• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Uyuşturucu satıcısının avukatından ne bekliyordunuz?

18 Mayıs 2024
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

 

Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi üyesi avukat Alperen Demirdiş, uyuşturucu ticareti yapan birilerinin avukatlığını almış..

Hani Süleyman Soylu, “Bir uyuşturucu satıcısını gördükleri zaman, beni ne kadar kınarlarsa kınasınlar, ne kadar eleştirirlerse eleştirsinler, o uyuşturucu satıcısının ayağını kırmayan polis görevini yapmamış demektir. Benim ülkemin gencinin canına mal olacak, onu zehirleyecek ve aileleri huzursuz yapacak bir kişiye gereğini yerine getiren suçunu bana atsın” demişti de, laikçi takımı ayaklanmıştı ya..

Şimdi de, bir başka laikçi takım mensubu, bakmış ki, mahkeme heyetinde başörtülü başkan ve bir de üye var..

“Bu heyetten bizim alaverelerimize eyvallah eden çıkmaz.. Biz heyeti değiştirtelim” diye düşünmüş..

Ve hakimleri, başörtülü oldukları için reddetmiş..

Uyuşturucu satmaktan yargılananların avukatı.

Başörtülü hakim istemiyor..

Şahsen benim hiç de garibime gitmedi..

Esas garibimize gitmesi gereken; laikçilerin, muhafazakar geçinen siyasetçilerle, bürokratlarla, her meslekten kişilerle kanka olmalarında..

Başörtülü olduğu için hakimleri reddeden, uyuşturucu satıcılığından sanık konumundaki ikisinin avukatı Alperen Demirdiş, duruşmada şunları söylemiş:

“Türkiye Cumhuriyeti laik bir hukuk devletidir. Anayasada mahkemenin bağımsızlığı teminat altına alınmıştır. Dini simgelerle görev yapan mahkeme başkanı ve üyesini reddediyorum.”

Şimdi görev bize düşüyor.

Ankara Barosu’nun, bu avukatı nasıl koruyup kollayacağını adım adım takip edelim..

Geçtiğimiz yıllarda başörtülü avukat üyelerini nasıl bir disiplin soruşturmasına maruz bıraktıklarını bildiğimiz Ankara Barosu’nun, şimdi uyuşturucu satıcılarının avukatlığını üstlenip, hakim beğenmeyen mensuplarına nasıl kol kanat gereceğini izleyip, ifşa edelim..

Adalet Bakanlığı’ndan rica ediyorum..

Kimseye iftira atılmasını öneriyor değilim..

Kimseye yalan bilgilerle kumpas kurulmasını istiyor  değilim..

Eğer bu Alperen Demirdiş isimli avukat, ilk defa bir uyuşturucu satıcısının avukatlığını üstlenmiş ise, özür dilemeye de hazırım..

Eğer Alperen Demirdiş, bir hata sonucu bu işe bulaşmış, daha önce avukatlığını yaptığı aileden birisinin yakını olan sanıklara, uyuşturucu davasında avukatlık yapıyor ise, yine özür dileyeceğim.

Ama, uyuşturucu davalarında avukatlığı, “uyuşturucu işinde büyük para var. Satanlar kazanıyor, birazını da bize veriyorlar, kolay yoldan para kazanıyoruz. Uyuşturucu ticareti yapanlar memnun biz memnunuz” mantığı ile bu davalarda sözde savunma görevini ifa eden bir kişi ise..

 UYAP’a bastığınızda, onlarca dosyada bu avukatın vekalet koyduğu ortaya çıkıyorsa.

Lütfen, bu noktadaki bilgileri kamuoyu ile paylaşın. Kamuoyunu bilgilendirin..

Maliye Bakanlığı, uyuşturucu satıcılığının resmi kaydı olmayacağı için, zaten gayri resmi kazanılan; paralar, gayri resmi yollarla avukatlara aktarılıyor ve bu paralar paylaşılıyor ise..

Bu davalarla ünlenen avukatların, MASAK’tan da yardım alarak, resmi kazançları ile gerçek maddi durumlarını kıyaslayacak raporları hazırlamalılar..

Böylece belki, İçişleri eski Bakanımız Süleyman Soylu’nun, “Uyuşturucu satanı görürseniz” diye başlayan cümlesinin sonundaki işlere de ihtiyaç kalmaz..

Uyuşturucu satıcılığından yargılanan kişinin avukatlığını yapan Alperen Demirdiş’in başörtülü hakimler için sarfettiği cümleler, tam da 28 Şubat davasından mahkum olan darbecilerin Cumhurbaşkanı affı ile tahliye oldukları güne denk geldi..

28 Şubat sürecinde yüz binlerce kızımızın eğitim hakkını kısıtlayanlar, ünivesiteye gitme hakkını gasbedenler, buna rağmen bugün dahi halktan özür dilememiş olanlar ve bir yandan da “Normalleşelim, helalleşelim” diyenler.

“81 yaşındaki kocamış adamların cezaevinde olması, size ne kazandıracak ki?” diyerek, Cumhurbaşkanı’nın af yetkisini kullanmasını isteyenler..

Başka başka dosyalarda, “Yargıtay mahkumiyeti onadı ama.. Bak bak, Anayasa Mahkemesi ihlal kararı verdi” diyerek işlenen suçları cezasız bırakmaya çalışanlar..

Anayasa Mahkemesi’nde de lehlerine karar çıkmadı ise, AİHM’e koşup, ordan aldıkları bir kararı önümüze koyarak, egemen kişilerin suç işleme ayrıcalığı olduğunu bize kabul ettirmeye çalışanlar..

28 Şubatçı darbeciler hakkında, ne Yargıtay’dan, ne Anayasa Mahkemesi’nden, ne AİHM’den lehlerine bir karar çıkaramadılar..

Bu sefer de, Cumhurbaşkanı’nın af yetkisini kullanmasını, sanki bir hak imiş gibi göstermeye kalkıştılar..

Cumhurbaşkanı’nın affı, bir hak değildi..

Ama layık görüldüler..

Anında da, Çetin Doğan’ın yaptığı gibi, içlerinden bazıları nankörlüğe soyundular..

Hep kötü yanlarını yazmayalım..

Küçük küçük de olsa, düzgün hareketler var ise..

Bunları da yazalım..

28 Şubat’ta mahkum olan eski generaller..

Yurtdışına kaçabilirlerdi..

Yeni yetme 15 Temmuz hain darbecileri gibi, Yunanistan’a, Almanya’ya sığınabilirlerdi..

Böyle bir şeye teşebbüs etmediler..

Başörtülü kızlara yönelik vicdansızlıklarını hatırlatalım..

Dindar insanlara karşı ne kadar acımasız olduklarını belirtelim..

Ama ellerinde imkan var iken, yurtdışına kaçmayıp, başka ülkelerin kontrolünde Türkiye aleyhine organizasyonlarda yer almadıklarını da altını çizerek not edelim..

Doğruya, doğru..

Bazı kardeşlerimiz, “O sömürgeci ülkeler, enayi mi ki, ahı gitmiş vahı kalmış gelecekte kullanabilme ihtimalleri olmayan kişilere yatırım yapsınlar.. Sömürgeci ülkeler, 15 Temmuz darbecisi o tarihin FETÖ’cü subaylarını, hakimlerini, savcılarını şu an alıp, Türkiye’ye iade etmiyorlar. İlerde tekrar kullanabilme ihtimalleri olduğu için” diyerek, 28 Şubatçı darbeci generallerin aslında sömürgeci ülkelerden yüz bulamadıkları için yurtdışına kaçamadıklarını söyleyebilir..

Ama ben samimi kanaatimi paylaşmış olayım.

FETÖ’cüler A’sından Z’sine, Almanya’sından Fransa’sına, İngiltere’sine kadar, Amerika’sına kadar kapılarda karşılanıp, koruma altına alınıyorlar da, 28 Şubatçı darbeciler aynı ilgiyi görmüyorlarsa.

Burada bir farklı bakış açısı olabileceğini de hatırlatmış olalım..

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

şüayıp

İnsanlara en güzel özellik doğruluktur

İstiklal marşı yazarı bu sözü söyledi mi ? Ne zaman ? Bilen var mı ?

" Bacımın örtüsü batmakta rezilin gözüne acırım tükrüğe billahi tükürsem yüzüne " MEHMET AKİF ERSOY
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23