Polonya Devlet Başkanı Andrzej Duda, Rusya'nın 2029 yılına kadar NATO'ya saldırabileceği yönündeki endişelerini dile getirdi. Duda, Rusya'nın "açgözlü bir canavar" olduğunu ve Ukrayna'daki savaşı kazanması durumunda Batı'ya saldıracağını iddia etti. Bu açıklamalar, Alman Bundeswehr Genel Müfettişi Karsten Breuer'in Rusya'nın 2029 yılına kadar NATO'ya karşı bir savaş başlatabileceği yönündeki uyarısıyla aynı dönemde geldi.
Polonya Devlet Başkanı Andrzej Duda, Rusya'nın 2029 yılına kadar NATO'ya saldırabileceği yönündeki endişelerini dile getirdi. Duda, Rusya'nın "açgözlü bir canavar" olduğunu ve Ukrayna'daki savaşı kazanması durumunda Batı'ya saldıracağını iddia etti. Bu açıklamalar, Alman Bundeswehr Genel Müfettişi Karsten Breuer'in Rusya'nın 2029 yılına kadar NATO'ya karşı bir savaş başlatabileceği yönündeki uyarısıyla aynı dönemde geldi.
Polonya Devlet Başkanı, Wirtualna Polska'ya verdiği röportajda, Rusya'nın "emperyalist" emellerine karşı koyulmaması durumunda "açgözlü canavarın" saldırmaya devam edeceğini söyledi. Duda, "Putin'in acımasız saldırganlığı durdurulmazsa, bu açgözlü Rus canavarı saldırmaya devam edecektir." dedi ve Batı'nın olası bir savaşa karşı hazırlıklı olması gerektiğini vurguladı.
Alman Bundeswehr Genel Müfettişi Karsten Breuer de benzer bir uyarıda bulunarak, Rusya'nın 2029 yılına kadar NATO'ya karşı bir savaş başlatabileceği en uygun koşulları yaratmış olacağını belirtti. Breuer, Alman askeri okulunda yaptığı konuşmada, "2029 yılını takvimlerinize işaretleyin! O zamana kadar yapılacak çok iş var ve hazır olmalıyız." ifadelerini kullandı.
Almanya'nın şu anda hedeflenen 203.000 asker sayısının 20.000 altında olduğunu belirten Breuer, Rusya'nın ise yılda yaklaşık 500 tank ürettiğini vurguladı. Bu durum, Almanya'nın olası bir Rus saldırısına karşı hazırlıklarını artırması gerektiği yönündeki endişeleri artırıyor.
Hem Polonya Devlet Başkanı Duda'nın hem de Alman Genelkurmay Başkanı Breuer'in açıklamaları, Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı Batı'ya taşıma olasılığına dair endişelerin arttığını gözler önüne seriyor. Bu açıklamalar, Avrupa'da 3. Dünya Savaşı'nın ayak sesleri olarak yorumlanıyor ve Batılı ülkelerin savunma hazırlıklarını hızlandırmalarına yol açıyor.
