• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

14 Ağustos 2024: Günün Âyet ve Hadisi

Yeniakit Publisher
2024-08-14 06:34:00 -
14 Ağustos 2024: Günün Âyet ve Hadisi

Sizler için hazırladığımız 'Günün Âyet ve Hadisi' ile 'Günün 'Sözü' 'Günün Fotoğrafı' ve 'Kıssadan Hisse'yi istifadelerinize (14 Ağustos 2024) sunuyoruz...

VAHYİN DİLİNDEN



فَخَلَفَ مِنْ بَعْدِهِمْ خَلْفٌ اَضَاعُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّبَعُوا الشَّهَوَاتِ فَسَوْفَ يَلْقَوْنَ غَياًّۙ

Esirgeyen, bağışlayan Allah'ın adıyla

"Sonra bunların ardından artık namazı kılmayan ve nefsânî arzulara uyan bir nesil geldi. Bunlar elbette azgınlıklarının cezasını bulacaklardır."

(Meryem Suresi, 59)         (Meâl Kaynak: Diyanet İşleri başkanlığı)



TEFSİRİ:

“Azgınlıklarının cezası”
diye tercüme ettiğimiz gayy kelimesi sözlükte, “kötü, yaramaz, azgın ve sapmış” anlamlarında kullanılmaktadır, biz “azgınlıklarının cezası” şeklindeki mecaz anlamını tercih ettik. Gayy kelimesinin Cehennemdeki bir vadinin ismi olduğu rivayeti de vardır (İbn Kesîr, V, 240).

Şekli farklı da olsa namaz bütün peygamberlere ve ümmetlerine farz kılınmıştır. Çünkü namaz kulu Allah’a yaklaştıran, O’nunla irtibatını en mükemmel bir şekilde sağlayan ve kulu kötülüklerden koruyan önemli bir ibadettir. Peygamberler bu ibadeti eksiksiz olarak yerine getirmeye gayret etmişler ve başkalarına da bu şekilde yapmalarını tavsiye etmişlerdir.

Ancak eski peygamberlerden sonra gelenler namazı ya hiç kılmamışlar veya onun edasında yerine getirilmesi gereken hususlara dikkat etmemişlerdir. Allah ile aralarındaki bu temel bağı koparmalarının veya zayıflatmalarının kaçınılmaz bir sonucu olarak nefsanî arzuları kendilerine hâkim olmaya başlamış; Allah’ın emirlerinin yerine kendi arzu ve isteklerine uymayı tercih etmişlerdir. Âyet, bunların yaptıklarının karşılıksız kalmayacağını, cezalarını mutlaka çekeceklerini ifade etmektedir.

Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 609



ALLAH RESULÜ'NDEN (Sallellahu Aleyhi ve Sellem) 

لَيْسَ بَيْنَ الْعَبْدِ، وَالشِّرْكِ إِلاَّ تَرْكُ الصَّلاَةِ، فَإِذَا تَرَكَهَا، فَقَدْ أَشْرَكَ

“Kul ile şirk arasında, ancak namazı terk etmek vardır! (Kul) namazı terk ettiği vakit muhakkak ki, şirk işlemiş olur!”

Kaynak: İbni Mace 1080, Tirmizi 2753

لاَ تَتْرُكِ الصَّلاَةَ مُتَعَمِّدًا فَإِنَّهُ مَنْ تَرَكَ الصَّلاَةَ مُتَعَمِّدًا، فَقَدْ بَرِئَتْ مِنْهُ ذِمَّةُ اللهِ وَرَسُولِهِ

“Namazı kasten terk etme! Şüphesiz ki, kim namazı kasten terk ederse, Muhakkak ki, Allah’ın ve Rasulü’nün zimmeti o kimseden beri olur!”

Kaynak: Ahmed bin Hanbel Müsned, Beyhaki, Tergîb ve Terhîb 1/529


“İnsanlardan ilk kaldırılacak olan şey emanettir! İnsanlardan kaldırılacak olan en son şey ise, namazdır! Nice namaz kılanlar vardır ki, kendilerinde hiçbir hayır yoktur!”

Kaynak: Taberanî Mucemu’s-Sağir, Taberanî Mecma’u’l-Bahreyn 7/263, Albânî Sahîhu’l-Cami’ 2/353

Bana bir amel öğret ki, onu yaptığım zaman cennete gireyim. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“İşkence edilsen de ateşte yakılsan da Allah’a hiçbir şeyi ortak koşma! Seni malından ve sana ait bütün şeylerden sürüp çıkarsalar da babana ve annene itaat et! Namazı kasten terk etme! Kuşkusuz ki, kim bir farz namazı kasten terk ederse, şüphesiz ki, Allah’ın zimmeti o kimseden beri olmuştur!”

Kaynak: Taberanî Mucemu’l-Evsad, Heysemi Mecmau’z-Zevaid 4/216, Tergîb ve Terhîb 1/526 


GÜNÜN SÖZÜ:




GÜNÜN FOTOĞRAFI: 

                     


KISSADAN HİSSE:

VAKTİNDE KILINMAYAN NAMAZ

Kıyamet kopmuştu Olağan üstü bir kalabalık vardı Her yer insanlarla doluydu.

Kimi şaşırıp kalmış, hareketsiz bir şekilde etrafına bakınıyor; kimi sağa sola koşturuyor; kimisi de diz çökmüş, başı ellerinin arasında bekliyordu.Yüreği yerinden fırlayacak gibiydi. Soğuk soğuk terler döküyordu. Dünyadayken kıyamet, sorgusual ve mizan hakkında çok şey duymuştu. Ama mahşer meydanındaki ürperti, korku ve bekleyişin bu denli dehşet vereceğini hiç düşünmemişti. Herkes sırasını bekliyor ve sırası gelen hesabını vermek üzere çağırılıyordu. Bu arada onun ismini de okudular. Hayretle bir sağa, bir sola baktı ’’Beni mi çağırdınız?’’ dedi dudakları titreyerek.

Kalabalık birden yarılmış, bir yol açılmıştı önünde iki kişi kollarına girdi. Bunların mahşer meydanının görevlileri oldukları belliydi. Kalabalığın arasından şaşkın bakışlarla yürüdü. Merkezi bir yere gelmişlerdi. Görevliler yanından uzaklaştılar. Başı önündeydi Bütün hayatı, gözlerinin önünden geçiyordu ’’şükürler olsun’’ dedi, kendi kendine ve devam etti:

’’Gözlerimi dünyaya açtığım evde, hep dinini en güzel şekilde yaşamaya çalışan insanları gördüm. Babam ibadetlerine azami dikkat ediyor, arkadaşlarıyla dini sohbetleri kaçırmıyor, malını islam yolunda harcıyordu. Annem de onun gibiydi. Ben de hep onlar gibi oldum insanlara hizmete çalıştım. Onlara Allah’ı anlattım. Namazımı kıldım, orucumu tuttum. Farz olan ne varsa yerine getirdim. Haramlardan kaçındım.’’

Yanaklarından gözyaşı süzülürken, ’’Rabbimi seviyorum, en azından sevdiğimi zannediyorum’’ diyordu. Ama bir taraftan da ’’O’nun için ne yapsam az, cenneti kazanmama yetmez Tek sığınağım Allah’ın bağışlaması ve rahmeti’’ diye düşünmeden edemiyordu.

Hesap sürdükçe sürdü. Boncuk boncuk ter döküyordu. Sırılsıklam olmuştu, müthiş bir şekilde titriyordu. Gözleri terazinin ibresine takılmış, neticeyi bekliyordu. Sonunda hüküm verilecekti. Oradan çıkarıldı. Eski yerine getirildi. Biraz sonra görevli melekler, mahşer meydanındaki kalabalığa döndüler önce ismi okundu. Artık ayakları tutmaz olmuştu. Neredeyse yığılıp kalacaktı. Heyecandan gözlerini kapamış, okunacak hükme kula kesilmişti.

Mahşeri kalabalıktan bir uğultu yükseldi. Kulakları yanlış mı duyuyordu? İsmi ’’cehennemlikler’’ listesinde geçmişti. Dizlerinin üstüne yığıldı şaşkınlıktan dona kalmıştı. ’’Olamaaaazzzz!’’ diye bağırdı. Sağa sola koşturdu ’’Ben nasıl cehennemlik olurum? Hayatım boyunca Allah yolunda hizmet eden insanlarla birlikte oldum Onlarla beraber koşturdum Hep rabbimi anlattım’’ diyordu.

Gözleri sağanak olmuş, titrek vücudunu ıslatıyordu. Görevliler, kollarından tuttular ve kalabalığı yararak onu alevleri göklere yükselen cehenneme doğru götürmeye başladılar.

Çırpınıyordu. Bir kurtuluş yok muydu? Bir yardım eden çıkmayacak mıydı? Dudaklarından kelimeler kırık dökük, yalvarmayla karışık döküldü ’’Oruçlarım Okuduğum Kur’anlar, namazım hiçbiri beni kurtarmayacak mı?’’ diyordu. Bağıra bağıra yalvarıyordu. Alevlere çok yaklaşmışlardı. Başını geriye çevirdi. Son çırpınışlarıydı..

Resulullah, ’’Birinizin kapısının önünden bir nehir aksa ve o, bu nehirde her gün beş kere yıkansa, acaba üzerinde hiç kir kalır mı? İşte bu, beş vakit namazın misalidir. Allah onlar sayesinde bütün hataları siler’’ buyurmamış mıydı? Bir kere daha ’’Namazlarım da mı beni kurtarmayacak?’’ diye düşündü ve ’’Namazlarım’’ diye hıçkırdı.

Görevliler hiç durmadılar. Yürümeye devam ettiler ve sonunda onu dipsiz cehennem çukurunun başına getirdiler. Alevlerin harareti yüzünü yakmıştı. Son bir defa dönüp geriye baktı. Artık gözleri de kurumuş, ümitleri sönmüştü. Başını öne eğdi iki büklüm olmuştu.

Kollarını sıkan parmaklar çözüldü Görevlilerden biri onu itiverdi. Vücudunu birden bire boşlukta buldu. Alevlere doğru düşüyordu. Tam bir kaç metre düşmüştü ki bir el onu kolundan yakalayıverdi. Başını kaldırıp yukarıya baktı. Onu düşmekten kurtaran uzun ve beyaz sakallı bir ihtiyardı. Kendisini yukarıya çekti üstündeki, başındaki tozu silkeleyerek ihtiyarın yüzüne baktı:

– Siz kimsiniz?

– Ben senin namazlarınım..

– Neden bu kadar geç kaldınız? Son anda yetiştiniz, neredeyse düşüyordum

İhtiyar acı acı gülümseyerek başını salladı:

– Sen beni hep son anda yetiştirirdin, hatırladın mı?

Gözlerini açtığında yatağındaydı. Kan ter içinde kalmıştı. Bir iç çekti ve ’’Elhamdülillah çok şükür ki rüyaymış’’ dedi Sonra dışarıdan gelen sese kulak kabarttı Yatsı ezanı okunuyordu. Bir ok gibi yerinden fırladı, abdest aldı ve hemen namazını kıldı.

Rabbim bizi namazını vaktinde kılanlardan eyler inşallah...

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Abdullah HÜDAVERDİ-KONYA

Amin.

Gültekin

İNSANOĞLU DÜNYAYA YAPTIĞI YATIRIMIN YÜZDE BİRİNİ EBEDİ AHİRET İÇİN YAPMIŞ OLSA, EBEDİ ALEMDE ONU KARŞILAYACAK EV SAHİBİNE KAVUŞMUŞ OLUR, HER NE HİKMET İSE ALLAH'IN EMİRLERİNDE MÜSLÜMANLAR ÇOK GEVŞEK DAVRANMASIYLA, AHİRETTEKİ NİMETLERDE ONA KAVUŞMAKTA GEVŞEKLİK YAPACAĞINI UNUTMASINLAR, MADALYA ALANLAR GİBİ YA SEVİNECEĞİZ, YA DA ÜZÜLECEĞİZ GÜNLER İÇİN HAZIRLIK YAPANLARA SELAM OLSUN.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23