• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

5 Ağustos 1826: Şânîzâde Mehmed Atâ’ullâh'in vefatı (Vakanüvist)

Yeniakit Publisher
2024-08-05 05:05:00 -
5 Ağustos 1826: Şânîzâde Mehmed Atâ’ullâh'in vefatı (Vakanüvist)

Onlar; yaşadıkları döneme maddi manevi anlamda damga vurarak iz bırakıp gittiler. Bugün, Vakanüvist Şânîzâde Mehmed Atâ’ullâh'ı hayırla yâd ediyoruz.

İstanbul’da Ortaköy’de doğdu. Asıl adı Mehmed Atâ’ullâh Efendi’dir. Şiirlerinde Atâ mahlasını kullandı. Şânî-zâde sanıyla tanındı. Babası özellikle fıkıh alanındaki bilgisiyle tanınan müderris ve kadı, Medine mevleviyetinde bulunduğu sırada vefat eden Şânî-zâde Hacı Mehmed Sâdık Efendi’dir. Dedesi bir müddet Mahmûd Paşa Şer’iyye Mahkemesi kâtipliğini yapmış olan Hacı Mustafa Efendi’dir. Dedesinin babası Mirzâ adlı bir zatın oğlu olan Tarakçı Ahmed Dededir.

Atâ, ilk tahsilini tamamladıktan sonra ilmiye mesleğine intisap ederek Halıcıoğlu Mühendishânesi ve Süleymaniye Tıp Medresesi’nde tahsilini sürdürdü. Daha önce öğrendiği Arapça ve Farsça yanında İtalyanca, Fransızca, Rumca ve Latinceyi öğrendi. Özellikle Latinceyi çok iyi bildiği söylenir. 1200/1785 senesinde Şeyhülislam Dürrî-zâde Mehmed Ârif Efendi’nin ilk meşihatı esnasında imtihanla tedrîs ru’ûsu almış ve müderris olmuştur. Bu arada tıp ve matematikle de uğraştı. 1203/1788 senesinde pederi ordu kadısı bulunduğundan uzun süre onun maiyetinde ordularda bulundu.

Atâ, müderris olmaya hak kazandıktan sonra önce ibtidâ-i hâric derecesiyle Öreke-zâde Medresesi’ne tayin edildi. 1205/1790 senesinde ibtidâ-i dâhil rütbesiyle Sâniye-i Fâtıma Sultân, 1208/1793 yılında hareket-i dâhil derecesiyle Dersiyye-i Hâne-i Ümmühânî, 1211/1796 yılında mûsıle-i sahn derecesiyle Bayezit’teki Sahhâf Karaca Ahmed medreselerinde müderrislik yaptı. 1218/1803 senesinde ibtidâ-i altmışlı derecesiyle Müftü Hüseyin Efendi Medresesi’ne tayin edildi. 1220/1806 senesinde derecesi hareket-i altmışlıya yükseltildi.
1223/1808 yılında mûsıle-i Süleymâniye derecesiyle Hoca Hayreddîn ve Hâkâniyye-i Vefâ medreselerine geçti. 1231/1816 senesinde Çorlu Medresesi müderrisliği uhdesinde kalmak üzere Havâss-ı Refî’a (Eyüp) kadısı oldu. 1232/1817 yılında azledildi ve sonra 1237/1821’de kendisine evkâf müfettişliği ile Mekke kadılığı payesi verildi. Aynı yıl hayat boyu müfettiş-i sadr-ı âlî olarak görevlendirildi. Ancak 1237/1821 yılında görevine son verildi. Vak’a-nüvîs Mütercim Âsım Efendi’nin 1235/1839 senesinde İstanbul’da vebadan ölmesi üzerine II. Mahmûd, Atâ’yı aynı yılın sonlarında bizzat seçip vakanüvisliğe getirdi.



Bu görevdeyken önce tarihin faydası ve değeri hakkında bir mukaddime yazıp padişaha takdim etti. Bunun beğenilmesiyle padişahın arzu ettiği gibi II. Mahmûd’un cülus tarihi olan 1223/1808’den itibaren tarihini kaleme almaya başladı ve 1237/1821’e kadar getirdi. Yazmaya imkân bulamadığı 1237-1242/1821-1826 vekâyiine dair notları halefi Sahhâflar Şeyhi-zâde Es’ad Efendi’ye devretti.

Kendisini rakip gören Mustafa Behcet Efendi’nin ve başkalarının gayretleriyle 1240/1825 senesinde vak’anüvislikten azledildi.

1241/1826 yılında Mekke payesi ve Menemen (Tire) arpalığı ile emekli edildi. Şânî-zâde İstanbul’da etibbâ reisi idi, bir müddet Süleymâniye Tıb Medresesi’nde ders vekilliği de yapmıştı.

Tire’de vefat etti. Tire’de Kışla civarındaki mezarlığa defnedilen Atâ’nın kabri bu mezarlığın 1335/1916 yılında kaldırılmasıyla kayboldu. Daha sonra mezarındaki taş kasaba civarında tesadüfen bulunup Tire Müzesi’ne nakledildi.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23