• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Asıl İslam'a düşmanlar

Yeniakit Publisher
2014-12-12 08:26:00 -
Asıl İslam'a düşmanlar

Türkiye’deki yazısında Rahim Er, Osmanlıca’ya karşı çıkanların Osmanlı karşıtlığıyla değil, aslında İslam karşıtlığıyla hareket ettiğini söyledi.

İŞTE  O YAZI:

Japonların, Çinlilerin, Hintlilerin, Rusların, Yunanlıların, İsraillilerin...Bir çok milletin kendi özgün alfabeleri var. Türkler, Müslüman olduktan sonra Göktürk harflerini bırakarak İslam elifbasını kullanır oldular.

İranlılar gibi diğer Müslüman kavimler de İslam elifbasını benimsedi. Adı geçen elifba, Arap harflerinden meydana geldiği halde Müslüman milletler ona Kur’an-ı kerim de aynı harflerle olduğu için “Arap elifbası” demek yerine “İslam elifbası” dediler.

Türkiye jakoben gücü, 1 Kasım 1928’de bin yıllık elifbasını bırakarak Latin alfabesini kabul etti. Bu inkılabı yapmaktaki mantık, dünyaya intibak etmek/entegre olmak olarak ifade edilmişti. İlahi bir ceza mıdır; bilinmez ama bu mantık, iki yerde iflas etti. Japon, Hind, Çin gibi devletler dünya devleri arasına girerken aslına hor bakarak zengin mazisini terk eden hakim gücün baskısındaki Türkiye “geri kalmış ülkeler” sınıfına düştü. Diğer ibretlik vak’a da lisan öğrenme mevzuunda yaşandı.
Yer yüzünde Türkler dışında her millet devrin Fransızca, İngilizce gibi geçerli dünya dilini kısa zamanda okur- yazar-konuşur hale geldikleri halde Türk gençleri, duvardaki gençliğe hitabe ihtarlarına rağmen 15 yıllık eğitim hayatlarında bu muvaffakiyeti elde edemediler.

(...)

Latin alfabesini kabul etmek için Yunan, Rus, Çin Hind, Japon vs alfabesi değişmediği gibi çok daha ibretlik bir örnek de yaşandı. İsrail, 1948’de kurulurken 5 Bin yıl evvel kullanılan İbraniceyi resmi alfabe olarak kabul etti. Kaybolup giden bir dil yeniden hayat buldu.

Bizde ise sosylojik şaşkınlık, dinden, dünden, aileden, cemiyetten ve tarihten tevarüs eden elifba, takvim, ay isimleri, kanun, hatta evlenme şekline kadar ne varsa cümlesini devirip imha ederken bunları garplılaşma, muasırlaşma, ilerleme namına yapmaktaydı. Ortaya yığınla çelişki çıkmıştı. Bir misal vermek gerekirse evlenmeleri hatırlatabiliriz. Evlilikler, belediye mecburiyetine bağlanmıştır. Bu mecburiyet vatandaşta dini nikâh- resmi kayıt çatışmasına yol açmakta, bir çok kere de hadise mahkemelere düşmektedir. Halbuki özenilerek aile hukuku alınan milletlerde nikâhlar, kilisede ve papaz tarafından kıyılmaktadır.

(...)

Tarihi bir hatadan dönülerek latin alfabesinin yanısıra İslam elifbasıyla da Osmanlı Türkçesi öğrenilmesine karşı çıkmak “inkılap”la “inkilap” karışıklığını önlemek demektir. Hafıza tazelemesi ve eserleri asıllarından okuma imkânıdır. Soyuna, asaletine sadık olanlara dedelerinin mezar taşlarını okuma yolunu açmaktır. 86 Yıl önceki Lisan-ı Osmani’nin maarif hayatımıza tekrar girmesinin faydaları sayılamayacak kadar çoktur. Ne varki bunları, hakikatten nasibi olmayanlara anlatmak nâfile gayrettir.

Sebebi şu:

Tek Parti zihniyetin Osmanlı muhalefeti, İslam düşmanlığından ileri gelmektedir. İslama düşman olanlar, imâna da ezana da namaza da camie de elifbaya da düşmandır.

RAHİM ER / TÜRKİYE

Akit Arşiv Sayfasından


x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23