İsrail'in yaklaşık dört aydır bomba yağdırdığı, sürgün ettiği, susuz ve aç bıraktığı Gazze Şeridi'ndeki Filistinlerin yaşadığı insani dram derinleşiyor. İsrail katliamının en büyük mağdurları olan çocuk ve kadınların yaşadıklarının tarifi yok.

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), İsrail işgali ve saldırıları nedeniyle yerinden edilmiş Gazzeli hamile kadınların kötü şartlarda derme çatma çadırlarda doğum yapmak zorunda kaldığını belirtti.

İsrail saldırılarında ayakta kalmayı başarmış hastanelerde bebeklerini dünyaya getirebilen annelerin, doğumdan sadece saatler sonra çadırlarına dönmek zorunda kaldığını, doluluk nedeniyle hastanelere kabul edilmeyenlerin ise derme çatma çadırlarda doğum yaptıklarını kaydetti.

SALGIN HASTALIKLAR... Açıklamada, takma isim kullanan "Maha" adında yakın dönemde doğum yapan Gazzeli kadının, doğum sancıları başladıktan sonra Emirlik Hastanesi'ne gittiği ancak tüm doğumhaneler dolu olduğu için derme çatma çadırına geri dönmek durumunda kaldığı aktarıldı.

Çadırlarının bulunduğu Gazze'nin güneyindeki Refah kentinde bulunan kampın umumi tuvaletinde doğum yapmak zorunda kalan Maha'nın bebeğini doğumdan sonra kaybettiği kaydedildi.

Gazze'ye giren insani yardımın yetersizliğinin, sağlık hizmetlerinin kötü olmasının ciddi sağlık sorunlarına neden olduğu ifade edildi.

Göç etmek zorunda kalan Gazzelilerle Refah kentinin nüfusunun 300 binden 1.5 milyona çıktığı belirtilen açıklamada kentte ayakta kalabilen tek doğum hastanesinin Emirlik Doğum Hastanesi olduğu açıklandı.

Ve bu hastanede artık en acil ve yaşamsal riski olan hamile kadınların doğumunun gerçekleştirildiği aktarıldı.

SADİSTLER, ÖLÜLERE BİLE HUZUR VERMİYOR Sadist İsrail ordusu, masum insanları katletmekle kalmıyor mezarda yatan ölülere bile huzur vermiyor.

Bombalar altındaki Gazze Şeridi'nde katledilen binlerce Filistinli çok zor şartlar altında defnedilebiliyor.

Sokaklar, okul ve hastane bahçeleri toplu mezarlara dönüşmüş durumda. Ancak orada da huzur yok. İşgal güçleri, Gazze'deki 2 binden fazla mezara zarar verdi ya da yok etti.

Tuffah bölgesinde, mezarlarından çıkarılan Filistinlilerin kefenlenmiş cesetleri çamurlu toprak üzerinde yatarken bulundu.

Öte yandan İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana sürdürdüğü saldırılarda öldürülen Filistinlilerin sayısı 26 bin 751'e yükseldi.

HASTANEDEKİ 3 BİN 600 FİLİSTİNLİ HEDEFTE Gazze'deki Sağlık Bakanlığı, İsrail güçlerinin Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'ta Nasır Hastanesi'ni, iki haftadır kuşatma altında tutmaya devam ettiğini duyurdu.

Sözcü Eşref el-Kudra, hastanedeki 150 sağlık çalışanı, 450 yaralı ve 3 bin yerinden edilmiş kişinin "İsrail'in hedef dairesinde" bulunduğunu belirtti.

Kudra, "İsrail işgali, Nasır Hastanesi'ni kuşatmayı ikinci hafta da şiddetlendirerek sürdürüyor.

Jeneratörler yakıt eksikliği nedeniyle iki gün içinde duracak" dedi.

Hastane içinde atıkların biriktiğini aktaran Kudra, İsrail güçlerinin bu atıkların taşınmasına engel olduğunu kaydetti. Hastanede gıda sıkıntısı yaşandığını da vurguladı.

DOKTOR KILIĞINDA BASKIN YAPIP YARALILARI ÖLDÜRDÜLER Savaş suçlarının neredeyse her türünü işleyen işgalci İsrail güçleri, kılık değiştirip hastaneye baskın düzenledi.

Sivil kıyafet ile doktor ve hemşire önlüğü giyen yaklaşık 10 İsrail özel harekât mensubu, işgal altındaki Batı Şeria'nın Cenin kentindeki İbni Sina Hastanesi'ne baskın gerçekleştirdi.

3. kata çıkarak susturuculu silahlarla 3 Filistinliyi öldürdü.

Öldürülenlerin, Muhammed ve Basil Eymen el-Gazavi ile Muhammed Velid Celamine olduğu kaydedildi.

Basil Eymen el-Gazavi'nin 25 Ekim 2023'ten bu yana hastanede tedavi gördüğü aktarıldı.

İNGİLTERE: FİLİSTİN'İ TANIMAYI DÜŞÜNÜYORUZ İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron, ülkesinin Filistin devletini tanımayı değerlendireceğini bildirdi.

Ülke basınında yer alan haberlere göre, Cameron, önceki akşam Londra'da Arap ülkelerinin büyükelçilerinin de katıldığı Muhafazakâr Parti'nin Ortadoğu Konseyi'nin düzenlediği resepsiyonda İsrail-Filistin meselesine ilişkin konuştu. Cameron, Ortadoğu'da barışı teşvik için Filistinlilerin "iki devletli çözüme doğru geri dönüşü olmayan ilerleme kaydedileceğini görebilecekleri siyasi ufka" sahip olmaları gerektiğini belirtti.