Sofokleousin'de yer alan "Türkiye'nin BRICS Gözüyle Dünya Denizlerine Büyük Açılışı" başlıklı analizin detayları...

Türkiye, Doğu Afrika'dan başlayarak uluslararası sistemdeki, ekonomik sektördeki ve yabancı yatırımlarla birlikte okyanuslardaki rolünü yükseltmeye çalışıyor. Bu hamle, BRICS ülkeleri tarafından da dikkatle izleniyor.

Ankara'da 694 milyon tonluk nadir toprak yatağı keşfedilmesi, Türkiye'yi bu alanda Çin'den sonra ikinci sıraya taşıdı. Bu durum, BRICS ülkeleriyle özellikle Çin ile iş birliğine zemin hazırladı.

Türkiye'nin BRICS üyeliğine ilgisi de bu bağlamda değerlendirilebilir. BRICS üyeliği, Türkiye'ye global piyasalarda daha fazla söz sahibi olma ve uluslararası ticaret yollarında avantaj sağlama imkanı sunabilir.

Türkiye ve Çin, Doğu Trakya'da bir nükleer santral inşa etmek için birlikte çalışıyor. Bu proje, iki ülke arasındaki iş birliğinin önemli bir göstergesidir.

Ankara, Pekin ile Türk endüstrisi için teknik bilgi aktarımına dönüşecek daha geniş bir iş birliği istiyor.

Çin, Türkiye'nin tekliflerine çekinceyle yaklaşıyor olsa da, ABD ve Avrupa tarafından "sıkıştırıldığı" sürece Türkiye ile daha yakın ticari ve ekonomik ilişkilere girmesi muhtemel.

Ankara, deniz taşımacılığında önemli bir rol oynamak istiyor. Bu amaçla Türk gemi yatırımlarına ve donanmanın güçlendirilmesine yatırım yapıyor.

Türkiye, dünya denizciliğinde "kilit konum" sahibi ülkelerle "ortaklıklar" kurmaya çalışıyor.

Geçtiğimiz yıl Türkiye, Uluslararası Denizcilik Örgütü'nün (IMO) bir sonraki Genel Sekreteri pozisyonuna aday göstererek küresel denizciliğe geçişini göstermiş oldu.

Türkiye, konumunu geliştirmek amacıyla NATO, BM ve IMO gibi fayda sağlayacak tüm uluslararası kuruluşlardaki konumunu yükseltmeye çalışıyor.

Türkiye, açık deniz savaş gemisi inşa ediyor ve uçak gemileri ile yerli inşa destroyerler gibi ithal sistemleri kendi sistemleriyle değiştiriyor.

Bu hamleler, Türkiye'nin uluslararası deniz ticaret yollarında ve önemli deniz geçişlerinde daha fazla söz sahibi olma arzusunu gösteriyor.

Somali'nin MEB'inin savunmasını üstlenmek ve Süveyş'ten Aden'e giden nakliyeyi kontrol etmek amacıyla Mısır'a yardım eli uzatmak da bu politikanın somut örnekleridir.

Türkiye'nin bu hamleleri, başta ABD ve Batı olmak üzere büyük bir deniz gücü olmaya hazırlandığını gösteriyor. Arktik koridorlarla ilgilenen Çin, Güney Kore, Japonya ve Hindistan gibi diğer güçler de Türkiye'nin yeni rolünü dikkatle izliyor. Hatta Türkiye'nin kazanmaya çalıştığı yeni rolün farkına varmış ve bu bağlamda Hint donanması Doğu Akdeniz'de boy göstermiştir.

Türkiye'nin BRICS ülkeleriyle ve diğer küresel güçlerle denizcilik ve ticari alanda geliştirdiği ilişkiler, uluslararası sistemdeki konumunu ve etkisini artırma potansiyeline sahip. Bu gelişmeler, Türkiye'nin gelecekteki dünya denizlerinde önemli bir rol oynayabileceğini gösteriyor.

KAYNAK, ÇEVİRİ: X/TARİH VE POLİTİKA