Gazze’de yaşanan insanlık dışı ambargoyu delmek için yola çıkan Mavi Marmara gemisine yapılan kanlı saldırıların sorumlularının yargılandığı Mavi Marmara davasının 3. duruşması dün İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde gerçekleştirildi.
HÜSEYİN KULAOĞLU / İSTANBUL
Gazze’de yaşanan insanlık dışı ambargoyu delmek için yola çıkan Mavi Marmara gemisine yapılan kanlı saldırıların sorumlularının yargılandığı Mavi Marmara davasının 3. duruşması dün İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde gerçekleştirildi. Mavi Marmara davası öncesinde adliyenin önünde yüzlerce kişi toplandı. Filistin bayrakları taşıyan göstericiler tekbir getirerek, ‘Katil İsrail hesap verecek’ şeklinde slogan attı. Adliye önünde açılan dev bir Filistin bayrağı da göstericiler tarafından taşındı.
YILDIRIM: MAVİ MARMARA DÂVÂSINDAN
ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ
İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım, basın mensuplarına açıklama yaptı. Yıldırım, İsrail’in Filistin’e yönelik ablukası kaldırılıncaya kadar mücadeleye devam edeceklerini ve asla davadan vazgeçmeyeceklerini belirterek, “İstediğimiz sonuç çıkmazsa meydanları nasıl doldururuz bütün dünya görür” dedi.
“İSRAİL İÇİN SONUN BAŞLANGICI OLACAK”
“Mavi Marmara, İsrail için sonun başlangıcı olacak” diyen Başkan Yıldırım, Uluslararası mahkemelerde ve Türkiye’de açılan davalardan asla vazgeçmeyeceklerinin altını çizdi. Yıldırım, kimsenin de vazgeçmeye hakkı olmadığını belirtti. İsrail’in özür sürecine atıfta bulunan Yıldırım, “İkili anlaşmalar yapılıyor. Bu anlaşmalar sonunda ikili ilişkiler düzelecek, normalleşecek, bu davalardan vazgeçilecek. Buna hiç kimsenin hakkı yok. Buna Türkiye ve dünya halkları izin vermeyecektir” ifadesini kullandı.
“HÜKÜMET BU DÂVÂDAN
VAZGEÇERSE BİZE YAZIKLAR OLSUN”
ÖZGÜRDER Genel Başkanı Rıdvan Kaya yaptığı açıklamada, “Bir dava kararlılıkla ve inançla yürür. Biz bu davadan vazgeçmeyeceğiz. Bütün imkansızlık ve zorluklara rağmen Hayfa’dan, Batı Yaka’dan vazgeçmeyen Filistinli direnişçileri örnek alacağız. İsrail’le anlaşma gereği hükümet meclis kararıyla veya başka bir şekilde bu davadan vazgeçerse bize yazıklar olsun” dedi.
ARITÜRK: SALDIRININ
HUKUKİ ZEMİNİ HAZIRLANMIŞ OLUR
Mavi Marmara Davası Avukatı Ramazan Arıtürk de uluslararası boyutu olan böyle bir davada insani yardım taşıyan gemilere yapılan saldırıların uluslararası anlamda karşılığını bulmaması durumunda, bundan yapılacak yardım çalışmaları ve yardım gönüllülerine yapılacak saldırıların hukuki zemininin hazırlanmış olacağını kaydetti.
ORUÇ: DOĞRUDAN İSRAİL ASKERLERİNİN
SALDIRILARINA MARUZ KALDIK
İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, sanıklar katılmadı. Bazı mağdur ve müştekiler ile tarafların avukatlarının hazır bulunduğu duruşmada sanıkları, İstanbul Barosu tarafından atanan avukat temsil etti. Duruşmada, kimlik tespitinin ardından dinlenen müşteki İHH Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Oruç, saldırı anını anlattı. Hiçbir uyarı yapılmadığını, doğrudan İsrail askerlerinin saldırılarına maruz kaldıklarını kaydeden Oruç, telsizlerden Mehter Marşı ve “One Minute” sesleri eşliğinde Türkiye’yi aşağılayan ifadelerin duyulduğunu belirtti. Oruç, “Saldırıda yaralananlar koridorlara sığmıyordu. Çok kötü bir ortam oluştu. Dışarıdan silah sesleri geliyordu. Ayrıca İsrailli yaralı askerlere bir şey olmasın diye vakıftan arkadaşlarımızı hemen yanlarına gönderdik. Buna rağmen İsrail askerlerinin bize karşı sert bir tutumu vardı” diye konuştu.
TOPÇUOĞLU: BAYRAĞI ALMAMAM İÇİN İS
RAİL ASKERLERİ KAFAMA DİPÇİKLE VURDU
Mavi Marmara şehitlerinden Çetin Topçuoğlu’nun eşi Çiğdem Topçuoğlu mahkemede verdiği ifadede, “Mavi Marmara gemisinde eşim kucağımda şehit düştü. Eşimi şehit olarak bıraktığım yerde bir kan gölü vardı. O kanın içerisinde Türk bayrağını gördüm. Bayrağı almamam için İsrail askerleri kafama dipçikle vurdu. Bayrağı aldım ve göğsüme bastırdım ve öylece kaldım. Ben inancım gereği Mavi Marmara gemisine bindim. Biliyordum ki, o topraklar işgal edilmiş ve mazlumlar bizi bekliyordu. Ben önce Allah’ın adaletine inanıyorum. Biz gemide üzerimize düşeni yaptık. Bundan sonrası sizin göreviniz” dedi.
İSRAİLLİ SORUMLULARA
REKOR CEZA İSTENİYOR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin, Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi hakkında “Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme suçuna azmettirmek” suçundan 9 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile “mala zarar vermeye azmettirmek”, “yağma suçuna azmettirmek”, “eziyet suçuna azmettirmek”, “haberleşmenin engellenmesine azmettirmek”, “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçuna azmettirmek”, “yaralama suçuna azmettirmek” ve “silahla yaralama suçuna azmettirmek”ten toplam 18 bin 32’şer yıla kadar hapis cezası isteniyor.
ŞEHİD YAKINLARI AKİT’E KONUŞTU
İstanbul Adalet Sarayı’nda ifade vermeye gelen Mavi Marmara gemisinde şehid olanların yakınları özür, tazminat ve ablukanın kaldırılması sürecini Akit’e değerlendirdi. Hükümetin süreçle ilgili attığı adımlara değinen şehid yakınları, Mavi Marmara mağdurlarının hassasiyetlerinin göz ardı edilmesinden rahatsızlık duyduklarını belirttiler.
DOĞAN: ŞEHİDLERİN
TEK AMACI ABLUKANIN KALKMASIDIR
Mavi Marmara şehidlerinden Furkan Doğan’ın babası Ahmet Doğan, geçtiğimiz gün Obama’ya vermesi için ABD Dışişleri Bakanı Keryy’e verdiği mektubun içeriğiyle ilgili, “Gemide bulunan oğlumun bir ABD vatandaşı olduğu ve ABD’nin, kendi vatandaşıyla ilgili herhangi bir hukuki süreç başlatmadığını belirttim. ABD ne özrü ne de tazminat istemedi. Biz ABD’nin kendi vatandaşı için İsrail’e dava açmasını istiyoruz. Ayrıca Furkan’ın özel eşyalarının da iade edilmesini talep ettik” dedi. Öte yandan İsrail’in özrüne ilişkin, “İlk talebimiz ablukanın kalkması, özür dilenmesi ve sonra da tazminat ödenmesidir. Şehid olanların tek amacı vardı. O da ablukanın kalkmasıydı” ifadelerini kullandı.
TAN: İSRAİL’İN ÖZÜR DİLEMESİ
ÖNEMLİ BİR ADIMDI
Mavi Marmara şehidlerinden İbrahim Bilgen’in kızı Ayşe Tan, “Şu an işleyen süreçle ilgili kafamız karışık ancak yine ümidimizi yitirmedik. İsrail’in özür dilemesi önemli bir adımdı. Sonrasında ise tazminat ön plana çıkartılması doğru değil. Önemli olan ablukanın kaldırılması. Bizim canlarımız ablukanın kalkması için gittiler” dedi.
TOPÇUOĞLU: FİLİSTİN ÖZGÜRLEŞMEDİKÇE,
DÂVÂDAN VAZGEÇMEYİZ
Çetin Topçuoğlu’nun eşi Çiğdem Topçuoğlu, “Sürecin gidişatı İsrail aleyhine açılan ceza davalarının kapatılmasına yönelik. İsrail, Türkiye hükümeti nezdinde hangi gerekçe ile özrü dilediğini ve tazminat ödemeyi kabul ettiğini bile net bir şekilde açıklamadı. Bizim için önemli olan Filistin’e uygulanan ablukanın kaldırılmasıdır. Filistin toprakları özgürleşmedikçe, İsrail işgal ettiği toprakları terk etmedikçe biz bu davadan vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
Çetin Topçuoğlu’nun kardeşi Cumali Topçuoğlu da, “Mavi Marmara katliamından sonra hükümet İsrail’le ilişkileri kopardığı iddia edilmişti ancak bu birkaç askeri tatbikatın durdurulmasından öte bir şey değildi. Hükümet İsrail’le ters düştüğü her noktada halkın hassasiyetlerine paralel ilişki kurması gerekirken, Mavi Marmara mağdurlarının hassasiyetleri hiçe sayılıyor ve hükümet kendi çıkarları doğrultusunda adım atıyor” dedi.
ADLİYE ÖNÜNDE FİLİSTİN’E DESTEK
Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önündeki meydanda toplanan İHH ve bazı sivil toplum kuruluşları üyesi bir grup, Filistin bayrakları açtı. “İsrail yargılanıyor” yazılı balonların yükseltildiği ve 2 tane imza duvarının açıldığı meydanda, bayrak ve çeşitli dövizler taşıyan gruptakiler tarafından, “Ne özür ne tazminat siyonist çeteyle bütün ilişkiler kesilsin” yazılı bir pankart da açıldı. Mavi Marmara gemisi saldırısı sonucunda hayatını kaybeden 9 kişinin özgeçmişleriyle beraber fotoğraflarının da panolar halinde açıldığı meydandaki grup, davaya ilişkin yapılan açıklamalarda sık sık İsrail aleyhine slogan attı ve tekbir getirdi.
