Son günlerde gündemi meşgul eden tarikatla ilgili çarpıcı detaylar ortaya çıktı. İnsanların duygularını, dini inançlarını sömüren ve Mukteda es-Sadr'ın bile uyarılarını alan bu tarikatın Türkiye ile ilgili detayı dikkat çekti.
Dünyanın en genç nüfusuna sahip ülkelerinden biri olan Irak'ta, nüfusun yaklaşık yüzde 60'ı 25 yaşın altında. Saddam Hüseyin'in 2003'te devrilmesinden bu yana ülke istikrarsızlık, savaş, yolsuzluk ve ekonomik durgunluk içinde boğuşuyor. Bu durum birçok gencin gelecekleri için çok az umut beslemesine ve hayatlarında bir amaç duygusu hissetmemesine neden oluyor.
Bu umutsuzluk duygusundan yararlanan, Allahiye hareketi olarak da bilinen Kurban ("kurban") grubunun 2020 yılı başlarında Basra ve Zikar'da oluştuğu ve 2.500'e yakın taraftarı olduğu düşünülüyor. Yerel basına göre hareketin lideri, şu anda İran'ın Meşhed kentinde ikamet eden Abdul Ali Munim el-Hasani adlı bir din adamı.
Başlangıçtaki faaliyetleri pek ilgi görmedi, ülkedeki diğer Şii İslam hareketlerine en azından yüzeysel olarak benzeyen ritüel ve uygulamalardan oluşuyordu.
Sosyal medyada paylaşılan toplantılarda, çok sayıda erkeğin yüksek sesli elektronik müzik eşliğinde dans ettiği ve Hz. Muhammed'in kuzeni ve damadı Ali bin Ebi Talib'e kurban sloganları attığı görülüyor.
Bu durum, 2021 yılında grupla bağlantılı genç erkeklerin Şii dini, manevi ve sosyal toplantıları için tasarlanmış binalar olan Hüseyniyelerde kendilerini astıklarına dair ilk haberlerin ortaya çıkmasıyla değişmeye başladı.
Hareketin, Irak'ın en güçlü isimlerinden biri olan oğlu Mukteda es-Sadr'ın takipçilerinden, etkili bir Şii din adamı olan Muhammed Sadık es-Sadr'ın takipçilerinden ayrıldığı bildiriliyor.
Ancak Mukteda es-Sadr, Allahiye hareketini alenen "aşırılıkçı" olarak niteledi ve gençlerin bu harekete ilgi duymaması konusunda uyardı.
İnananlar, Ali'nin Hıristiyanlıktaki İsa'ya benzeyen mistik, ilahi bir figür olduğuna inanıyorlar. Arapça'da Ali ve ilahi kelimelerinin birleştirilmesiyle oluşan Allahiyah kelimesi, Suriye ve Türkiye'deki Alevi ve Alevi mezhepleriyle aynı kökten gelir; çünkü Ali'ye karşı benzer bir mistik saygı vardır; ancak diğer iki mezhepte ritüel intihar uygulanmaz.
Haziran ayında HuffPost Irak'a konuşan bir Kurban grubu üyesi, "İmam Ali bin Ebi Talib'in (a.s.) yeryüzünde tecessüm etmiş Tanrı olduğuna ve O'nun rızasını ve bağışlanmasını kazanmak için ona kurbanlar sunulması gerektiğine inanıyoruz" demişti.
İsmini açıklamayan grup üyesi, ana akım İslam alimlerinin Ali'nin gerçek öğretilerini "çarpıttığını" söyledi. "Grup üyeleri arasında bir çekiliş yapıyoruz ve adı çıkan kişi varoluşun en yüce amacı olan İmam Ali'ye kendini kurban etme şerefine erişiyor" diyen grup, mesajlarını "okullarda, üniversitelerde" ve hatta ülke dışında yaşayan "gençlere" ulaştırmayı planladıklarını kaydetti.
Cinayet işledikleri yönündeki iddiaları da yalanladılar. Ancak 16 Haziran'da güvenlik güçleri, Kerbela vilayetine giderken doğudaki Hamza ilçesinde bulunan hareketin bir yetkilisini Zi Kar vilayetinde tutukladı. Sorgulamanın ardından iki aile ferdini "kurban" olarak öldürdüğünü itiraf etti.
Kampanya yürütücüler, Allahiyah gibi bir grubun, kendi davası için bir araya gelen hoşnutsuz gençlerden oluşan ordulara güvenebileceği ve hükümetin, grubun büyümesine olanak tanıyan koşulları değiştirmek için harekete geçmesinin hayati önem taşıdığı konusunda uyardılar. Radikalizasyon ve bağımlılık gibi gençlerin karşılaştığı sorunlarla mücadele eden Firdaws Derneği Başkanı Fatima el-Bahadli, Middle East Eye'a yaptığı açıklamada, "Bazı gençler, kendilerini umutsuz hissettiklerinde, meşgul olacakları bir işleri ya da kendilerini takip edecek bir aileleri olmadığında, 'Al-Qurban' gibi gruplara katılabiliyorlar" dedi.
Bunları, fedakarlık yoluyla anında kurtuluş vaadiyle takipçi toplayan militan grup olan DAEŞ'e benzetti. Firdaws Derneği Başkanı Fatima el-Bahadli, "İntihar ettikten sonra İmam Ali'ye kavuşacaklarına inanıyorlar. Zira İmam Ali'yle buluşmak onlar için çok önemli." dedi.
WhatsApp İhbar Hattı
+90 (553) 313 94 23
