Başkan Erdoğan “Bazı cibilliyeti bozuk olanlar” dedi.. Sözlüğe baktım cibilliyetsiz ne demek diye.. “Karaktersiz”, “ahlaksız”, “mayası bozuk”, “yaradılıştan kötü” anlamına geliyormuş.. Muhalefet partisi sözcüsü, bazı vekiller ve yandaş medyasının yazar çizer takımı birbiri ardına açıklama yaptı. “Bana dedi”, “benim o”, “bana hakaret edemezsin” çığlıkları havada uçuşuyor.. Bir fıkra vardı.. Temel ile Dursun kar maskesi takıp banka soygununa gitmiş.. Polisin geldiğini görünce tabana kuvvet kaçmaya başlamışlar. Öyle hızlı koşuyorlarmış ki, polis memuru yetişemeyip, peşlerinden; “dur ulan XXXX” diye küfür etmiş. Temel, Dursun’a dönüp “Ula Dursunnnnn, beni tanidu sen kaç kurtar da kendini” demiş. Olay o misal..

Yahu arkadaş, Başkan Erdoğan isim vermedi ki!.. Niye sütü bozukluğu, yaradılıştan kötü olmayı, karaktersizliği üstünüze alınıyorsunuz. Her biriniz ayrı ayrı övgüyü hak eden, toplumda belli karşılığı olan.. Kiminiz müthiş bir yazar, bazınız efsanevi şair, bir kısmınız ise başarıdan başarıya koşan haysiyetli siyasetçilersiniz.. Başkan Erdoğan, “Bazı cibilliyeti bozuk olanlar” diyerek, vatanına ihanet edenleri kast ediyor.. Gazze’de halkın iradesini temsil eden seçilmiş bir siyasi liderin katledilmesine alkış tutan kansızları kast ediyor.

3 çocuğu, 4 torunu, kız kardeşi, kuzenleri ve son olarak bizatihi kendisi şehit edilen Heniyye için, kahkahalar atanlar her kimse, onları kast ediyor.. Heniyye’ye yönelik taziye mesajlarına dahi tahammül edemeyip, yayından kaldıran sosyal medya platformlarına destek olan her kimse, onları kast ediyor.. Gazze’de 40 bin insanı katleden katil İsrail’e sahip çıkan her kimse, onları kast ediyor.. “İsrail haklı, Hamas sivilleri katleden terörist bir organizasyon” diyen her kimse, onları kast ediyor.. Siz niye üstünüze alındınız ki?!

Sizler, Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanan soykırımcıları savunan alçaklar değilsiniz ki? Öyle değil mi?!

Biz üstünüze alınmayın dedikçe adamlar celalleniyor.. Paniğe kapılıp haber yaptırıyorlar.. Cumhuriyet Gazetesinin birinci sayfasındaydı dün.. “Gerici gazete hedef gösterdi”.. Akit “gerici” gazeteymiş!.. Cumhuriyet ise “ilerici” öyle mi? Genel yayın yönetmenlerinin önemli bölümü “Anayasayı ortadan kaldırmaya teşebbüs”ten yargılanan gazetenin yüzsüzlüğüne bakın hele.. Yok yok.. Öyle İlhan Selçuk, Mustafa Balbaygillerin skandallarından bahsetmeyeceğim..

“Genç subaylar rahatsız”, “tehlikenin farkında mısınız” gibi seçilmiş iradeyi hedef gösteren rezilliklere değinmeyeceğim.. Öyle günlüklere yansıyan, “hadi paşacığım yap darbe, yönetime el koy nedir bu halk iradesi safsatası. Kanun da sensin irade de sen” tadındaki gazlama operasyonlarına dikkat çekmeyeceğim.

Basına yansıyan çikolata kutularındaki para muhabbetlerine de girmeyeceğim.. Size o gazetenin, son 3-5 yıl içindeki “ilerici” faaliyetlerinden sadece birkaç tanesini hatırlatacağım. Bir önceki genel yayın yönetmenleri için nasıl bir ifade kullandılar biliyor musunuz?

“Cumhuriyet gazetesi Can Dündar’ın trol gazeteciliğinden 7 Eylül 2018’de kurtulmuştur.” Evet evet bu ifadeyi kendileri kullandı. Can Dündar’ı kim GYY yaptı? “Kurtulduk” ne demek?

Terör örgütü PKK’nın elebaşlarından Cemil Bayık ile görüşmesi için o dönem muhabirleri olan Ahmet Şık’ı Kandil’e gönderen kimdi? Çağlayan Adliyesinde Savcı Selim Kiraz'ı katleden terör örgütü DHKP-C›nin militanları ile yapılan röportajı, “Bu eylem mecbur bırakıldığımız yöntem” başlığıyla manşet yapan Cumhuriyet Gazetesi değil mi? Devletin güvenliği, hukukun üstünlüğü, kamu düzenin sağlanmasında altın anahtar konumundaki yargı mensuplarımıza yönelik hain saldırı bu başlıkla verilir mi? Haber geldi.. yazıldı.. sayfaya konuldu.. kontrol edildi.. onaylandı ve baskıya gitti… DHKP-C’nin sesi olan bu haber kılıflı örgüt propagandası, matbaaya gidene kadar en az 7-8 tane sorumlunun onayından geçiyor!.. Kimse ses etmedi mi? Yoksa herkes onayladı mı? Böyle çağdaşlık yere batsın..

Ataol Behramoğlu da çok kızmış Akit’e.. İmkan olsa eserleri Sümerceye dahi çevrilmesi gerek büyük şair, “Akit’in yazarcıkları” demiş.. Bak amca.. Sen Başkan Erdoğan’ı itham ettiği söylenen asmalı kesmeli bir paylaşım yapıp, sonra da korkup o paylaşımı silen birisin.. Daha sonra da takipçilerinin aklıyla alay edercesine, 14. Louis’yi kast ettiğini öne sürüp, kimsenin kafasının kesilmemesi gerektiğini söyleyen kişisin.. Ağlayıp sızlayacaksan.. Korkup kaçacaksan niye burnunu sokuyorsun bu işlere.. Patlat Sümerce bir şiir, “Şükürler olsun bugün de sanata doyduk” diyelim. Ayrıca o bahsettiğin kafası kesilen kişi de 14. Louis değil!.. 14. Louis 77 sene yaşadı. Herifin kafasını kesmediler eceliyle yatağında öldü. Senin bahsettiğin kişi 16. Louis’ydi. Az biraz kitap oku aydınlan.. Selametle..

KAYNAK: Murat Alan/yeniakit.com.tr