Bu noktada, ülkemizin, Balkanlar ve Doğu Akdeniz’de uluslararası alanda tanınan güvenlik ve istikrar sütunu rolünü hak ettiği şekilde kazanmış, büyük krizler, yeniden yapılanmalar ve acımasız ve belirsiz savaşlar devam ederken, bölgemizde güçlü bir faktör olduğunu, olmaya devam ettiğini ve olmaya devam edeceğini vurgulamak istiyorum. Bu rol bize tesadüfen verilmedi. Bu başarı, uzun vadeli kararlılık ve hedeflemeyle ve son yıllarda savunma eylemlerimizin sürekli güçlendirilmesiyle elde edilmiştir. Özellikle son dört yılda tüm dostlarımız, ortaklarımız ve müttefiklerimizle stratejik iş birliği ilişkilerimizi terleyerek azami ölçüde güçlendirdik. Bu durum, Balkan ülkelerinin neredeyse tamamı ile Mısır, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Suudi Arabistan ve Kıbrıs’ımız gibi geniş bölgemizdeki önemli ülkelerle olan daha geniş askeri işbirliği ağıyla da kanıtlanmıştır. Ama kesinlikle Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa ile de.