• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

TBMM’yi kapatalım gitsin, o zaman!

28 Temmuz 2024
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Neyi tartışırsak tartışalım bir kesim bize dayatmada bulunuyor ..

“Şunun görüşü alındı mı, bunun ne dediği soruldu mu?”

“Taslak, üniversitelere yollandı mı, meslek kuruluşlarından fikir alındı mı?”

“Aman aceleye getirmeyelim, kamuoyu taslağı uzun uzun tartışsın.”

Sokak hayvanları ile ilgili kanuni düzenlemede aynı tantana.

Milli Eğitim Bakanlığının yaptığı müfredat değişikliğinde aynı tantana.

Kurumlar vergisinde aynı tantana.

Kanunları bırakın anayasa değişikliğinde bile aynı tantana.

Bu söylemi dillendirenlerin hemen tamamı da muhalefet partilerine mensup isimler.

Yani..

Demokrasi diyorlar.. Seçim diyorlar.. Milletin iradesi diyorlar..

Demokrasi gereği seçim yapılıyor ve milletin iradesi ortaya çıkıyor.

Bekliyorsunuz ki “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde milletvekillerinin çoğu, hangi yönde oy kullanırsa, kanuni düzenlemeler de bu şekilde gerçekleşsin” desinler.

Demiyorlar… Diyemiyorlar..

Kendileri seçilmiş olsa, kimseye sormayacaklar ama..

Kendileri seçilmediği için..

Seçimde çoğunluğu sağlayamadıkları için..

Çoğunluğu sağlayan tarafa çelme takmaya çalışıyorlar...

Sokak hayvanları konusundan örnekleyelim.

“Sivil toplum kuruluşlarından görüş almalıydınız” diyorlar.

“Daha uzun süre tartışmalıydı” diyorlar.

Prensip olarak herkes görüşünü açıklasın.

Eğer karşımızda haklı talepleri makul karşılayacak anlayışta birileri varsa uzun uzun da tartışalım.

Ama maksat, sorunu çözmek ve sıkıntıları ortadan kaldırmak değil de..

Engellemede bulunmak ise..

Ne yapıp yapıp sorun ortada kalması için çaba sarf etmeliyiz diye uğraşılıyorsa.

Hiç kimse üniversitelerinde sivil toplum kuruluşlarının da mesleki kuruluşların da görüş açıklamasına engel olmuyorsa ..

Onlar da görüşlerini zaten açıklıyorlarsa.. 

Gerektiğinde onların görüşlerinden de kanuni düzenlemeler hazırlanırken yararlanılıyorsa.

O zaman bu hokkabazlık niye.

Milletin seçtiği siyasi iktidar yerine sivil toplum kuruluşlarının görüşü çerçevesinde kanun çıkarılması gerektiğini söylemek niye?

Sivil toplum kuruluşları dernekler, meslek kuruluşları ne diyorsa o yönde kanun çıkarılacaksa, o zaman meclise ne gerek var, milletvekillerine niye maaş ödeniyor?

Sivil toplum kuruluşlarına soralım, onlar ne diyorlarsa kanunları da o şekilde çıkartalım, olsun bitsin.. Seçim de yapmayalım sandığa da gitmeyelim.

Bakıyorsunuz Cumhuriyet Halk Partisi, sanki kendi iktidarı döneminde sivil toplum kuruluşlarına, üniversitelere, barolara, diğer kesimlerin görüşlerine saygı gösterip onların da düşüncelerine uygun şekilde kanuni düzenlemeler yapmışlar gibi, kendi iktidarları bittikten sonraki dönem için bu öneride bulunuyorlar.

Şimdi belediyelerde CHP’li başkanlar, sosyal tesislere alkollü içecek servisi koyma kararı alırken, sivil toplum kuruluşlarına, sağlık kuruluşlarına ve diğer yetkin isimlere soruyorlar mı?

Kadın-erkek ayrı havuzlar, belediyeler CHP’ye geçtikten sonra, karma haline getirilirken, Halka “nasıl yapalım” diye soruluyor mu?

Soyunmayı sanat zanneden, imam hatip düşmanı teşhircilere, konser adı altında milyonlar akıtılırken halka soruluyor mu?

Sol kafa seçildiği zaman, kimseye sormadan bildikleri gibi icraatları hayata geçiriyorlar.

Ama muhafazakar insanlar seçimi kazandığında, “Bana soracaksınız, ona soracaksınız, şuna soracaksınız” diyerek seçilmiş insanları konu mankeni haline getirmeye kalkışıyorlar.

Sokak hayvanları İle ilgili düzenlemeyi masaya yatıralım.

CHP’lisi konuşuyor konuşuyor, “Derneklerden görüş alalım” diyorlar..

CHP’li susuyor İyi Partili konuşuyor, “yasa yeterince tartışılmadan meclise geldi” diyorlar.

CHP’li ve İyi Partili susuyor, HDPli konuşmaya başlıyor: “Sokak hayvanlarına dokundurtmayız” diyorlar.

Bu HDPlilere sorarsak onlar zaten PKK’lı teröristlere de dokundurtmayız diyorlar.

Ne yapacağız PKK’lı teröristlere de mi dokunmayacağız.

O CHP’lilere sorarsak, dindarların hepsini cezaevine koymamız entel dantellerin hepsini de bürokrasinin tepesine yerleştirmemiz lazım..

Millet Cumhur İttifakını seçtiği halde, CHP’lilerinin istediğini hayata geçirmemiz gerekiyor.

İyi Partililer yasa yeterince tartışılmadı aceleye getirirdi diyorlar.

Bana bir tane yasa göstersinler, “Bu yasa aceleye getirilmedi geniş geniş tartıştık üniversiteler sivil toplum kuruluşları meslek kuruluşları iktidar partisi, muhalefet partileri herkes hemfikir olarak bu kanunu geçirdik” dedikleri bir tane kanun göstersinler.

Anayasada aynı hikayeyi okudular.

Aceleye getirmeyelim dediler.

Bu meclis değil sonraki meclis yapsın dediler.

2023’te meclis yenilendi.

Şimdi yine aynı edebiyatı yapıyorlar.

Bu meclis Anayasa’yı değiştiremez diyorlar.

Bir anlığına dediklerini kabul edelim.

Soralım bu meclis, özgürce istediği kanunu çıkarabilir mi?

Ona da hayır diyorlar.

Sokak hayvanları ile ilgili kanuna PKK’nın uzantısı HDP’lilerle, milliyetçiyim diyen İyi Partililer ittifak kurup karşı çıkıyorlar.

TBMM anayasa yapamayacaksa, sokak hayvanları ile ilgili kanunu çıkaramayacaksa, afedersiniz ne yapacak?

TBMM üyeleri niçin maaş alıyorlar?

Ki; bu söylemi geliştirenlerin kendileri de TBMM üyesi.

Yani kendi yetkilerinde olan bir konuyu, derneklere, STK’lara vermeye kalkıyorlar.

Seçmenden oy istemeye gittiğinizde de, böyle anlatsaydınız ya.

“Siz bizi seçeceksiniz, biz de oturduğumuz yerden maaş alıp, kanun çıkarma yetkisini sokak hayvanları derneklerine devredeceğiz” deseydiniz ya.

Üç gün önce Erzurum Kongresi’nin yıldönümünü kutlayan Kemalistlere soruyorum..

105 yıl önce milli iradeyi hakim kılmak için toplandığını söylediğiniz Erzurum Kongresi’ndeki temsilcilerin yetkilerini, şimdi siz, TBMM’den mi esirgiyorsunuz?

Bir hatırlatma da CHP’nin listesinden meclise giren ve şimdi diyet ödeme mecburiyetinde olan muhafazakar isimlere..

100 yıldır devam eden CHP diktasının hâlâ sürdürülmesine siz de aracılık mı edeceksiniz.

Seçimde kazandıkları zaman kimseye sormadan ezanı da Türkçe yapıyorlar, Ayasofya’yı da müzeye çeviriyorlar.. Başörtüyü yasaklıyorlar imam hatipleri kapatıyorlar.

Ama muhafazakarlar seçildiğinde, “Şunu yapamazsınız, bunu düzenleyemezsiniz, onu hiç aklınıza bile getirmeyin” tehditlerini savunuyorlar.

Saadet Partili, Gelecek Partili, Deva Partili muhafazakarlar da, CHP’ye bu konuda gönüllü koltuk değnekliği yapmaya devam mı edecekler?

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Mustafa

Mevlam neyler neylerse güzel eyler pencereden bak içine girme

şüayıp

Muhalefet iktıdarın noksanlarını söyler,amma devlet kaybetsin diye muhalefet yapamaz
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23