• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Ve; karar okundu, vekillik düştü!

31 Ocak 2024
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Cezaevinden kurtarmak için PKK’lı teröristlere “terörist diyemeyen”lerle yapılan ittifak sonucu TİP listesinden aday gösterilip, cezaevinden çıkarılmak istenen Can Atalay ile ilgili kesinleşmiş mahkumiyet kararı, dün TBMM Genel Kurulu’nda okundu..

Ve hemen ardından, TBMM milletvekili listesinden de Can Atalay’ın ismi silindi..

Diyorlar ki: “TBMM tarihinde bir ilk; Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen Can Atalay’ın milletvekilliği düşürüldü!”

Ben de diyorum ki, “TBMM tarihinde bir ilk; cezaevindeki bir tutuklu, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemi ile yargılanan kişi, milletvekili adayı gösterilerek cezaevinden çıkarılmak istendi.”

Haydi bakalım.

Kronolojik sıraya göre önce benim dediğimi söyleyin.

Sonrasında isterseniz, “Anayasa Mahkemesi kararına rağmen” cümlenizi de tekrarlarsınız..

Gerçekten de... 

Arşiv bilgilerine baktığınızda..

Bir başka isim yok..

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmak üzere yargılanan ve cezaevinde olan bir kişi, şimdiye kadar milletvekili adayı gösterilmemiş..

İlk oluyor, bu rezillik..

İlk oluyor, kanunu dolanma girişimi..

İlk oluyor, mahkemelere nanik yapmak için, sandık üzerinden operasyona girişmek..  

Diyorlar ki, “Böylece ilk kez TBMM Başkanlığı, AYM kararına rağmen bir milletvekili hakkında işlem yaptı.”

Ben de diyorum ki, “Tarihte ilk kez, Anayasa Mahkemesi, cezaevindeki bir kişi hakkında verilen 18 yıllık hapis cezasını yok saydı.. Yargılamanın ve mahkumiyetin yok hükmünde olduğunu belirtti.”

Hatta bir şey daha söylüyorum: “Tarihte ilk kez, bir mahkeme, başka bir mahkemenin uzun süreli hapis cezasına kesin olarak çarptırdığı kişiyi, cezaevinden çıkaracak karara imza attı.”

Açın arşivinizi. Açın eski defterlerinizi. Açın notlarınızı. Açın kotlarınızı, botlarınızı, yatlarınızı, katlarınızı..

Bakın bakalım, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararın, bir başka benzeri tarihte var mı?

Diyorlar ki, “Özgürlüğünü çalanlar, milletvekilliğini de çaldı!”

Ben de diyorum ki, yine kronolojik sıra ile gidin: “Hükümeti sandıktaki neticeye rağmen çalmak isteyenler, milletvekilliğini de çalamadılar..”

Öyle ya..

27 Mayıs 2013’te sokakta iktidar değiştirmeye kalkışanlar. Sandıktan çıkan neticeyi sokakta değiştirmek isteyenler, o zaman sandık neticesini değiştiremediler.. Hükümeti indiremediler.. Hükümeti hakkedenin elinden alıp, çalamadılar.. Şimdi de, cezaevinden çıkarmak için, milletvekilliği sıfatını çalmak istediler, yine başarılı olamadılar.

Yaptıkları haberlerde diyorlar ki, “Ellerindeki dövizleri ve anayasaları TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ’a gösteren milletvekilleri ‘Anayasa’yı çiğniyorsunuz’, ‘Okuyamazsınız’ diye seslendiler. Bozdağ’a Anayasa kitapçığı fırlattılar..”

Ben de fırlatılan Anayasa kitapçığını alıp, bakıyorum..

“Okuyamazsın” nerede yazıyor diye, satır satır bakıyorum..

Tam aksine, Anayasa’nın 84. maddesinde şöyle yazılı:

Milletvekilliğinin düşmesi

Madde 84 –

(...)

Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde düşmesi, bu husustaki kesin mahkeme kararının Genel Kurula bildirilmesiyle olur.”

Hani nerede ‘okuyamazsın” ifadesi..

Tam aksine, “Genel Kurula bildirme”nin yeterli olduğu belirtiliyor..

Bana sorarsanız, sadece anayasa metnine bakacak olursak, diğer mevzuat, uygulamaları gözardı edecek olsak, Can Atalay’ın milletvekilliği çoktan düştü..

Çünkü, Yargıtay kararı, çoktan TBMM’ye bildirildi. TBMM’ye bildirilme, genel kurula bildirme demektir.. Dolayısı ile, mahkumiyetin kesinleştiğinin, TBMM’ye ulaştığı an itibari ile, zaten milletvekilliği düşmüştür..

Diyorlar ki, “AYM kararına uyulmadı”.

Ben de diyorum ki, “Yargıtay kararına uyulmadı.”

Buyrun çözün, çözebilirseniz.. 

Hayır, amacım kavga çıkartmak değil..

Anayasa’da maddeler arasında çelişki olduğunu kabul ediyorum. Onun için de, yeni bir anayasa yapılması gerektiğini söylüyorum.

Ama muhataplarımız “Mevcut anayasaya önce uyun. Sonra anayasa yaparız” diyorlar..

Ben de mevcut anayasanın uyulacak bir yanı kalmadığını, bir maddede Yargıtay kararlarının kesin olduğunu, diğer maddede ise Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının kesin olduğu yazılı..

İki kesin karardan, hangisinin hangisine üstünlük sağlayacağının ise, yazılı olmadığını söylüyorum, düzeltilmesi için yeni anayasa önerisi yapıyorum..

Muhataplarımız “Yok” diyorlar..

“Yeni anayasa yapmayalım, darbecilerin anayasası ile devam edelim. Ama cezaevindeki adamlarımızı da, Anayasa’daki hükümlere rağmen, hapisten çıkaralım” diyorlar.

Şimdi ne olacak?

PKK’lı teröristlerle işbirliği içindeki HDP hakkında kapatma davasını 2.5 yıldır bekleten Anayasa Mahkemesi yeniden devreye girecek..

Bu sefer, anayasadaki hüküm gereği 15 gün içinde, karar verecek..

Can Atalay’ın dilekçesi ile veya herhangi bir milletvekilinin itirazı ile, Anayasa Mahkemesi, 84. madde gereği, 15 gün içinde, milletvekilliğinin düşmesi hakkında karar verecek..

Bu karar da, yine önceki kararlar gibi büyük tartışmalara sebep olacak..

İsrail, Gazze’de insan katletmeye devam ederken.

Uluslararası Adalet Divanı, “Heyyy insanlık. Gazze’de soykırım yaşanıyor” derken..

Soykırımcılara Amerikası, Almanyası, İngilteresi, Fransası açıktan destek verirken..

Biz, bir kişi üzerinden, kısır tartışmaları sürdürüp, “milletvekili mi, değil mi, milletvekilliği düştü mü, düşmedi mi?” tartışmalarını sürdüreceğiz..

TBMM’de 300’e yakın muhalefet partisine mensup milletvekili var..

Bir milletvekili üzerinden bu tartışmaların sebebi ne?

Gayesi ne?

Akıl rehberimiz diyenler..

Bilim rehberimiz diyenler, buyursunlar, açıklasınlar..

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Mehmet

 siz değil feriştahınız ağa babalarınız HDPye birşey yapamaz onu geç 

Mesut Sarp

Haya sıyrılmış inmiş, öyle yüzsüzlük ki heryerde Ne çirkin yüzleri örtermiş, meğer o incecik perde Vefa yok, ahde hürmet hiç, lafe-i bi medlul Yalan raiç, hiyanet mültezem, heryerde hak meçhul Ne tüyler ürperir ya rab, ne korkunç inkılab olmuş Ne din kalmış ne iman, din harab, iman türab olmuş M. Akif Ersoy
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23