Erdoğan konuşmasında, İsrail'e uçak gemilerini gönderen ve Türk SİHA'sını Suriye'de düşüren ABD ile İsrail ziyaretinde 'Yahudi olarak buradayım' diyen ABD Dışişleri Bakanı Blinken'a çok tepki gösterdi. Erdoğan, özetle şunları kaydetti: “Rusya-Ukrayna savaşının olumsuz etkilerini yaşarken İsrail ile Filistin ile arasında meydana gelen hadiseler hepimizi derinden sarstı. Gerginliğin daha da artarak bölgeye yayılması ihtimalinden endişeliyiz. Camilerin, hastanelerin ve sivil yerleşimlerin bombalanması gibi saldırıları kabul etmediğimizi ve asla etmeyeceğimizi açıkça söylüyorum. Gazze'deki insanı durumu kötüleştiren ablukanın bölgeyi provokasyonlara açık hassas duruma getirdiği malum. Buradan tüm dünyaya sesleniyorum; 365 bin kilometreye sıkışmış 2 milyon insanın suyunu, elektriğini gıdasını kesmek en temel insan haklarının ihlalidir.

Gazze halkının toptan cezalandırılması sadece sorunu büyütecek, daha fazla gerilime ve acıya sebep olacak. İsrail yönetiminin refah kapısından insanı yardım geçişlerine izin vermesi gerekiyor.  Amerika ve İngiltere buraya uçak gemisi göndermeyi konuşuyor. İnsan hakları evrensel beyannamesinde acaba bunlar var mı? Gazze'de şuan  kadın, çocuk, anne hepsi yok ediliyor. Bundan kimse dertlenmiyor, ama biz dertliyiz, dertleniyoruz. Eğer beyannameye zerre kadar saygınız varsa o zaman kusura bakmasınlar herkesin buraya acaba ne gibi yardımlar gönderebiliriz bunları konuşması lazım. Gazze'ye insanı yardımlarımızı ulaştırmaya devam edeceğiz. Milyonlar insan açlık tehlikesiyle karşı karşıyayken Filistinlilere yapılan insanı yardımları kesilmesi ise yeni bir utanç lekesi olarak bu kararı alanların alnına yapışmıştır. Tüm tarafları aklı selimle hareket ederek önce ateş kesip sonra ise kalıcı barışı görüşmeye davet ediyoruz.  Özellikle bir konuyu ifade etmem lazım Gazze şu an itibarıyla mazlumdur, mağdurdur. Ama İsrail'in ise böyle bir mazlum durumu söz konusu değil. NATO'da beraber olduğumuz ABD'nin bölgeye uçak gemilerini göndermesi barışa, sükunete, diyaloğa ve taraflar arası tansiyonun düşürülmesine hiçbir katkı sağlamıyor.

Çok daha önemlisi ABD'nin dışişleri bakanı benim bakanımla görüşme yapıyor. İsrail'e dışişleri bakanı sıfatıyla değil, bir Yahudi sıfatıyla yaklaşıyorum diyor. Bu nasıl bir politikacı. Bunu söylediğin zaman karşındakiler de sana şunu söylerse: Ben de bölgeye bir Müslüman sıfatıyla yaklaşıyorum derse ne diyeceksin? Bak biz Yahudi, öbür tarafta Türk, şu bu demiyoruz. Karşındakine insan sıfatıyla yaklaşacaksın. O çocukların halini görmüyor musun, şehit edilen yavruları görmüyor musun? 'Ben seninle bakan sıfatıyla değil bir Yahudi olarak konuşuyorum diyor.'  ABD'nin, PKK'nın uzantılarıyla yaptığı faaliyetler Türkiye'nin güvenliği için olağanüstü tehdit mahiyetine sahiptir. Biz Amerika'yla NATO'da beraber değil miyiz? Bizim SİHA'mızı Amerika düşürdü mü? Düşürdü. Biz senle NATO'da nasıl beraberiz? Nasıl böyle bir şey yapabilirsin? Aramızda güvenlik sorunu var.  Söz konusu açıklama müttefiklik ve stratejik ortaklık ruhuyla bağdaşmadığı gibi, Suriye'yi bölmeye çalışan terör örgütlerine de cesaret vermektedir. Milli güvenliğimizin gerektirdiği adımları atmayı sürdüreceğiz. Son gelişmeler, 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip bağımsız bir Filistin Devleti kurulmadan bölgeye huzur gelmeyeceğini bir kez daha göstermiştir. Kendi topraklarında baskıya, sömürüye maruz kalmış Afrikalı dostlarımızın da 1967 sınırları içinde bir Filistin Devleti'nin hayata geçirilmesi için gerekeni yapacaklarından şüphe duymuyorum."