Bu kez Xaidarisimera tarafından yapılan analizde çarpıcı ifadeler kullanıldı.

Son 20 yılda Türkiye tarımı, küresel bir tarım süper gücü haline gelerek önemli bir dönüşüm yaşadı. Bu dönüşümde ulusal kamu ve özel sektör yatırımlarının yanı sıra Avrupa Birliği'nden (AB) alınan desteğin de önemli bir rolü oldu.

Türkiye tarımının başarısının bir dizi faktörü var: Hükümet, tarımsal üretimi teşvik etmek için çeşitli politikalar ve programlar uyguladı. Bu programlar arasında sübvansiyonlar, kredi imkanları ve modern tarım tekniklerine erişim yer alıyor.

Özel sektör de tarımsal altyapıya ve teknolojiye önemli yatırımlar yaptı. Bu yatırımlar, üretim verimliliğini ve ürün kalitesini artırmaya yardımcı oldu.

Türkiye, tarımsal üretim için ideal bir iklime ve coğrafi konuma sahip. Ülke, farklı türde mahsullerin yetiştirilmesi için uygun çeşitli toprak tiplerine sahiptir.

Türk çiftçileri, zorlu koşullarda bile yüksek verim elde etmek için çok çalışmaktadır. Son yıllarda, modern tarım tekniklerini benimsemeye ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını uygulamaya da istekli hale geldiler.

AB, Türkiye'nin tarımsal kalkınmasına önemli katkılarda bulundu. IPARD (Kırsal Kalkınma Programları) gibi programlar aracılığıyla AB, tarımsal altyapıya yatırım yapmak, modern tarım tekniklerini teşvik etmek ve kırsal alanlarda istihdam yaratmak için fon sağladı. AB ayrıca, Türkiye'nin tarım ürünlerinin AB pazarlarına erişimini de kolaylaştırdı.

Türkiye, 2022 yılında 34,2 milyar dolarlık tarım ihracatı ile dünyada 9. sırada yer aldı. Türkiye'nin 2030 yılındaki tarımsal üretim hedef 113 milyar dolar, 2050 yılındaki hedef ise 273 milyar dolardır. AB, 2021-2027 döneminde Türkiye için 430 milyon avroluk bir bütçeye sahip kırsal kalkınma programları (IPARD) onayladı.

KAYNAK, ÇEVİRİ: X/TARİH VE POLİTİKA