• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

28 Şubat dâvâsında reddi hakim

Yeniakit Publisher
2013-11-18 21:17:17 - 2013-11-19 07:52:57
28 Şubat dâvâsında reddi hakim

Tutuklu sanık sayısı 5’e düşen 28 Şubat davasının müşteki avukatlarından Cüneyt Toraman ve Hüsnü Tuna, “Yargılamanın başladığı günden itibaren mahkemenin tutumunun ve yargılama yönteminin adil yargılama ilkeleriyle bağdaşmadığı” gerekçesiyle mahkemeye reddi hakim talebinde bulundu

EROL METİN/ANKARA - Duruşmada savunmasını yapan sanık İlhan Kılıç’ın ifadeleri ise 1997 MGK’sının önceden planlı olduğunu gözler önüne serdi.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 28 Şubat darbe davasının 33. duruşması dün tamamlandı. Müşteki avukatlarından Cüneyt Toraman ve Hüsnü Tuna, taraflı davranıldığı gerekçesiyle reddi hakim talebinde bulundu. Söz alan Av. Toraman, “Yargılamanın başladığı günden itibaren mahkemenizin tutumunun, yargılama yönteminin adil yargılama ilkeleriyle bağdaşmadığı kanaatindeyiz. Mahkeme heyetinin dava dosyasına da vakıf olmadığını düşünüyoruz” dedi. Sanık avukatları, Toraman’ın mahkeme heyetine hakaret ettiğini savundu. Toraman’ın sözünü kesen Başkan Tayyar Köksal, reddi hakim talebinin yazılı olarak yapılmasını istedi. Köksal’a tepki gösteren Toraman, “Bugüne kadar hiçbir sanığın sözü kesilmedi. Sözümü kesemezsiniz” diye konuştu. Köksal da “Söz hakkınız bitti. Yazılı olarak verin dilekçenizi” karşılığını verdi. Toraman’ın ısrarı üzerine “Söz vermiyorum. Bitti. Burayı ben idare ediyorum” diyen Köksal’ı eleştiren diğer müşteki avukatı Hüsnü Tuna, “Bu sözlerimizi zapta geçirmeden dilekçemizi vermiyoruz. Davanın başından bu tarafa sanıklar ve vekilleri tarafından muhatap alınmamamız bile sizin reddiniz için geçerlidir” değerlendirmesini yaptı.

“MAHKEME TARAFINI AÇIKÇA BELİRLEDİ”

Tekrar araya giren Cüneyt Toraman, “Dinlemeden ne karar vereceksiniz? Mahkeme bu tavrıyla tarafını açıkça belirlemiş oldu” ifadelerini kullandı. Sanıklardan sanık yakınlarından gelen tepkiler için “Psikolojik savaşı görüyorsunuz” diyen müşteki avukatı Tuna, reddi hakim talebini içerir dilekçeyi sunacaklarını bildirdi. Bu talebi değerlendiren mahkeme heyeti, “katılmasına karar verilmeyen müşteki vekili ya da katılma talebinde bulunan vekillerin hakimin reddi isteminden bulunmayacağı” iddiasıyla müşteki avukatları Cüneyt Toraman ve Hüsnü Tuna’nın reddi hakim taleplerinin reddine karar verdi.

KILIÇ’TAN İNCİLER

Daha sonra tutuksuz sanıkların savunmalarına geçildi. Kürsüye gelen dönemin MGK Genel Sekreteri İlhan Kılıç, BÇG belgelerine ilişkin “Arkadaşlarım bu komiklikleri yapacak düzeyde değillerdir” dedi. Merhum Necmettin Erbakan’a övgüler yağdıran Kılıç, “Genel sekreterken birbirinden değerli başbakanlarla çalıştım. O makama gelen insanlar daima seçilmişlerdir ve demokrasinin esasıdır bu. MGK hiçbir zaman emir vermez. Tavsiye eder. Hükümet isterse uygular” şeklinde konuştu. O süreçte kafa yordukları öncelikli meselenin terörle mücadele olduğunu iddia eden Kılıç, “Terörle mücadele daima bir numaraydı. Şubat ayı hariç” savunmasını yaptı. MGK’da gündemi Demirel’in belirlediğini belirten Kılıç, “Cumhurbaşkanı kimseye söz vermeden, bilmem ne general olun konuşamazsınız” bilgisini verdi.  Hükümeti devirme suçlamasını kabul etmediğini dile getiren şöyle devam etti: “Bizim dönemimizde hükümeti kim çalıştırmadı bunu anlamıyorum. Bugün Hava Kuvvetleri başarılıysa bunun sebebi bizim dönemimizde yapılan Türk-İsrail Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması’dır. PKK’nın Karadeniz’e açılımını o hükümet önlemiştir. Ekonomi iyiydi. Bu iyilikleri başka birisi mi yaptı? Hükümet bal gibi çalışıyordu. Sayın Erbakan’ın çok güzel lafları var. Ne cebiri efendim? Bizim gecelerimize gelirlerdi hükümet üyeleri. Aramız iyiydi. Hükümetin çalışmalarını takdirle anarım” dedi.

HER ŞEYİ ÖNCEDEN PLÂNLAMIŞLAR

Dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Org. İ. Hakkı Karadayı’nın, sürece adını veren 28 Şubat 1997 tarihli MGK toplantısında alınan kararın resmileşmesi için “Bunu 10 dakikada tamamlarız” dediğini hatırlatan Üye Hakim Hakan Oruç, “10 dakikada dediğine göre bu kararlar önceden hazırlanmış mıydı?” sorusunu yöneltti. Org. İlhan Kılıç ise tartışmalı 18 maddelik MGK kararlarının yazılı taslağının önceden hazır olup olmadığına ilişkin, “Olabilir” cevabını verdi. Oruç, bu taslağın kim tarafından hazırlanmış olabileceğini sordu. Bahsedilen yazılı metin konusunda MGK Genel Sekreterliği’nin bir ilgisinin bulunmadığını söyleyen Kılıç, askeri kanadı ve dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Güven Erkaya’yı işaret etti. Tutuklu sanık dönemin Genelkurmay İstihbarata Karşı Koyma Daire Başkanı emekli Org. Fevzi Türkeri’nin, söz konusu MGK toplantısında irtica konusunda yaptığı sunumun kayıp olduğunu vurgulayan Üye Hakim Oruç, “Normalde MGK’da böyle bir sunum yapıldığında nerede saklanıyor” sorusunu yöneltti. Kılıç, “Sunumların hepsi dosyaya girer” cevabını verdi.

ERBAKAN’IN İMZA DİRENİŞİ   

Üye Hakim Süleyman Köksaldı ise “İmza krizi vardı. Başbakan o gün imzalamadı. Sonra neler oldu? İmza konusunda baskı oldu mu?” diye sordu. Kılıç’ın bu soruya verdiği cevaptaki ayrıntılar, merhum Erbakan’ın cuntaya karşı verdiği mücadeleyi gözler önüne serdi. Erbakan’ın 18 maddelik MGK kararlarını imzalamamak için kendisiyle görüşmediğini ve kararları Erbakan’a kendisinin imzalatamadığını itiraf eden İlhan Kılıç, şunları söyledi: “Toplantı günü çok geç olmuştu. Ertesi güne kadar bunların her şeyini bitirdim. Genelkurmay Başkanı’na gittim. Sonra Başbakan’a gittim yoktu. Meclis’e gitmişti. Hemen zorlamak da olmaz amirim sonuçta. Sonra Cumhurbaşkanı’na gittim ‘Başbakan’a imzalatayım da mı geleyim’ dedim. Çünkü Başbakan imzalamamıştı. En son Cumhurbaşkanı imzalar. Demirel ‘Getir sen’ dedi imzaladı. Döndüm. Ertesi gün tekrar saat 14.00’te gittim. Erbakan yine Meclis’teydi. Tansu Çiller, ‘Ver sen bana. Ben imzalatır getiririm’ dedi. Bıraktım gittim. Ertesi gün aradı, ‘Al götür’ dedi. Gittim aldım.”

ERBAKAN’DAN ÖNCE NEDEN DEMİREL’E GİDİLDİ?

Müşteki avukatı İsmail Aydos, sanık İlhan Kılıç’a Başbakan Erbakan’ın imzası alınmadan MGK kararlarına dönemin Cumhurbaşkanı Demirel’in imzasının atılmasının teamüllere aykırılık teşkil edip etmediğini, bunun Erbakan’ın imza atması için bir baskı olup olmadığını sordu. Kılıç, bu soruyu geçiştirdi. Ara kararlarını açıklayan mahkeme heyeti, 27 Mayıs 1997 tarihli Batı Eylem Planı belgesinin aslının bulunup bulunmadığının Genelkurmay Başkanlığı’na sorulmasına hükmetti. Sanık Sedat Arıtürk hakkındaki yakalama kararını kaldıran heyet, yurtdışına çıkma yasağını yeterli buldu. Mahkeme, Etimesgut Zırhlı Birlikler Komutanlığı’na yazı yazılarak, 28 Şubat sürecinde tankların Sincan kent merkezinde yürütülmesinin daha önce alınmış bir karara göre mi, yoksa emir üzerine mi yapılan bir faaliyet olduğunun sorulmasına karar verdi.  Mahkeme ayrıca, sundukları reddi hakim dilekçesinde kamu görevlisine hakaret ettikleri iddiasıyla müşteki avukatları Cüneyt Toraman ile Av. Hüsnü Tuna hakkında suç duyurusunda bulundu. Duruşmaya bugün devam edilecek.



x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23