“Olmasaydı da olurduk 1881-1938” ilanını bahane ederek, gazetemiz önünde gösteri yapan “şaşkın gruba” basın camiasından sert tepki geldi.
“AKİT’İN DURUŞU BAZILARINI RAHATSIZ EDİYOR”
GAP Gazeteciler Birliği Başkanı Zeynel Abidin Kıymaz, Akit’in geçmişten beri hep bazı kesimlerin hedefinde olduğunu ifade ederek, Akit’in muhalif ve eleştirel duruşunun bazı kesimlerin işine gelmediğini ve onları sürekli kızdırdığını söyledi. Atatürk’ün peygamber olmadığını, Türk kültürünün ortak bir değeri olduğunu ifade eden Kıymaz “Atatürk, tartışılmaya elbet açık olacaktır. Bazı durumlar protesto edilebilir. Ama tehdit ve şantaja kimsenin hakkı yok. Eğer ortada bir sorun varsa provokasyonlarla değil, tartışmalarla halledilmesi gerekir. Akit gazetesine ve çalışanlarına linç girişiminde bulunmak kimsenin hakkı değil. Bunlar tamamen provokatif eylemlerdir” dedi.
Kıymaz, “Bütün gazeteler fikirlerini özgürce ortaya koyarken, Akit gazetesi de bu ilanla özgür ve dik duruşunu açıkça ortaya koymuş. Buna da herkesin saygı göstermesi gerekir” ifadelerini kullandı.
“AKİT’E TEŞEKKÜR ETMELERİ GEREKİR”
Kıymaz ayrıca, gösteri sırasında muhabirlerimizin gözaltına alınmasına da tepki göstererek “Gazeteciler görevlerini yaparken İçişleri Bakanlığı’nın bazı genelgeleri var. Böyle durumlarda gazetecilere yardımcı olunması gerekirken polis tarafından gözaltına alınmaları kabul edilemez bir durumdur. Bu memurlar hakkında da soruşturma başlatılması gerekir” ifadelerini kullandı.
AKİT’E YAPILAN SALDIRIYI KINAMAK HERKESİN BOYNUNUN BORCUDUR
Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Vakfı Başkanı yazarımız D. Mehmet Doğan da, Akit gazetesine yapılan çirkin saldırıyı kınamanın düşünce hürriyetinden, basın hürriyetinden yana olan herkesin boynunun borcu olduğunu hatırlattı. Türkiye’de düşünce hürriyetinin, devrimler ve Atatürk söz konusu olunca işlerliğini kaybettiğini belirten Doğan, “Akit gazetesinde ‘Atatürk olmazsa olmazdık’ iddialarına karşı yayınlanan bir ilana gösterilen tepki ve kanun sınırlarını aşan bu tepkinin adeta polisçe himayesi hâlâ düşünce hürriyetinin bilinenden başka sınırlamalarının olduğunu ortaya koyuyor. Diğer bir mesele de, basın kurumlarının bu haddi aşan ve bir gazeteye değil, basın hürriyetine saldırı niteliği taşıyan çirkin gösteri karşısında sessiz kalmasıdır” dedi.
ÇİRKİN AFİŞE MÜDAHALE EDİLMEDİ
Öte yandan, gazetemiz Akit’in matbaa tesisleri önünde eylem yapan provokatörlerin fotoğrafını çektiği gerekçesiyle Haber Müdürümüz Kenan Kıran, muhabirlerimiz Fahrettin Dede, Mehmet Özmen ve Hüseyin Kulaoğlu’nu gözaltına aldıran İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdür Yardımcısı Salih Şen, provokatör grubun hakaret içerikli afişine ise göz yumdu.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdür Yardımcısı Salih Şen’in hakaret içerikli olan ve suç ifadeleri içeren afiş ile galiz küfürlere herhangi bir müdahalede bulunmazken, gazetemiz Akit mensupları tarafından çalınan Mehter ve İstiklal Marşı karşısında ise hırçınlaştı.
Salih Şen, ses sisteminin kapatılması talimatını verirken, bir çevik kuvvet polisinin ise ses sisteminin yanında bulunan Yazı İşleri Müdürümüz ve yazarımız Ali İhsan Karahasanoğlu’na tekme atması tepki çekti.
PANKART SUÇ SAYILIYOR
Provokatörlerin açtığı pankartın suç olduğu Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Hakkındaki Kanun’un, “Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri” başlıklı 23. maddesinde belirtiliyor. 23. madde şu şekilde: “Kanunların suç saydığı nitelik taşıyan afiş, pankart, döviz, resim, levha, araç ve gereçler taşınarak veya bu nitelikte sloganlar söylenerek veya ses cihazları ile yayınlanarak…”
