EİNSTEİN IQ’SU 160 İKEN, WILLIAM'INKİ 254'TÜ William, IQ testinin var olmasından bu yana şimdiye kadar kaydedilen en yüksek puan olan 254'ü elde etti. Bu puan, Albert Einstein ve Stephen Hawking'in 160'ı ve 148'i ile karşılaştırıldığında etkileyici bir değerdi. William James Sidis zor hayatının ilk kademesini Harvard'da yaşadı. 11 yaşındayken matematik kulübünde verdiği bir derste, onun 4 boyutlu cisimler hakkındaki mantığını anlamakta zorlanan birçok kişi şaşkına dönmüştü. Bunun üzerine gazeteler, onunla takıntılı bir şekilde ilgilenmeye başladı. ‘KALABALIKTAN HER ZAMAN NEFRET ETMİŞİMDİR’ 11 ila 16 yaşları arasındaki bir çocuk olarak üniversite hayatı, yaşadığı izolasyon nedeniyle çok zordu. Okuldaki zamanını, kendisinin en az iki katı yaşında olan ve dehasını görmezden gelen sınıf arkadaşlarıyla paylaşmak zorundaydı. Mezuniyet gününde gazetecilerin önünde söylediği cümle ise oldukça etkileyiciydi. William, "Mükemmel bir hayat yaşamak istiyorum. Mükemmel bir hayat yaşamanın tek yolu, izolasyonda yaşamaktır. Kalabalıktan her zaman nefret etmişimdir” dedi. Mezun olduktan sonra Houston'a taşındı, Rice Üniversitesi'nde öğretmenlik yapmaya başladı. Kendisinden büyük olan kendi öğrencilerinin tacizine maruz kalan, aynı zamanda ebeveynlerinin ve basının istediği şekilde kendi zekasına uygun sonuçlar üretmek zorunda kalmanın yükünü giderek daha fazla yüklenen genç William için bu da bir başka olumsuz deneyim oldu. Houston'a taşındıktan 8 ay sonra hukuk okumak için Harvard'a döndü ancak mezuniyetinden bir yıl önce okulu bıraktı. 20 yaşındayken Boston'da sosyalist bir gösterinin organizatörü olduğu gerekçesiyle tutuklandı ve 18 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ancak ailesi buna izin vermedi ve William, 2 yıl boyunca rehabilitasyon merkezine yatırıldı. William siyasi olaylarla uğraşırken karşılıksız da olsa hayatının aşkı olan Martha Foley ile tanıştı. BABASINA ÖYLE KIZGINDI Kİ CENAZESİNE BİLE GİTMEDİ William Sidis, 1921 yılında 22 yaşındayken, basının ilgisinden, spot ışıklarından ve gürültüden ama her şeyden önce ebeveynlerinden uzakta, "mükemmel yaşamının" temellerini atmayı başardı. Böylece şehirden şehre, bir işten diğerine geçmeye hatta bazen adını değiştirerek takma adlar kullanarak Amerikan tarihinden, tramvay bileti koleksiyonuna, var oluş teorisine kadar çeşitli konularda metinler yayınlamaya başladı. Bu dönemde bile basın eski küçük dehadan uzak durmadı ve onu sıklıkla olumsuz bir şekilde tasvir etti. William Sidis hayatının son 20 yılını geçmişinden, olduğu kişiden ve başkalarının onun olmasını istediği kişiden uzaklaşmaya çalışarak geçirdi. Babasına öyle kızgındı ki cenazesine bile gitmedi. Ancak tıpkı ondan birkaç yıl önce ölen babası gibi 46 yaşındayken beyin kanaması sebebiyle hayatını kaybetti. Ev sahibi tarafından ölü bedeni bulunan Sidis, dünyanın en zeki insanı olsa bile memur ve beş parasız halde sessiz sedasız bu dünyadan ayrıldı.