• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Latif Erdoğan
Latif Erdoğan
TÜM YAZILARI

Ailede huzur

01 Haziran 2024
A


Latif Erdoğan İletişim: [email protected]

 

Ahmet Hamdi Tanpınar, “Huzurlu olmak için huzursuz olmamak kafi sebep değildir; o bizzat var olmalıdır” der. Bilindiği gibi, onun en önemli romanlarından birinin adı da “Huzur” dur.

Huzur, teknolojik imkan veya refah seviyesiyle elde edilebilecek bir olgu değildir. Huzurun büyük çoğunluğunu manevi değerlerde aramak gerekir.

Aile, söz konusu manevi değerlerin bütününü temsil eden en önemli huzur kaynağıdır. Anne, baba, kardeş ve diğer aile büyüklerinden oluşan ve sürekli varlıkları birbirini tamamlayan, takviye eden bu huzur kaynağının ana unsurlarını karşılıklı sevgi, saygı, güven ve ebedi beraberlik şuuru oluşturur. Bu unsurlardan biri sarsıldığında aile hayatı sarsılır, unsurların kaybedilmesi ölçüsünde de varlığını, varlık değerini kaybeder. Sadece varlık değerini kaybetmekle kalmaz, aile huzursuzluğun serbest oyunlarının oynandığı istenmeyen, sevilmeyen, arzu edilmeyen bir karanlık kuytu haline döner. Dış tahrikler karşısında korunma refleksiyle sığınılan fakat bir an önce kurtulup çıkılmak istenen kuytu… Batıda ailenin dramı budur, şimdi bizler de aynı dramın oyuncularıyız.

Karşılıklı sevgi, anne tarafından sonsuz bir şefkate dönüşen, yavruları için gerektiğinde seve seve canını verecek ölçüde feragatin sembolleştiği abidevi hale bürünür. Koca, bu abidevi şahsiyet karşısında sevgisine saygısını da harç eder, ömür boyu minnettarlığın şekillenmiş yankısı haline gelir. Çocuklar, anne- babalarını azizlerden aziz bilir, onları örnek model edinerek hayatlarına çekidüzen verirler. Onları hoşnut edebilmek için edep ve terbiyenin en yüksek yamaçlarında dolaşırlar. Anne- babaya “öf” bile demeyin çağrısı onların vicdanlarında sürekli yol gösterici bir rehber olur. Onlarla birlikte geçirilecek ömür dakikalarını kaderin kendilerine en büyük armağanı bilirler.

Karşılıklı saygı, anne- babanın birbirinin hakkına riayette gösterecekleri olağan üstü hassasiyetin sıradanlaşmasıyla hasıl olur. Gösterilen hürmet, her iki taraf için gayet tabii, olması gereken davranışlar bütünüdür. Çocuklar için anne- baba her halükarda saygıya layık mevkidedir; hiçbir arızi sebep bu konuda istisna özrü değildir, olamaz. Anne-baba bu saygıyı hal diliyle çocuklarına telkin eder; saygı çocuklarda karakter haline gelir. Esasen topluma da ancak böylesi bir saygı karakteri yansır; saygıyı bir toplum ahlakı haline getirir.

Karşılıklı güven, anne- babanın birbirine sonsuz bir güvenle bağlanmasıdır. Doğruluk, dürüstlük, ahde vefa gibi ahlakı değerlerin hasıl ettiği iç huzurun olmazsa olmaz şartı bu karşılıklı güven duygusudur. Güven, emanette emin olma halidir. Güvenin sarsıldığı yerde ne iç huzurdan ne de iç huzuru besleyen diğer ahlaki değerlerin varlığından söz edilemez.

Hem kadın hem de erkek için “gayret” anlamında kıskançlık söz konusu güvenin sigortasıdır. Kıskançlığın devre dışı kaldığı yerde karşılıklı güven korumasızdır. Gayret anlamındaki kıskançlığın itidal ve istikamet çerçevesinde korunması, ailenin korunmasıyla eş değerdir. Bu duyguyu yok etmeye çalışan bütün gayretler, aile ve yuvayı yıkmaya yönelik çalışmalar zümresindendir. 

Kadının örtünmesi, güveni koruyan en fıtri;  açık- saçıklık güveni sarsan en yıkıcı haldir.(Sözün burasında Tesettür Risalesinin okunmasını hatırlatmak durumundayım.) Kısa bir bölümünde deniliyor ki: “İnsan,  hemşire misüllü/ benzeri mahremlerine karşı fıtraten şehevani his taşımıyor. Çünkü mahremlerin simaları, karabet ve mahremiyet cihetindeki şefkat ve muhabbet-i meşruayı ihsas ettiği cihetle, nefsi şehevani temayülatı kırar. Fakat, bacaklar gibi şeran mahremlere de göstermesi caiz olmayan yerlerini açık bırakmak, süfli nefislere göre gayet çirkin bir hissin uyanmasına sebebiyet verebilir. Çünkü mahremin siması mahremiyetten haber verir ve namahremlere benzemez. Fakat mesela açık bacak, mahremin gayrısıyla müsavidir.

Mahremiyeti haber verecek bir alamet-i farikası olmadığından, hayvani bir nazar-ı hevesi, bir kısım süfli mahremlerde uyandırmak mümkündür. Böyle nazar ise, tüyleri ürpertecek bir sukut-u  insaniyettir.” (24. Lema)

Aile içi huzuru sürekli kılan en önemli faktörlerden biri, karı- koca arasındaki birlikteliğin ebet- müddet devam edeceğine olan inançtır.  Böylece, kadın kocasına, kocası hanımına geçici günlerle sınırlı bir dost ve arkadaş olarak değil, varlığı ebedi alemde de devam edecek bir dost ve arkadaş olarak bakar. Yaşlanmalarla, fiziki olarak çirkinleşmelerle aradaki dostluk ve arkadaşlık bağı sarsılmaz aksine sevgi ve muhabbete şefkat de eşlik ederek kuvvet kazanır.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

İzmirli

Ailece Risale-i Nur okuyoruz. Tam bu günümüze göre yazdırılmış. Rabbim tüm müslümanlara nasip etsin. Programı indirip okuyabilirsiniz. Kemalizm'in ve ahir zamanın tuzağından koruyor. Elhamdülillah

Kızılelma

Rabbim cümlemize şu yazıda anlatıldığı şekilde aile huzuru nasip etsin. Bence aile kurumuyla ilgili problemleri sıralayıp bir çare teklif edemeyen yazılar yerine ideal aile modeline özendirici yazılar yazmak daha isabetli bir yoldur. Rabbim bu son kalemizi her türlü bozguncu faaliyetten korusun.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23