"BAŞIBOŞLUĞU RESMİLEŞTİREN, LEGALLEŞTİREN BİR YAPI VAR" Özçelik, Türkiye'nin 2003'te Avrupa Ev Hayvanlarını Koruma Sözleşmesi'ni imzaladığını, o sözleşmenin etkili bir sözleşme olduğunu ve olayı birçok yönüyle ele alarak kontrol altına aldığını aktardı. "Başıboş hayvan" ifadesinin söz konusu sözleşmede yer aldığını ve Türkiye'de 2004'te kabul edilen Hayvan Hakları Kanunu'nda "başıboş" ifadesi yerine "sahipsiz" ifadesine yer verildiğini anlatan Özçelik, "Sözleşmeler anayasanın altında kanunların üzerindedir. Biz bu sözleşmeyi onayladıktan sonra sözleşmenin başıboş hayvan nüfus kontrolüyle ilgili hükümlerini pas geçmişiz, onu kanunumuza almamışız. Sadece hayvanların korunmasıyla ilgili maddeleri içermişiz ve kanunumuzdaki bu açık nedeniyle nüfusta böyle bir patlama yaşanıyor." değerlendirmesinde bulundu. Özçelik, Türkiye'de yürürlükteki kanunun hayvanların sokaklarda ya da farklı yerlerde yaşamasını normal gördüğünü, herhangi bir problem olması durumunda ise kanunda söz konusu hayvanların alınıp aşılanarak tekrar yerine bırakılmasının yer aldığını bildirdi. Bunun büyük bir problem olduğunu belirten Özçelik, "Başıboşluğu resmileştiren, legalleştiren bir yapı var. Sağlık, güvenlik ve emniyet şartlarının aksine bir durum bu. Trafik emniyeti dahil birçok konu bu yüzden büyük bir tehlikeye girmiş oluyor." şeklinde konuştu. "SAĞLIKLI VE GÜVENLİ SOKAKLARDA YAŞAMA HAKKIMIZI GERİ İSTİYORUZ" Sokak hayvanları düzenlemesine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Özçelik, dernek olarak düzenli raporlar hazırladıklarını ve bu raporları devlet yöneticilerine, milletvekillerine ulaştırdıklarını belirterek, "Onlara çağrımız şudur; Anayasal olarak sağlıklı ve güvenli sokaklarda yaşama hakkımızı geri istiyoruz. Türk vatandaşlarının da Avrupa'daki, Amerika'daki vatandaşlar kadar, köpekler açısından huzurla, güvenle yaşayabileceği ortamlara layık olduğunu düşünüyoruz." dedi. Türkiye'nin şu anda Avrupa bölgesinde kuduz şüphesi yüksek riski olan tek ülke olduğuna dikkati çeken Özçelik, şunları kaydetti: "Bundan utanç duyuyoruz. Türkiye'ye gelen yabancı turistler de bu konuda uyarılıyor. Tıpkı bizim Afrika'ya giderken sıtma aşısı yaptırmamız gibi onlar da 'Kuduz aşısı yapılın öyle gidin.' diyorlar. Bu konudan acilen kurtulmamız lazım. Sadece köpekler sokaklarda artık kalmasın. Bir ölüm çok ölümdür, her bir insanın hayatı kıymetlidir ve bunun korunması gerekir. Kamuoyunda beklentiler yükselmişken, insanlar bu konuda çok acılar yaşamışken, çok sıkıntılar çekmişken bunu bir takım lobilerin, menfaat odaklarının, insanlık düşmanı kişilerin ve derneklerin etkisinde kalarak ne olur daha fazla uzatmayın, süründürmeyin."