• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Arınç'tan özeleştiri: Manevi alanı ihmal ettik

Yeniakit Publisher
2014-05-04 12:22:00 - 2014-05-04 13:29:10
Arınç'tan özeleştiri: Manevi alanı ihmal ettik

AK Parti iktidarları döneminde ülkeye maddi anlamda çok büyük hizmetler yaptıklarını söyleyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yaptığı özeleştiride, gençleri koruma adına manevi anlamda fazla bir şey yapamadıklarını vurgulayarak, "Türkiye birkaç yüzyılda yapamadığını, göremediğini AK Parti'nin 12 yıllık hükümeti döneminde gördü. Ama aynı gelişmeyi aynı yüksek orantıyı manevi alanda, sosyal alanda yaşayıp yaşamadığımızı tekrar bir gözden geçirmemiz lazım" ifadelerini kullandı.

Bursa'da gazetecilerin sorularını cevaplayan Bülent Arınç, AK Parti iktidarının 12 yılda ekonomide aldığı önemli mesafelere rağmen aynı başarıyı manevi anlamda gerçekleştiremediğini söyledi.

Bülent Arınç, "Herkes bilmeli sigara içme yaşı küçüldü, alkol içme yaşı küçüldü. Uyuşturucuya başlama yaşı küçüldü. Bunu liselere kadar geldiğini her seviyede görebilirsiniz, bu bir alarm değil midir, bu bir kötü bir iş değil midir" dedi.

Arınç, gençliğin uyuşturucu ve her türkü kötü alışkanlıklardan kurtarılması gerektiğini, bunun hükümetin görevleri arasında bulunduğunu ifade etti. Günümüzde, sigara içme, uyuşturcu kullanma, alkol alma yaşının çok küçüldüğünü ve liselere kadar indiğini ifade eden Arınç, Anrayasa'nın devlete verdiği yetkiye dayanılarak, gençliğin uyuşturucu alkol bağımlılığı gibi zararlı, fena, kötü alışkanlıklardan kurtaracak tedbirleri hükümetlerinin alması gerektiğini belirtti.

"Alkolün her insanın ulaştığı yerden alınabilecek bir meta olmaktan çıkartılmalı" diyen Arınç, hükümütlerin bu düzenlemeleri yaptığı zaman kendisini ilerici, çağdaş görenlerin feryada başladığını belirtti. Bu kişilerin, "Artık içemeyecek miyiz?" diyerek, Türkiye'yi Orta Çağ karanlığna götürdüğünü iddia ettiklerini belirten Arınç, "Maalesef okulların çevresinde bile uyuşturucularla mücadele ediyoruz. Asıl olan bunu kaynağından itibaren takip etmek ve içiciye ulaşmasını mutlaka engellemektir. Fakat kanunlarımızda son dönemde yapılan değşiklerle bir yanlış oldu. Yani birisinde bir esrar, eroin, marihanna yakaladığınız zaman, 'ben içiciyim kardeşim' diyor. 'İçiciyim' dediği zamanda adeta cezası yok. Satıcının cezası var. Onu nakledenin cezası var. Ama elinde bir poşet, iki, üç poşet bulunmuş. 'Bunu kendim için aldım. 'Ben içiciyim' dediğim zaman dışarı çıkıyor. Pek çok sanatçının, pek çok şarkıcının, pek çok dizilerde oynayanların, bunların dışında kalan insanın bir şekilde buna alışkanlık haline getirildiği sonra bunun, hastalıklara yol açtığı ,hatta insanların beyini dumura uğrattığı için adeta bir ona esir hale geldiğini hepimiz biliyoruz. Yani mesele bu gün bu çocuklarımızın hayatlarının ne kadar hiçe sayıldığı ve kadına gösterilen şiddeti de bundan ayrı tutamayız. Nasıl canavarlaşıyor bu insanlara. Bu insanlarla toplum nasıl mücadele edecek. Bunun için sadece idam cezasını düşünmek gerekmez. Toplumsal bazı sebepleri ve dikkatleri de ön plana almamız lazım." diye konuştu.

"KRAVATI BURALARA KADAR GELMİŞ, DİZLERİ BURAYA KADAR ÇIKMIŞ ETEKLERİ..."

Arınç sözlerini şöyle sürdürdü, "Mesela ben, RTÜK'de basından biraz sorumlu arkadaşınız olarak söylüyorum. Çok eleştirileceğimizi biliyorum. Eleştirsinler. Ben buna alışkınım. Pek çok televizyonumuzda lise çağındaki gençlere yönelik diziler. Okul sıralarında öğretmenlerine karşı hitapları, arkadaşlarıyla ilişkileri, kız yüzünden kavga etmeleri, genç yaşta bazı özentilere gitmeleri, lüks hayat özlemleri, çocukların ailesi ile olan ilişkileri o kadar büyük bir dejenerasyon halinde topluma naklediliyor ki. Ben Türkiye'nin yaşadığı bu sosyal bunalımda bu tür dizilerin eğer eğitici ve öğretici olmuyorsa çok büyük payının olduğuna inanıyorum. Ve maalesef bazı televizyonlar bütün gelir kaynaklarını bu tür dizilere başlatıyorlar. Bu ulusal çapta yayın yapan mesela Avrupa'da bunun örneklerini göremezsiniz. Amerika'da böyle televizyon dizileri göremezsiniz. Biz de gençlere yönelik kravatı buralara kadar gelmiş, dizleri buraya kadar çıkmış etekleri ve birbirileriyle sadece argo konuşan 25 kelimeyle hayatlarını sürdüren ama her şeyin içerisinde cinsellik içeren bu türlü programlar Türkiye'deki cinsel hayatı sınırsız ve sorumsuz hale getiriyor: Eleştireceklermiş varsın eleştirsinler. Toplumdaki bunalımın kaynaklarından bir tanesi de budur. O dan sonrada RTÜK bazı dizilere bazı görüntülere ceza verdiği zaman 'Vay RTÜK işte Kanuni Sultan Süleyman zamanına döndü: Her şeye yasak getiriyor' diyorlar."

"GENÇLERİMİZİ KORUMAK ZORUNDAYIZ"

Arınç, "Gençlerimizi korumak zorundayız. Gençlerimizi korurken şüphesiz bu yaşantı içerisindeki evden kaçanlar, annesine, babasına isyan edenler, genç yaşta cinselliği tatmak isteyenler. Bakın tıbbi bir gerçekliktir: Çok özür diliyorum bu hayatın bir gerçeğidir. Blua erme yaşı çok küçülmüştür Türkiye'de. Yani uyarılma yaşı eskiden kızlarımızda 13-14, gençlerde 15 iken şimdi 8-9-10'lara kadar gerilemiştir. Bu iyi bir şey midir. Fizyolojik bir şeydir. Belki bunun önüne geçilemez. Ama çocuklarımızı çocuk yaşlarında cinsel açıdan uyaran pek çok etken var. Bu etkenler bizi hangi sonuca götürüyor. Ülkemizin çok ünlü pedegogları var. Onların bunları konuşması lazım. Yani cinayet sadece bir cinayette ibaret değil. Hrant Dink'in karısı Rakel Dink, Hrant Dink'in ölümünde pencereye çıktı muhteşem bir konuşma yaptı. Orda dediki 'Bir çocuktan bir katil yaratan. Bu karanlığı teşhis etmemiz lazım. 'Maddi anlamda ülkemize çok büyük hizmetler yaptık. Türkiye birkaç yüzyılda yapamadığını, göremediğini Ak Parti'nin 12 yıllık hükümeti döneminde gördü. Ama aynı gelişmeyi aynı yüksek orantıyı manevi alanda, sosyal alanda yaşayıp yaşamadığımızı tekrar bir gözden geçirmemiz lazım " diye konuştu.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23