• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Tuğrul Türkeş, kurt kim, kuzu kim, Yaralı Ömer kim?

23 Temmuz 2024
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

 

Ağabey-kardeş arasına girmek istemem..

Ama konu, tüm Türkiye’yi ilgilendiriyorsa..

Ağabey ile kardeş arasına girmeden..

Kendi görüşümüzü açıklamamız da şart.

AK Parti Milletvekili de olsa.. Eleştirmemiz şart.

Ağabey Tuğrul Türkeş ile, İyi Parti Milletvekili Ayyüce Türkeş arasındaki söz düellosunda son atak, ağabeyden geldi..

Osman Kavala’yı cezaevinde ziyaret etmek isteyen Tuğrul Türkeş’e, geçtiğimiz hafta, “Sivas mazlumlarını cezaevinde ziyaret etmeyi düşünür müsün”’ diye sormuştum..

Sessiz kalacağını tahmin ettiğim için, konuyu bir yazıda bitirmek amacıyla..

Söyleyeceklerimi somutlaştırıp, “Selahattin Demirtaş’a da bir uğrayıver” çağrısı yapmıştım..

Samimi olarak belirtmem gerekirse..

Aynı yazıda. 

Sadece Selahattin Demirtaş’a değil..

“Teröristbaşı Abdullah Öcalan’a da, cezaevinde bir ziyareti düşünür müsün” diye yazdım...

Öyle ya..

Osman Kavala’yı ziyaret ettiğinize göre.. Kavala’nın cezası kesinleştiği halde, böyle bir çıkış yaptığınıza göre..

Hakkında benzeri bir karar bulunan Selahattin Demirtaş’ı.. Benzeri bir mahkeme kararı sebebi ile cezaevinde olan teröristbaşı Abdullah Öcalan’ı da ziyaret etmeyi düşünmenizde beis olmaması gerekir..

Sonra kendi kendimi özeleştiriye tabi tuttum..

“Demirtaş neyse de.. Öcalan ağır olur” dedim..

Öcalan kısmını çıkarttım..

Ama muhatabımız freni boşalmış kamyon gibi..

Her şeyi birbirine karıştırarak..

Özellikle de tüm milletin saygı duyduğu milli şairimiz Mehmet Akif’ten mısralar aktararak, Osman Kavala’ya ziyaretini haklı ve meşru gibi göstermeye çalışıyor..

Mehmet Akif Ersoy’un “Kocakarı ile Ömer” şiirinden alıntı yapıyor..

Tuğrul Türkeş’in “M.Akif’ten cevap:” başlığı ile, Osman Kavala’ya cezaevinde yapacağı ziyareti eleştirenlere hatırlattığı Mehmet Akif’in şiirini, biz de bu vesile ile aktarmış olalım:

“Sabaha karşı biraz başlamıştı aydınlık.

Köyün köpekleri ejder misali saldırıyor,

Bırakmıyor bizi yoldan, fakat kim aldırıyor?

Mesâfe, baktım, uzun; yük yaman; Ömer yaralı;”

Tam yerine denk geldi..

Artık soralım..

Özeleştiriyi daha önce yaptık. “Apo örneği biraz ağır olabilir” deyip, yazımızdan çıkarttık..

Ama şimdi..

Ülkeyi aydınlığa çıkartmak için yola koyulduğu iddiasında ise Tuğrul bey..

Muhaliflerine de, Mehmet Akif’in şiirinde, belki de tek beğendiği bölüm o olduğu için, o hakaret kelimesini dillendirmek için iktibas yapmış olsa da..

Soralım kendisine:

“Teröristbaşı Öcalan’ı da cezaevinde ziyaret etmek ister misiniz?”

Binlerce askerimizin, polisimizin katili, sivil insanlarımızın katili Öcalan’ı da, tıpkı Selahattin Demirtaş’ın “heykelini dikeceğiz” sözünde olduğu gibi.. Herkesin kendi çapında, teröristbaşını meşrulaştırma gayreti olarak.. Öcalan için siz de bir adım atarak, cezaevinde ziyareti düşünür müsünüz?

Merdan Yanardağ’ın Öcalan için sarfettiği, “Siyasi tutuklu” sözlerinde olduğu gibi bir yaklaşımla..

Teröristbaşını cezaevinde ziyaret etmek ister misiniz Tuğrul bey..

Olur ya..

Emekli olduktan sonra CHP’ye kapağı atan bazı generaller var..

“HDP’ye iki üç bakanlık verilebilir” diyorlardı..

Merdan Yanardağ’ın televizyonuna çıkan eski Genelkurmay başkanımız var..

“Apo çok uzun süre cezaevinde kaldı. Siyasi rehinedir. Tahliye olması gerekir” diyen Merdan Yanardağ’ın televizyonunda daimi konuk olmaya kalkışan İlker Başbuğ paşamız var..

Şimdi bir de..

Tuğrul Türkeş’imiz olacak..

Tuğrul Türkeş de.. Bunlarla birlik olup, kendini Mehmet Akif’in şiirindeki “yaralı Ömer” yerine koyup.,.

“Yükümüz yaman.. Önce Kavala. Sonra Demirtaş. Sonra da Öcalan” diye yola çıkmış ise eğer..

Mehmet Akif’e ihtiyaç yok, açık açık söylese ya, derdini.. Söylese ya niyetini..

İlginçtir..

Mehmet Akif’in şiirinin devamını da alıntılamış Tuğrul Türkeş: 

“Kenâr-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu,

Gelir de adl-i İlâhî sorar Ömer’den onu!”

Eyvah, eyvah..

Kurtlar olmuş kuzu..

Kuzular yapılmak isteniyor, kurt..

Haydi Öcalan’ı henüz ağzına almadı, Tuğrul bey..

Osman Kavala’dan örnekleyelim..

Gezi isyanı sırasında..

İki polisimizin şehid edildiği..

Bir savcımızın, daha sonra makamında rehin alınıp şehid edildiği.. 

Bir gencimizin, gezide vefat eden bir kişinin cenaze törenine katılanlar tarafından tabanca ile ateş edilerek şehid edildiği gerçeğini görmezden gelerek..

Hiçbir şey yapmamış olsa.

İddianamedeki tüm hususlar gerçekdışı olsa..

Gezi isyanını, “Sivil direniş” diye bize yutturmaya çalışan Osman Kavala’ya, Tuğrul bey, ne ziyareti gerçekleştirecek?

Savcıyı şehid ettirin.. Sonra geziyi “sivil direniş” olarak gösterin..

Polis şehid edilsin. Siz “Gezi sivil harekettir” deyin..

Sonra da, Osman Kavala kuzu olsun..

Savcının hakkını arayan. polisin hesabını soran devlet, Tuğrul beyin gözünde, kurt olsun..

Nasıl bir mantık bu..

Tuğrul beye son sözüm..

Kuzu arıyorsan..

Sivas mazlumlarını ziyaret edebilirsin.

Yüreğin var ise..

Kuzulara sahip çıkma cesaretin var ise..

Birçoğu, baban Alparslan Türkeş’e gönül vermiş Sivaslılara bir ziyaret planla..

O ziyaretten sonra..

Belki diyebilirsin: “Ben cezaevindeki herkesi ziyaret ediyorum. Önce suçu gerçekten olmayanlardan başladım. Adım adım diğerlerini de ziyaret ediyorum..”

Belki o zaman, sana hak verenler çıkabilir..

Ama Mehmet Akif’e de sırtını dayamaya kalksan..

Yarın, öbürsü gün Nazım Hikmet’e de yanaşsan..

Gezici Merdan Yanardağ tarafından filozofluğu ilan edilen Öcalan’ın kitabına da referans versen..

Sen asla, “Yaralı Ömer” olamazsın..

Öcalan özelinde binlerce askerini şehid vermiş.. Kavala özelinde ise, iki polisini, bir savcımızı şehid vermiş olan, bu millettir “yaralı Ömer”.

“Ömer”liğe soyunan, ama “kuzu”dan değil, “kurt”tan yana olan Tuğrul beye, bilmem ki, anlatabildim mi?

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

İki yere

İki yere mason alınmamalı üniv. Hoca, meclise

şüayıp

Düşmanı dost etmeye çalışan dostlarını kaybeder ortada kalır
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23