“Hikâye güzel de ayakları pek yere basmıyor. Amiyane tabiri ile "yersen" diye ortaya atılmış. Aslında pek de yanlış yapmamışlar, çünkü mebzul miktarda yiyen var. Neymiş, biliyor musunuz? Amerika ile İsrail arasında Gazze çatlağı varmış. Hikâye uzun ama ben size kısaca özetleyeyim... ABD Başkanı Biden telefona sarılmış, İsrail Başbakanı Netenyahu'yu aramış. Üç günlük ateşkes ilan edilmesin istemiş. Ortaya çıkan manzaradan çok üzülmüş, çok. Bu ateşkes sırasında, sivillerin çatışma alanlarından güvenli bir şekilde uzaklaşmasının sağlanması gereğinden bahsetmiş. Buna imkân verilmeliymiş.

Netenyahu da hemen itiraz etmiş. "Olmaz öyle şey" demiş. Sonra devreye ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü girmiş. Netenyahu'nun, Gazze'yi işgal planını desteklemeyeceklerini bütün dünyaya ilan etmiş. Gazze'de enkazlardan çıkarılan çocuk cesetlerini görmenin çok korkunç olduğunu vurgulamış. Hatta hızını alamamış, Dışişleri Bakanları Antony Bilinken'ın bunu İsrail gezisi sırasında Netenyahu'nun yüzüne karşı söylediğinden bahsetmiş. Breh, breh, neler olmuş neler...

İnsan hakları şampiyonu Amerika'dan da bu beklenir zaten! Kendine yakışan yapmış! Peki, siz inandınız mı bu hikâyeye? Saldırı ve soykırımın başladığı sırada koşa koşa İsrail'e giden, dünya kamuoyu önünde her türlü desteği veren Amerika'nın Başkanı, onlara "durun" diyecek! Öyle mi?

O bebek ve çocukların tepelerine yağan tonluk bombaları İsrail'e veren ABD, enkazlardan çıkan cesetlere çok üzülecek! Olabilir mi böyle bir şey? Soykırımı desteklemek ve rahatlatmak için iki uçak gemisi ve nükleer başlıklarını Akdeniz'e sevk eden bu katil destekçileri, Gazze'nin işgaline karşı çıkacaklar! Böyle bir saçmalık olur mu? Dalga mı geçiyorlar insanlarla? Dünyanın aklı ve algılarıyla alay mı ediyorlar? (…)”