Lütfi Yalman ağabey, ne der bu işe?
Saadet Partisi’nin, Gelecek Partisi’nin, Deva Partisi’nin ittifak yaptığı Cumhuriyet Halk Partisi’nin yayın organı olarak görev yapan Cumhuriyet gazetesinde, bir sayfada dün 4 ayrı haberle, AK Parti iktidarı eleştiriliyordu..
DEVA Partisi daha çok, ekonomik konularda bugünkü AK Parti ile farklı düşünüyor. Onların çok fazla dini hassasiyet konusunda, üst perdeden bir açıklamaları yok.
Ama Saadet Partisi’nin de, Gelecek Partisi’nin de, dini hassasiyetler konusunda, AK Parti’yi beğenmedikleri, kendileri iktidarda olsalar, daha yaygın ve yoğun bir dini hassasiyet endeksli icraat yürüteceklerini açıkladıklarını görüyoruz.
O zaman soru şu:
CHP ile niye ittifak yaptınız?
Niçin CHP listesinden milletvekili oldunuz.
Ve CHP’ye fazladan niçin milletvekili kazandırdınız?
Evet kendiniz de milletvekili oldunuz ama.. CHP’ye yönlendirilen muhafazakar oylar sebebi ile o solcu parti de, fazladan milletvekili kazandı..
“Uzun etme, kısa kes, haberleri aktar” diyorsunuz..
Haklısınız..
Cumhuriyet gazetesinde, AK Parti iktidarını eleştirme amaçlı yapılmış, bir sayfada yayınlanan dört haberden birincisi, “İktidarın planı tutmadı” başlığını taşıyor.
Ne imiş?
Üniversitelerde her yıl kontenjanlar yeniden yeniden belirlenir..
Değerlendirmeler yapılır.. Fazlalıklar, eksikler analiz edilir. Tekrar kontenjanlar belirlenir..
Bu yıl, İlahiyat ve İslami İlimler alanındaki kontenjanların, eski yıllarda çok fazla şişirildiği, bu yıl ise gerçeklerin görülmesi ile bir nebze daraltıldığı belirtiliyor..
Ben de soruyorum: “Bu vebalde, SP ve Gelecek’in de katkısı var mıdır?”
Baskılar sebebi ile hakaretler sebebi ile yeni nesil tercih etmediği için, o kontenjanlar ister istemez daraltılmış olabilir mi?
Ama şu kesin..
CHP çizgisi, İlahiyatlara karşı. Onlara kontenjan verilmesine karşı..
SP ve Gelecek Partisi ise, bu konuda şerre fren olma yerine, şerre motor olmayı tercih etmişler. Ama seslerini de açıktan çıkararak, desteklerini ilan etmiyorlar..
İkinci haber: “Hafızlara özel eğitim merkezi”..
Diyanet İşleri Başkanlığı, liseye geçen hafızların ezberlerini unutmamaları için Kur’an eğitim merkezleri açıyormuş..
Hayırlı bir hizmet.. SP ve Gelecek’in desteklediği CHP çizgisindeki Cumhuriyet gazetesi, rahatsızlığını ifade ediyor. Biz de, “Siz ne düşünüyorsunuz, SP’nin yöneticileri” diye soruyoruz..
Üçüncü haber: “Camiye gidene hediye verdiler”..
SP ve Gelecek Partilerinin. Genel başkanlarının adlarını yazarak tanımlayalım.. Temel Karamollaoğlu ve Ahmet Davutoğlu’nun partilerinin desteklediği CHP’nin yayın organı, camiye gidenlere ceza verilmesini arzu eder ama.. 28 Şubat sürecinde de, gerek devlet kadrosunda çalışanlar için, gerek öğrenciler için bu yönde disiplin adı altında cezalar da verdirmişlerdir ama..
Şimdi AK Parti iktidarında, Canik Belediyesi tarafından organize edilen bir faaliyet sözkonusu imiş. “Haydi güle oynaya camiye gel” projesi hayata geçirilmiş.. Bu kapsamda camiye gelen öğrencilere değişik hediyeler dağıtılmış..
Cumhuriyet gazetesi bundan rahatsızlığını ifade etmiş.
Ve sonuncu haber: “Okulu medreseye çevirecekler”..
MEB’in yeni müfredat genelgesini yayınlaması sonrası eğitimcilerden tepki varmış..
Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay konuşturulmuş.. Der ki Kadem bey: “Çağdışı, Cumhuriyet karşıtı, bilim dışı müfredatın uygulanması için MEB’in seferber olduğunu görüyoruz.”
Sonrasında neler söylemiş olabileceğini tahmin ediyorsunuz..
İmam Şafii hazretlerinin bir güzel sözü var. Kendisine sormuşlar: “Fitne zamanı hakkı tutanları nasıl anlarız?”
İmam Şafii demiş ki: “Düşman okunu takip ediniz, o sizi hak ehline götürür.”
Şimdi Cumhuriyet gazetesinin, dindarlara yönelik hakaretvari haberlerini takip ettiğimizde, kimi eleştirdiklerini, kime ok attıklarını izlediğimizde..
Haydi biz olayı abartmayalım..
“Hak dostu” diyerek, AK Parti iktidarının adeta dört dörtlük olduğu imajı da oluşturmayalım..
Ama en azından da, “mevcutların içinde, en iyisi” tanımlaması yapalım..
İmam Şafii’nin sözleri, haşa "ayet" değil..
Tabii ki “bu söz mutlak doğru olmadığına göre, bazı noktalarda bizi yanılmaya götürebilir mi?” diye sorgulama da yapmamız gerekir..
Üzerimizde vebal kalmaması için. Birilerinin “Körü körüne yalakalık yapıyorsunuz” suçlamalarına, en azından vicdanımızda reddiyeyimizi rahatlıkla yapabilmemiz için..
CHP’ye destek çıkan SP’nin yayın organına bakalım..
Olur ya..
Cumhuriyet, AK Parti iktidarı ile anlaşmıştır. Bizi yanıltmak için, “Bakın bakın ülkeyi dindarlığa götürüyorlar” diye yayın yaparak, bizi rehavete sevkediyorlardır..
Cumhuriyet’in eleştirdiği hizmetler hakkında ve Cumhuriyet’in bu yayınları konusunda, Milli Gazete’ye bakıyoruz, bir görüş, bir açıklama, bir izahat var mı?
Yok..
Onlar tam tersinden hareketle, AK Parti iktidarında, dini eğitime gerektiğince önem verilmediğini iddia ediyorlar..
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) ve Milli Gençlik Vakfı (MGV) Konya Şubesi, Mezunlar Buluşuyor Programıyla 20. yılda mezunları bir araya getirmişler ve orada Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Lütfi Yalman bir konuşma yapmış. Demiş ki:
“Hedefleri olmayan bir nesil yetiştirilmeye çalışılıyor.”
Yalman ağabey, “Gençlerimizi cihad şuuru ile yetiştirmeliyiz” demiş..
“Her bir kardeşimiz dünya Müslümanlarının derdiyle dertlenmeli” demiş.. Ve daha başka mesajlar vermiş..
Şimdi soru şu:
Cihad kelimesini ağzınızdan çıkarır çıkarmaz ter ter tepinen CHP ile mi, o nesli yetiştirecektiniz?
HAMAS’a terör örgütü diyen CHP genel başkanları ile mi, dünya Müslümanlarının dertleri ile dertlenecektiniz?
Ve tabii ki, İmam Şafii’in sözünü “Ayet değil, yine de eleştirel bir bakış açısını da açık tutalım” derken..
Dindar nesil yetişmesine tepkili olanların hedefinde, Tayyip Erdoğan var iken.. SP’li yetkililere bakalım, “dindar nesil yetiştirilmesi”ne itiraz edenler için ne diyorlar?
Milli Gazete’de tek bir satır yok..
Hani siz bize, Cumhur İttifakı’ndaki küçük küçük hataları gösterip, “Dilsiz şeytan olmayınız” diyordunuz..
Şimdi ne oldu?
Ortağınızın şeytanlığına, niçin sessiz kalıyorsunuz?