Son dönemlerde hükümet karşıtı gösterilerde genellikle Alevi çocuklarının hayatını kaybetmesi, “Alevileri hangi güçler, hangi amaçlarla kullanıyor... Alevileri kimler sahaya sürüyor... Dış ve iç mihraklar Alevi-Sünni çatışmasından nemalanma peşinde mi koşuyor” sorularını beraberinde getirdi.
RAMAZAN ALKAN / ANKARA
Hatay’da ara ara devam eden ancak son olarak önceki gün binadan düşerek ölen Ahmet Atakan’ı bahane eden provokatörler Hatay başta olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde tekrar eylem yapmaya başladı. Hatay’da uzun süreden beri kısa aralıklarla devam eden olayları Akit’e değerlendiren AK Parti Hatay Milletvekili Mehmet Öntürk ve Memur-Sen İl Başkanı Hasan Urhan, aşırı sol örgütlerin ve yabancı provokatörlerin ülkeyi karıştırmak için Hatay’ın etnik yapısından yararlanmaya çalıştıklarını söyledi.
“YABANCI UYRUKLU KİŞİLER DE VAR”
Hatay’ın birçok etnik yapıdan oluştuğunu hatırlatan AK Parti Hatay Milletvekili Mehmet Öntürk, “Alevi, Sünni, Hıristiyan ve Yahudiler yıllardır iç içe huzurlu bir şekilde yaşamıştır. Aşırı uç sol örgütler Hatay’ın bu hassas yapısını kullanmaya çalışıyor. Hatta il dışından birçok örgüt üyesi Hatay’a geliyor. Görüştüğüm mahalle sakinleri, ‘Burada eylem yapanlar bu mahallenin gençleri değil. Hiç görmedik, tanımıyoruz’ diyorlar. Bu da yetmezmiş gibi ülke dışından gelen bile var. İki ay önce Gezi Parkı eylemlerini provoke edenlere yönelik Hatay’da yapılan operasyonlarda Alman, İngiliz, İspanyol, Arap ve İrlandalı kişiler gözaltına alınmıştı. Maliye eski Bakanı Zekeriya Temizel’in kızı Selin Temizel de bu kişilerin arasında idi. Yani malum kesimler ülkeyi karıştırmak için Hatay’ı kaşımaya ve karıştırmaya çalışıyor. Ancak şehrin tabanı bunlara destek vermiyor. Art niyetli bu güçler amaçlarına ulaşamayacak” diye konuştu.
“KAMPLARDA PROVOKATÖRLER VAR”
Hatay’ın her zaman provokasyona açık bir şehir olduğunun altını çizen Memur-Sen İl Başkanı Hasan Urhan ise, “Hatay’da yaşanan olayların asıl sebebi hükümetin Suriye politikalarıdır. Gezi veya ODTÜ olayları bunların tutunduğu daldır, makyaj malzemesidir. Esad’la akrabalık bağı olan Alevi kökenli birtakım kesimler hükümetin Suriye konusundaki duruşundan rahatsız oldukları için şehrimizi karıştırıyor. Suriye sınır kapıları da açık olduğu için kimin ne olduğunu anlamamız mümkün değil. Kamplarda Esad yanlısı provokatörlerin de olduğu biliniyor. Bunların da eylemcilere destek verdiği dile getiriliyor. Bunun yanında CHP’liler de Hatay’da tabanları olan Alevilerle beraber hareket ediyorlar. Ayrıca Hatay’da Alevilerin kurduğu uydu yayını yapan yerel HRT televizyonu olayları provoke ediyor. Savaş varmış, kan gövdeyi götürüyormuş gibi yanlı haberler yapıyor. Sözün kısası, asıl mesele hükümetin Suriye politikalardır ve oradaki savaş bitmeden Hatay’daki olaylar bitmez” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, Hatay’da polislerin üzerine güneş paneli atmak isterken çatıdan düşerek öldüğü bildirilen Ahmet Atakan adlı eylemci, CHP’ye yakınlığıyla bilinen Halk Evleri üyesi çıktı. Atakan’ın ölmesi “ölü yiyiciler” için provokasyon aracı haline geldi. ODTÜ’de başörtülü öğrencilere saldıran grubun da Halk Evleri üyesi olması, “Halk Evleri önce kışkırtıyor, sonra öldürüyor, son olarak da mağduru oynuyor” yorumlarına neden oldu.
HALK EVLERİ ÖLÜMLER
ÜZERİNDE DURMAYA ÇALIŞIYOR
Gezi Parkı eylemlerine destek ve ODTÜ ormanlarına yapılması planlanan yolu protesto etmek için önceki gün Hatay’da yapılan gösteri sırasında çatıdan düşerek hayatını kaybeden Ahmet Atakan’ın ölümü, eylemcilere ülkeyi yakıp yıkmaları için bahane oldu. Atakan’ın, kökleri CHP’ye dayanan Halk Evleri (HE) üyesi olduğu öğrenilirken, HE, resmi sitesinden yayınladığı mesajında “Çatışmalar sırasında ‘kafasından vurulan Halkevci’ 22 yaşındaki Ahmet Atakan hayatını kaybetti” dedi. Son zamanlarda HE’nin eylemlerde gençleri kullanması ve ölümlerine neden olması büyük dikkat çekti.
ODTÜ PROVOKASYONUNDA DA
HALK EVLERİ VARDI
Geçtiğimiz günlerde ODTÜ’de öğrenci kayıtları sırasında yaşanan başörtülülerin üniversiteden uzaklaştırılmaya çalışılması olayında da baş aktör yine HE idi. Başörtülü öğrencilerin cemaat mensupları oldukları için okuldan gitmelerini isteyen faşist grup üyelerinden Heyem Nisan Yiğit’in HE’nin üniversite yapılanması olan Kolektif üyesi olduğunu Akit ortaya çıkarmıştı. Yapılan çirkin eyleme karşın kamuoyundan sert tepkiler gelmesi karşısında HE yaptığı açıklamasında kendilerinin mağdur olduğunu, faşist bir saldırıya maruz kaldıklarını söylemişti!
KIŞKIRTIYOR, ÖLDÜRÜYOR, SONRA KULLANIYOR
Gençlerin ölümleri üzerinden provokasyon çağrıları yapan HE’nin bu tutumu, “Halk Evleri önce kışkırtıyor, sonra öldürüyor, son olarak da mağduru oynuyor” şeklinde yorumlandı. HE’nin hükümeti düşürmek için yaptığı eylemlerde gençleri ön plana sürmesi grubun nasıl bir oyunun peşinde olduğunu da gözler önüne serdi. HE’nin yaptığı açıklamalarla Ahmet Atakan’ın ölümünden polisi sorumlu tutarak, ölümler üzerinden yıpratma politikası uygulaması dikkat çekti. Gezi Parkı olayları sırasında polisle çatışan eylemcilerin ölmelerini fırsata dönüştüren HE’nin bu tutumu hükümeti devirebilmek için ne kadar alçalabileceklerini de ortaya koydu. Atakan’ın ölümünün hemen ardından halkın sokaklara davet edilmesi, “Eylemciler birilerinin ölmesini bekliyormuş” yorumlarını da beraberinde getirdi.
