Cuntacılar için “içerde olmalarından ciğerim yanıyor” diyen Fethullah Gülen’in bu açıklamasının ardından 28 Şubat davasında yargılanan son 3 generalin de serbest bırakılması, “Gülen 28 Şubat cuntası ile işbirliği içinde” şeklinde yorumlandı.
HALİL YILDIRIM/ANKARA - Eşiyle birlikte 28 Şubat mağduru olan Özgür-Der Ankara Şube Başkanı Abdurrahman Çeliker, Fethullah Gülen’in darbecilerle yaptığı işbirliğini anlattı. Gülen hareketinin tavrını anlamak için sadece 28 Şubat süreci değil, 28 Şubat sürecinden önceki süreçlere de bakmak gerektiğini belirten Çeliker, “O dönemlerde de zaten İslami camiayı bir tarafa, kendisini bir tarafa koyuyordu. Bir ötekileştirme pozisyonu içerisindeydi kendi İslami algıları açısından. Refah Partisi’ne kendisinin izni olmadan belki cemaatin o taban dediğimiz, samimi dediğimiz, muhafazakâr dediğimiz kesiminden destek gelmiştir ama cemaat olarak bir ilke kararı alıp Refah Partisi’ne destek vermediler. Ne 28 Şubat sürecinde darbe zihniyetin hortladığı zaman destek verdiler ne de ondan önce seçimde destek verdiler” dedi.
“ÇEVİK BİR KARŞISINDA İKİ BÜKLÜM OLDU”
Gülen’in mazlumların yanında yer almak yerine darbecilerle birlikte olduğunu kaydeden Çeliker, “Gülen, darbeci zihniyetin Nurcusunu, sağlısını, sollusunu ayırt etmeden İslami kimliğe topyekün yüklendiği bir ortamda da kendisini kurtarma adına, cemaatini koruma adına darbecilerle birlikte oldu. O günkü medyaya baktığımız zaman zaten bunu çok rahatlıkla görebiliriz. Erbakan hakkında söyledikleri, ‘artık hükümeti bırak git’ demeleri, darbecilerin yaptığı bütün olaylara ve hatta yürütülen tanklara bile destek verdi. Çevik Bir’in karşısında iki büklüm olarak, işte okulların darbeci zihniyete teslim edilmesi konusundaki acziyeti ve o resimdeki duruşu bunun en güzel örneğidir. Darbeci zihniyete bizatihi destek verdi. Bu adam bizzat Ankara’ya geldi ve darbecilere desteğini açıkladı. Dershanelerin dönüştürülmesi konusunda ise hani ‘böyle bir şey olabilir mi, olamaz mı’ diye tartışma açılır açılmaz beddualar etmeye başladı. Oysa Çevik Bir’in önündeki o iki büklüm duruşu neyi ifade ediyordu?” ifadelerini kullandı.
“O ÇARŞAFLARIN İÇİNDE ERKEKLER VAR DİYORDU”
Gülen’in başörtülülere yaptığı baskının da hâlâ unutulamadığının altını çizen Abdurrahman Çeliker, şunları kaydetti: “Belki tabanındaki samimi insanları bir kenara koyarak, Fethullah Gülen hareketini Anadolu’daki İslami gelişimin, hatta Ortadoğu’daki ümmet bağlamındaki İslami gelişmelerin önüne set olan bir hareket olarak görüyorum. Bu süreçteki tavır ve davranışları belli. Filistin’de binlerce çocuk katledilirken, ‘İsrailli çocuklara ağlıyorum’ diyen bir adam bu. Beyazıt’ta biz başörtüsü eylemleri yaparken ‘Onların yanına gitmeyin. O çarşafların içerisinde erkekler var, sizi provoke ediyorlar’ diyen bu adamdı. Yani başörtüsü eylemlerine de ket vuruyordu. ‘Başörtüsü teferruattır’ deyip başörtüsünün içinin boşaltılmasına ve üniversitelere başörtüleriyle girmek isteyen kızların bu çabasını engellemeye dönük bir sürü açıklaması oldu ve hareketinin de bunun üzerine bina edildiğini düşünüyorum. Başlangıçta belki böyle samimi niyetlerle kurulan hareketler, genelde büyüdükleri zaman bu tür durumlara düşebiliyor. Hormonlu bir büyümedir zaten bu. Hormonlu büyümelerin sonucunda bu tür şeylere dönebilirler.”
CUNTACILAR İÇİN CİĞERİ YANIYORMUŞ!
Fethullah Gülen, 14 Kasım 2013’te kendisine ait herkul.org sitesinde yer alan açıklamasında cuntacıların yargıya hesap vermesinden “Yaşlı başlı adamlar böyle orada hesap verince ciğerim yanıyor benim. Elimde bir imkân olsa ben onların hepsine serbestsiniz derim” ifadelerini kullanmıştı. Bu sözlerinin ardından gerçekleşen ilk 28 Şubat duruşmasında ise, darbenin mimarları Çevik Bir, Çetin Doğan ve Erol Özkasnak mahkemece tahliye edilmişti. Bütün bu gelişmeler, Cunta-Gülen işbirliğini gözler önüne sererken, “28 Şubat’ta Gülen gölgesi olduğu” şeklinde yorumlandı.
