28 Şubat döneminde Batı Çalışma Grubu, Akit’in cuntacıları deşifre eden yayınlarıyla mücadele etmek için özel bir birim oluşturduğu, bu kapsamda gazete yöneticilerinin uzun süre gözaltına alınması, haklarındaki işlemlerin medya aracılığıyla servis edilmes
MURAT ALAN / İSTANBUL
28 Şubat döneminde Batı Çalışma Grubu, Akit’in cuntacıları deşifre eden yayınlarıyla mücadele etmek için özel bir birim oluşturduğu, bu kapsamda gazete yöneticilerinin uzun süre gözaltına alınması, haklarındaki işlemlerin medya aracılığıyla servis edilmesi, karalama kampanyalarıyla gazetenin itibarsızlaştırılmasının amaçlandığı vurgulanıyor. Ele geçirilen 5 sayfalık belgede, Akit’in yayınlarına karşı ortak bir dil oluşturulması, “dost medya unsurları aracılığıyla ‘Akit yalan haber yapıyor’, ‘şeriatçı gazete’”, şeklinde propaganda yapılarak gazetenin itibarsızlaştırılması gerektiği vurgulanıyor.
KORKULU RÜYALARI AKİT
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 28 Şubat iddianamesinin ek delil klasörlerine giren bir belgelerde, Refahyol hükümetinin devrilmesi için yürütülen kampanyalara karşı en sert yayınların Akit tarafından yapıldığı, gazetenin yayınlarıyla yüz binlerce kişiyi örgütleyerek başta 8 yıllık kesintisiz eğitim olmak üzere birçok dayatmaya karşı tavır alınmasını sağladığı belirtildi.
EK DELİL KLASÖRLERİNDE
YER ALAN O BELGELERDE…
Mahkemeye gönderilen gizli ibareli, “Sayın Komutanım, Batı Çalışma Grubu ‘Batı Harekat Konsepti’ ve ‘Batı Eylem Planı’ doğrultusunda faaliyetlerini sürdürmektedir” başlığını taşıyan 5 sayfalık belgenin içeriğinde Akit gazetesinin 8 yıllık kesintisiz eğitime karşı ciddi bir kampanya başlattığı şöyle ifade ediliyor: “Şeriatçı basın (AKİT) ile birlikte 8 yıl kesintisiz eğitim karşıtları Cumhurbaşkanı, Hükümet, TSK ve 8 yıllık eğitimi destekleyen kişi ve kuruluşlara hakarete varacak derecedeki saldırılarını sürdürmüşlerdir. İrticai kesimin eylemleri bayrak açma, namazlardan sonra gösteri şeklinde şeriatçı basının yol gösterdiği tarzda olmaktadır. Okulların açılmasıyla birlikte veli ve öğrencilerin tahrik edilerek olayların tırmandırılacağı ve yaygınlaştırılacağı değerlendirilmiştir. Yasanın kabulünden sonra yurt sathında; 129 olay meydana gelmiştir. Bunların 79 adedi izinsiz gösteri şeklinde gerçekleşmiştir. Bu olayların meydana gelmesinde RP’li Belediye Başkanları ve başta Akit gazetesi olmak üzere irticai medyanın rol oynadığı değerlendirilmektedir.”
GÖZALTI VE MEDYAYA SERVİS
Batış Çalışma Grubu’na sunulan ve iddianameye giren bir başka belgede ise, başını Akit’in çektiği cunta karşıtı medyaya engel olmak için tedbir alınması gerektiği kaydedildi.
1998 tarihli belgede “Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne, Cumhuriyet’in temel ilkelerine, iç barış ve milli güvenliğe aykırı yayın yapan medya organlarının Akit gazetesi ve Kanal 7 gibi uygun bir şekilde uyarılması, sorumluların uzun süre gözaltına alınarak sorgulanması, yapılacak işlemlerin ve hukuksal boyutunun basın ve TV aracılığı ile ilan edilmesi, Kamuoyu ve Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin bu tür yayınlardan etkilenmesini önleyecek bilgilendirme faaliyetlerine ağırlık verilmesi, irticai medyaya karşı etkin bir psikolojik harekatın başlatılması, çıkabilecek olaylara karşı birliklerin planlanan emniyet tedbirlerini devam ettirmesi için uygun mütalaa edilmektedir. Arz ederim” deniliyor.
DOST MEDYA UNSURLARI
ORTAK BİR DİLLE SALDIRMALI
Belgenin devamında ise Akit’in yayınlarına karşı ortak bir dil oluşturulması, “dost medya unsurları aracılığıyla ‘Akit yalan haber yapıyor’, ‘şeriatçı gazete’”, şeklinde propaganda yapılarak gazetenin itibarsızlaştırılması gerektiği vurgulanıyor. Batı Çalışma Grubu’na sunulan belgede, “Şeriatçı Akit gazetesi Refahyol Hükümetine karşı alınan tedbirleri etkin bir şekilde eleştirmekte, kamuoyunu bu yönde yönlendirmektedir. Akit gazetesine karşı yürütülen hukuki mücadeleye ek olarak bir taraftan da karalama kampanyaları başlatılması zaruridir. Bu kapsamda dost medya unsurları aracılığıyla ‘Akit yalan haber yapıyor’, ‘şeriatçı gazete’, ‘yobazların yalanlarına itibar edilmemeli’ şeklinde haberler yapılmalı, mücadelede sloganlaşan ortak bir dil kullanılmadır. Başarılı psikolojik harp sonrası elde edilecek netice: gazetenin yayınlarının ciddiye alınmamasına neden olacak, toplumun geniş kesiminin çıkan haberlere olan inancı azalacaktır” şeklinde ifadeler bulunuyor.
