Yeni Akit Youtube kanalına konuşan Gazeteci Abdurrahman Dilipak, firari mafya elebaşısı Sedat Peker'in kendisi hakkındaki twitter mesajlarına cevap verdi.
Yeniakit.com.tr
Firari mafya elebaşısı Sedat Peker'in kendisi hakkındaki twitter mesajlarına cevap veren Gazeteci Abdurrahman Dilipak, "Sedat Peker'in benim hakkımdaki tweet mesajları sosyal medyada tartışma konusu oldu. İşin ilginç yanı birileri beni ve Sedat Peker'i bırakıp Atatürkçülük üzerinden gittiler. Benim Mustafa Kemal hakkındaki düşüncelerimden dolayı bana nasıl 'yakın' bir mesaj verir diye Peker'i eleştirdiler." dedi.
'Kavga etmemeyi öğrenmemiz gerekir'
"Önce birbirimizi anlayıp, dinleyerek kendi aramızda kavga etmemeyi öğrenmemiz gerekir." diyen Dilipak, "İnsan suçlu ya da suçsuz, doğru bir şey söylüyorsa, biz sözü dinler, doğrusuna tabi olur yanlışına da karşı çıkarız. Benim karşıt olduğum birisi doğru söylemişse, doğru söylemiştir." ifadelerini kullandı.
Hazreti Ömer'in adaleti!
Hz. Ömer'in (as) adaletine dikkat çeken Dilipak, "Burada Hazreti Ömer'in çok güzel bir sözü var. 'Eğer yanımda birisi bulunurken ben yanılırsam ve yanımdakiler beni bu yanlışımdan dolayı uyarmazsa o kişi benden uzak dursun çünkü onda hayır yoktur. Eğer o kişi beni uyarır da ben yanlışımda ısrar edersem o kişi yine benden uzak dursun. Çünkü bende hayır yoktur.' Eğer bu ahlakla ahlaklanabilirsek sanırım bugünkü tartışmaların çoğu bir kenara bırakılır. Herkes kendi taraflarının suçlarını gizlemeye ve karşı taraftan saydıkları kişilerin eksiklerini de bağırarak konuşmaya çalışıyor." şeklinde konuştu.
'Benim birisine uzaklığım o kişinin bana uzaklığına eşittir'
Dilipak sözlerine şöyle devam etti: "Benim fikirlerim birisine ne kadar garip geliyorsa onun fikirleri de bana bir o kadar garip gelecektir. Farklılıklarımıza rağmen bir arada yaşamanın belli kuralları var. Hiç kimse, hiç kimsenin, malına, canına, namusuna, aklına, inancına ve nesline karşı açık ve yakın bir tehdit oluşturamaz. Ayet çok açık: 'Bir kavme olan düşmanlığınız, sizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmesin.' Adalet olmazsa barış da olmaz. Adalet olmadan barış varsa o teslimiyettir. İnsanlar birbirlerini susturmuşlardır. Sanki birçok ülkede bugün bunu yaşıyoruz. Adalet ve barış yoksa orada hiçbir hak ve hürriyet güvende değildir demektir. Birileri; toplumumuzdaki dini, politik vb. kanaat farklılıklarını kaşıyıp kışkırtarak kendilerine iktidar ve servet üretmek istiyorlar. Kural aslında çok kolaydır. Haksızlık kimden gelirse gelsin, mazlumdan yana zalime karşı olacağız. Zalim babamız da olsa, mazlum düşmanımız da... Bunu becerebilecek miyiz?"
'Ehliyet ve liyakat'
Gazeteci Abdurrahman Dilipak, sözlerini şu mesajla tamamladı: "Ehliyet ve liyakat imandan önce gelecek. Yani her şeyden önce gelecek. Liyakat boyutu işin manevi kısmını da kapsıyor. Mesela herkesin benim dinimden olması değil ama verdiği sözde durması gerekiyor. Zaten diğer insanları kendi inancınıza çağıracaksanız, bu erdem havuzunu oluşturmanız gerekiyor. Peygamberimizin (SAV) gücü, el emin olmasındaydı. Biz birbirimize bile güvenmiyoruz. Başkaları bize nasıl güvenebilir ki? Önce bu güveni tesis etmemiz gerekir. O zaman bu kavgaların hepsinden kurturuluruz. Yoksa birbirimize bu dünyayı cehennem etmeye devam ederiz."
