Birlik Gazetesi'nden İhsan Tahsin'in haberine göre, Yunanistan’da CNN.gr Türkiye’deki seçimleri konu alan bir haberi “Ulusal seçimlerin son aşamasında olabiliriz, ancak Atina’nın ve Washington’un gözü Türkiye’de 14 Mayıs Pazar günü yapılacak olan sandıklarda.” Başlığıyla okuyucularına duyurdu. CNN haberinde şu ifadelere yer veriyor:

“Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Ukrayna’daki savaştan bu yana en önemli uluslararası olay olarak tanımlamak abartı olmaz. Sonuç, komşu ülkenin (Türkiye) ve Güneydoğu Akdeniz’in daha geniş bölgesinin geleceğini büyük ölçüde belirleyecek.

Atina’daki Amerikan Büyükelçisinin Delphi Ekonomik Forumu’ndaki son konuşmasında ima ettiği gibi, ABD için çıkar esas olarak Türkiye’nin Batı kampına dönüşü ve Yunan-Türk anlaşmazlıklarını çözme girişimidir.

Yunanistan için, sonuç ne olursa olsun, Türkiye ile ertesi gün pek çok ve öngörülemez parametreyle zor bir denklem olmaya devam ederken, Atina’yı asıl endişelendiren, komşuda aşırı kutuplaşma olasılığı ve Yunan tarafına ihraç edilebilecek gerilimlerin alevlenmesi.

Türkiye’nin bir sonraki Cumhurbaşkanının ele alması istenecek ilk konulardan biri, F-16’ların satın alınması ve var olanların da modernizasyon talebidir.

Ankara, Amerika’nın F-35’lere dönüşü karşılığında Ukrayna’ya S-400 gönderme teklifine “hayır” deyince 5. nesil uçağa nihayet kapıyı kapatmış olabilir. Ancak F-16’lar Türkiye için F-35’lerden çok daha büyük bir sorun olmaya devam ediyor.

Popüler Amerikan savaş uçakları, Türk Hava Kuvvetlerinin bel kemiğini oluşturuyor ve kongrenin moderniazasyon kitlerini veya yeni uçakları satmayı reddetmesi, Türk F-16’larını modası geçmiş hale getirmek ve sonunda tüm filoyu yere sermekle tehdit ediyor.

Tabii coğrafi konumu nedeniyle Türkiye’nin NATO’daki rolü son derece önemli olduğu için ABD, savaş uçaklarını gündemde ama kısıtlı olarak tutmaya devam ederek, daha yeni teknoloji savaş uçaklarına sahip olan ve F-35 kulübüne girmeye hazırlanan Yunanistan’a açık bir güç avantajı sağlıyor.

Birleşik Türk muhalefetinin adayı, ABD-Türkiye ilişkilerini düzeltmenin anahtarı olarak görülüyor.

Aynı kaynaklara göre, Yunanistan’ın F-35 talebinin kabul mektubunun gelmesindeki “gecikme” de bu bağlamın bir parçası.

Atina, Türkiye’deki seçim sonuçları ne olursa olsun, 6 Şubat depremlerinden sonra başlayan güven ortamını sürdürmek istiyor. Ancak Atina-Ankara ilişkilerinin ertesi gününün Amerika-Türkiye ilişkilerinden geçeceği açıktır.

ABD, özellikle enerji, ekonomi ve turizm alanlarındaki işbirliği etrafında olmak üzere düşük siyasi “riskli” konularda Yunan-Türk diyaloğunun yeniden başlamasını teşvik eden perde arkasında görünüyor.

Bu anlaşma kapsamında Yunan diplomasisi açılan fırsat penceresinden yararlanarak, Yunanistan Silahlı Kuvvetler personeline gerekli nefes alma alanını vermeye ve kuvvetlerini yeniden düzenlemeye çalışmaktadır. Ancak Yunan-Türk ilişkileri olumlu bir havanın hüküm sürmesi gerçekçi bir senaryodan çok bir hüsnükuruntu gibi görünüyor.

Yunanistan’daki deneyimli analistlerin de belirttiği gibi, sonuç ne olursa olsun Türkiye’nin dış politikasının eksenleri aynı kalacaktır. Türkiye-Libya muhtırası, Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim öncesi güçlü belgelerinden biriyken, Kemal Kılıçdaroğlu hemen hemen her konuşmasında Doğu Ege adalarının silahsızlandırılmasına atıfta bulunuyor.

Ancak Atina, Washington, Brüksel ve Paris ile yakın koordinasyonun yanı sıra, diplomatik ve operasyonel hazırlığını sürdürerek tüm senaryolara hazırlanıyor ve 15 Mayıs’ta ne olursa olsun sürpriz kapsamını sıfırlıyor.”