleştiren Başbakan Davutoğlu, “TİB’in böyle bir müdahale yetkisi almasına karşı çıkışa ben iki sebeple karşı eleştiri getiririm. Birincisi ya uygulamadaki gecikme başka bir insanın özgürlük alanını yok ederse hatta güvenliğini tehdit ederse bunun sorumlusu kim olacak?” dedi.
İNSAN HAKLARINA SAYGILARI YOK
Davutoğlu, “Herkesin kendisini benim yerime koymasını rica ediyorum. Bir vandallar grubu eve doğru harekete geçmek için Twitter’ı kullanıyor. Peki burada TİB’in böyle bir tweeti görüp bunu durdurması mı insan haklarına daha saygılıdır, yoksa ‘ben bir mahkemeye gideyim, mahkeme de karar alsın sonra bir bakayım’ demesi mi özgürlüklere saygıdır? Eğer durdurulmamış olsa böyle bir saldırı gerçekleşse ve bir zarar ortaya çıksa bunun hesabını kim verecek?” diye konuştu.
BİRİLERİNE ŞİRİN GÖZÜKMEYE ÇALIŞIYOR
“Özgürlükler konusunda kahramanlık yapmak çok kolaydır ama AYM’nin her vatandaşın hukukunu gözetecek çözümler de üretmesi lazım” diyen Davutoğlu, AYM’nin birilerine şirin görünmeye çalıştığını belirterek şu ifadeleri kullandı: “Eminim yarın Anayasa Mahkemesi, mutadı veçhile bu tür hakaret eden çevrelerce, bazı çevrelerce özgürlük kahramanı olarak görülebilir ama benim hukukumu koruyamaz. Burada özgürlük demek çok kolay. Özgürlüğü gerçek zeminine oturtacak olan şey ve yargının göz önüne alması gereken şey, ertesi gün kimler tarafından övüleceği değil, vatandaşların tek tek hukukunu koruyacak olması. Birilerinin, o hakaret edenlerin 4 saatlik hakaret etme özgürlüğünü Anayasa Mahkemesi teminat altına alamaz. Hakaret varsa, tehdit varsa agresif provokasyon varsa, TİB kamu yararı adına bunu durdurur ama böyle bir durum yoksa da o Torba Yasa öngörüyor ki gider, mahkemeye götürür, kaldırır yine.”
BASİRETLERİNE GÜVENİYORUM
12 Ekim’de yapılacak olan HSYK seçimlerinin önemine de dikkat çeken Davutoğlu, “Yargı mensuplarımızın basiretine güveniyorum. İnşallah en doğru karar çıkar. Ama diyelim bir grup yargıya egemen oldu ve diğerlerine hayat hakkı tanımadı. Artık o yargı adalet dağıtma keyfiyetini kaybetmeye başlar ve o zaman hiçbir vatandaşımız kendini güvende hissedemez. O zaman da Meclis’in görevi, nasıl başka darbelere karşı önce Meclis’in görevi vardır, böyle bir durum doğarsa Meclis’in görevi bunu çözecek her bir değişikliği yapmaktır” dedi.
Yargı üzerinde bir takım çevrelerce oyunlara da değinen Başbakan Davutoğlu, “Bugün yapılmak istenen, yargıda bir tekel kurmak. Yargıda darbe yapılmak isteniyor. Bakınız böyle bir yapı oluşsun, hükümet zorlukla karşılaşır, toplum zorlukla karşılaşır ama bilinsin ki en büyük zorluğu yargı mensupları çeker” şeklinde konuştu.
ELVAN: AYM, ANAYASA'NIN 153. MADDESİNİ İHLAL ETTİ
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, “AYM’nin bu kararı ile yeni bir yasal boşluk doğmuştur. AYM, iptal kararının gerekçesini açıklamayarak Anayasa’nın 153. maddesini ihlal etmiştir” dedi.
AKİT / ANKARA - Bakan Lütfi Elvan, Anayasa Mahkemesi’nin CHP’nin başvurusu üzerine Torba Kanun’da TİB’e ilişkin maddeleri iptal etmesine yönelik, “AYM’nin bu kararı ile yeni bir yasal boşluk doğmuştur” dedi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında, AYM’nin önceki gün Torba Kanun’da yer alan, milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi nedenlerinden bir veya bir kaçına bağlı olarak, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, internet erişiminin engellenmesi yetkisini TİB’e veren düzenleme ile internet kullanımına ilişkin trafik bilgisinin TİB tarafından ilgili işletmecilerden temin edilmesi ve hakim tarafından karar verilmesi halinde, ilgili mercilere verilmesini düzenleyen kanun hükmünü iptal ettiğini anımsattı. Hükümetlerinin hem ulusal güvenliği ve insan haklarını güvence altına almak hem de iletişim özgürlüğü başta olmak üzere bütün özgürlükleri güvence altında tutma amacına yönelik adımlar attığını, atmaya da devam ettiğini dile getiren Elvan, bu adımların adalet, özgürlük, güvenlik dengesi göz önünde bulundurularak atıldığını belirtti.
ANAYASAYI HİÇE SAYDI
AYM’nin iptal kararını internetten duyurduğunu ancak iptale ilişkin gerekçeleri açıklamadığını ifade eden Elvan, “Anayasamızın 153. maddesi; ‘Anayasa kararları kesindir iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz’ ifadesine yer veriyor. Ancak şu an iptal kararı açıklanmasına rağmen gerekçesi açıklanmamıştır. Özellikle en son yapmış olduğumuz düzenleme ile almış olduğumuz önlem, yargı kararı ile teyit edilmek üzere ya da ortadan kaldırılmak üzere alınan bir karar özelliğini taşımaktadır. Dolayısıyla geçici bir karardır, sansür ya da yayını engelleme veya iletişim özgürlüğüne müdahale anlamını taşıyan bir düzenleme asla değildir. Bu konuda TİB yetkilendirilmiştir, ancak AYM’nin bu kararı ile yeni bir yasal boşluk doğmuştur. Yayın yoluyla gerçekleştirilecek ulusal güvenliğimiz tehdit eden konular konusunda, özellikle internet ortamında yapılan yayınlar alanında ciddi bir boşluk oluşmuştur diye düşünüyorum” dedi.
AYM, ERDOĞAN VE KUZU İÇİN 177 GÜNDÜR KARAR VEREMEDİ
Paralel yapılanmaya kol kanat geren CHP’nin başvurusunu jet hızıyla karara bağlayan AYM, dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’nun twitter ile ilgili başvurusuna 177 gündür kulak tıkıyor. Suç işlemeyi ve küfretmeyi düşünce özgürlüğü sayıp twitter lehine tavır alan yüksek mahkemenin, Burhan Kuzu’nun 10 Nisan tarihli başvurusu ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 19 Nisan tarihli başvurusunu halen karara bağlamaması iki yüzlülük olarak yorumlanıyor. 
