• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Adaletsizliğe ve krizlere karşı ‘İslami Finans’

Yeniakit Publisher
2013-09-11 21:10:10 - 2013-09-11 21:12:10
Adaletsizliğe ve krizlere karşı ‘İslami Finans’

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün katılımıyla İstanbul’da başlayan Uluslararası Finansal Sistemler Forumu’nda gittikçe derinleşen gelir adaletsizliğine dikkat çekildi. Bugünkü finansal ve ekonomik sistem yüzünden dünyadaki insanların yüzde 70’inin küresel zenginlikten sadece yüzde 3,5 pay alabildiğine dikkat çekilen zirvede; bu adaletsizliğin giderilmesi için krizlere karşı dayanıklılığı da tescillenen İslami finans sistemine ihtiyaç olduğu vurgulandı.

İBRAHİM ACAR / İSTANBUL
Dünya entelektüelleri “Küresel Finans Sisteminin Geleceği”ni tartışmak üzere İstanbul’da buluştu. Cumhurbaşkanlığı’nın himayesinde yapılan Uluslararası Finansal Sistemler Forumu, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın bir alt kuruluşu olan SESRIC, Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB), Borsa İstanbul, İslam Kalkınma Bankası Grubu ve MÜSİAD’ın işbirliğiyle İstanbul WOW Kongre Merkezi’nde dün başladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de açılış oturumuna katıldığı toplantıya bakanlar, banka ve finans kuruluşlarının üst düzey yöneticileriyle uzmanlar büyük ilgi gösterdi. Gelecek nesiller için daha adil, kapsayıcı ve istikrarlı bir finansal sistemin inşası yolunda potansiyel çözüm yolları tartışıldı.
GÜL: İSLAMİ FİNANS KONUSUNU
SADECE İLAHİYATÇILARA BIRAKTIK
Forum’un açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, son yıllarda küresel ekonominin büyük bir türbülanstan geçtiğini dile getirerek, özellikle gelişmiş piyasa ekonomilerinde etkileri daha çok hissedilen krizin temelinde finansal sistemdeki sorunların yattığını söyledi.
Uzun yıllar İslam dünyasında bankacılık ve finansal enstrümanlar konusunun sadece ilahiyatçıların ilgilendiği bir alan olarak kaldığı özeleştirisinde bulunan Cumhurbaşkanı Gül, “Bu nedenle konvansiyonel bankacılık ve finansal araçlar büyük hacim ve derinlik kazanırken İslami finansman sektörü çok geride kaldı ve gelişemedi.
Son yıllarda İslami finansman ile ilgilenen uzmanlar konvansiyonel bankacılıkta yetişen ekonomi yönetimlerinde sorumluluk alan, uluslararası finansal sistemin gerçeklerine hakim ve uygulamalarından gelen kişilerden oluşmaktadır. Bu uzman yöneticiler sadece İslam ülkelerinde ya da Müslüman bankacılığı yapan kurumlarda değil, batı ülkelerinde faaliyet gösteren finansman kuruluşlarında da çalışmaktadırlar. İslami finansman kuruluş ve enstrümanları konvansiyonel sisteme tamamen bir alternatif değil, hem tasarruf hem de fon taleplerinde bulunanlar için farklı güvenilir bir seçenek teşkil etmektedir” dedi.
FAİZSİZ FİNANSMAN PİYASASININ
POTANSİYELİ GENİŞ
Finansal aktörlerin sorumluluk üstlenmek yerine, üzerlerindeki riski diğerlerine transfer etme temayülünün, sistemin bütünü açısından altından kalkılamayacak bir yük oluşturduğuna dikkat çeken Gül, “Krizin insani maliyeti de gözardı edilmemelidir. Herkes refah kaybı yaşarken, düşük gelirli gruplar krizden çok daha fazla etkilenmektedir. Dünya çapında 2 trilyon dolara yaklaşan işlem hacmi, sukuk ve kira sertifikası gibi enstrümanları ile faizsiz finansman piyasası, geniş bir potansiyele sahiptir” diye konuştu.
ALPAY: ADALETİN BU KADAR MI DÜNYA!
İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) Genel Direktörü Prof. Savaş Alpay ise, bugünkü finansal ve ekonomik sistemin adil ve dengeli bir sonuç getirmediğini belirterek, “Hali hazırda bu dünyada yaşayan insanların sadece yüzde 0,5’i mevcut birikmiş zenginliğin yüzde 40’ına sahip. Daha da fenası bu dünyadaki insanların yüzde 70’i küresel zenginlikten sadece yüzde 3,5 pay alabilmektedir. Bu son derece çarpıcı bir sonuçtur. Hiçbir şekilde adalet ve hakkaniyet göstergesiyle bağdaşamaz. Dolayısıyla bu forumun amacı bu durumu değiştirmeye ve buna katkı sağlamaya yöneliktir” dedi.
TURHAN: İSLAMİ FİNANSI
SİSTEME ENTEGRE EDEBİLİRİZ

Borsa İstanbul Başkanı İbrahim Turhan, “Geleneksel bankacılık, risklere açık bir sistemdir. Sistemsel risklerin giderilmesini önermemiz gerekiyor. Son finansal krizin ağızlardaki acı tadı bir kez daha göstermiştir ki belli krizler olacak ve bu krizlerin sonucunda panik ortaya çıkacak. İslami bankacılık, kendi niteliğindeki pozitif özellikleriyle geleneksel bankacılıktaki bazı olumsuzlukları giderebilir. Şeriata dayalı bir bankacılık muşaraka gibi yeni sistemler getirerek varlığa dayalı olması nedeniyle yepyeni imkanları beraberinde getirecektir ve reel ekonomiyle finansal piyasalar arasındaki tutarsızlık ve dengesizlikler nedeniyle ortaya çıkan dalgalanmalar ortadan kalkacak. Bizler, çok yoğun çalışarak İslami finansal piyasaların küresel sistemle entegre olmasına yardım edebiliriz” dedi.
OLPAK: KÖKLÜ BİR PARADİGMA
DEĞİŞİKLİĞİNE İHTİYAÇ VAR

MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak da toplantıda yaptığı konuşmada şunlara değindi: “Mevcut küresel finansal sistem, derin bir şekilde sallanırken, ülkemiz, bölgemiz ve dünyada, sancılı ve acılı geçen bu günlerde, küresel anlamda, köklü bir paradigma değişimine ihtiyaç var. Duygusal tepkileri ve teori aşamasını geçmiş, altyapısı iyi şekillendirilmiş uygulamaları, etkin bir boyutta hayatımıza sokamadan, insanca yaşamanın temel değerlerine sahip bir gelecek elde edilmez. Aksi durumda, eleştirdiği sistemin hükümranları bundan ne kadar sorumlu ise gerekli ve yeterli gayreti ortaya koyamazlarsa, şikâyet edenlerin sorumluluğu da, onlardan az olmayacaktır.”
AKYÜZ: KRİZDEN
KURTULMANIN
YOLU İSLAMİ BANKACILIK




Krizlerden korunmanın çarelerinden birisinin de alternatif finans modellerine yönelmek olduğunu aktaran Türkiye Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreteri Osman Akyüz, “Bu modellerin başında Türkiye’de adı ‘Katılım Bankacılığı’ olan İslami bankacılık geliyor. Çünkü İslami bankacılık belirsizliğe, spekülasyona kapalı olması ve reel sektörle birebir ilişkili özelliği nedeniyle krizleri önleme potansiyeline sahiptir” dedi.
İslami bankacılığın, dünyada toplam bankacılık sektörü içindeki payının yüzde 1 civarında bulunduğuna değinen Akyüz, bu oranın arttırılmasının, İslami bankacılıkta
düşünceden aksiyona geçilmesi yoluyla mümkün olacağını aktardı.
ŞİMŞEK: İSLAMİ FİNANS EKONOMİYİ
DAHA AZ KIRILGAN YAPAR

Foruma katılarak İslami bankacılık ve yeni finansal enstrümanlar hakkında sunum yapan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sunumun ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Şimşek, İslami finans enstrümanlarının gelişmesinin Türkiye ekonomisini daha az kırılgan yapacağını söyledi.
Katılım bankası ve diğer enstrümanların spekülatif alanlara sermaye bağlamadığını ve kredi vermediğini vurgulayan Şimşek, reel sektörü de desteklediklerini kaydetti. Maliye Bakanı Şimşek alternatif piyasaların gelişmesinin Türkiye’nin lehine olacağını ifade ederek, şunları kaydetti: “Türkiye, tasarruf ihtiyacı olan bir ülkedir. Bu yolla körfezdeki yatırımcıdan daha çok kaynağı Türkiye’ye getirirsek, bu hem maliyetlerimizi hem de imkanlarımızı olumlu etkiler. O nedenle bu konferans çok anlamlı. Özellikle İslami finans ürünlerinin likiditesinin artırılmasına yönelik tedbirlerin alınması çok önemlidir.” Bu gelişmenin hem Türkiye’nin hem de dünyanın lehine olduğunu ve birbirine alternatif olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan Şimşek, ikisinin birbirini tamamladığını dile getirdi.
GÜL: 2 TRİLYON DOLARLIK HACİM VAR
Krizin insani maliyetinin gözardı edilmemesi gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Uluslararası Finansal Sistemler Forumu’nda yaptığı konuşmada, “Herkes refah kaybı yaşarken, düşük gelirli gruplar krizden çok daha fazla etkilenmektedir. Dünya çapında 2 trilyon dolara yaklaşan işlem hacmi, sukuk ve kira sertifikası gibi enstrümanları ile faizsiz finansman piyasası, geniş bir potansiyele sahiptir” dedi.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23