• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Bülent Kaya’ya, İHL’li savcının katillerini savunmak mı düştü!

02 Şubat 2024
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Kibarca anlatıyoruz..

Nezaketli davranmaya çalışıyoruz..

Kaba bir söz sarfetmemeye gayret ediyoruz..

Kırıcı olmayalım, güzel sözlerle meramımızı anlatalım diyoruz..

Özellikle de, dindar kimliği ön plana çıkan insanlar için, bu hassasiyetimizi azami ölçüde yerine getirmeye çalışıyoruz..

Ama bizim bu yaklaşımımızı anlamak nerde?

Hassasiyetimizi kavrayıp, hırçınlıklarını frenlemek nerde?

İçine düştükleri bataklığın kendilerini daha aşağılara çektiğinin farkında olmaksızın..

Her geçen gün daha kaba, daha yakışıksız, daha kötülük dolu sözlerle karşımıza çıkıyorlar..

Seçime girdikleri CHP’lilerden adeta farklı olmadıklarını ispat için, onlarla yarışır hale geliyorlar..

Önümüzde mahalli seçimler var, dolayısı ile mahalli seçimlere ayrı ayrı giren partiler, öncelikle hedefe mevcut başkanların siyasi partilerini alırlar diye düşünüyoruz..

Asla..

Milletvekili seçiminde CHP’ye çalıştılar..

Cumhurbaşkanı seçiminde CHP’li genel başkana oy istediler..

Şimdi mahalli seçimlere yaklaşıyoruz.

Kendileri ayrı aday çıkartma kararında oldukları halde, bazı iller için partilerinden isimleri de açıkladıkları halde..

İstanbul’un, Ankara’nın, İzmir’in CHP’li belediye başkanlarını hedefe koyacaklarına.

Önümüzde milletvekili seçimi olmadığı halde. Cumhurbaşkanılğı seçimi 4 yıl sonra olduğu halde..

Okları AK Parti’ye doğrultmuşlar, hedef tahtasına İmam Hatipli ve alnı secdeli Tayyip Erdoğan’ı koymuşlar..

Sabah “alnı secdeli Erdoğan”ı tahkir ediyorlar, akşam “Ayasofya’yı açan Erdoğan”a kara çalıyorlar..

Son saldırılarının sebebi, İmam Hatip mezunu bir savcımızı, görevi başında şehid eden Gezicilerin organizatörü Can Atalay’ı cezaevinden çıkarttırmak..

Yalan mı söylüyorum, iftira mı atıyorum..

Selim Kiraz’ı; İmam hatip mezunu pırlanta gibi bir savcıyı, Geziciler şehid etmediler mi?

“Gezicilerin hepsini aynı kefeye koyma” diyecekler..

Koymayalım..

Gezicilerin içinden bir grup, savcıyı şehid etmedi mi?

Başka başka gerekçelerle değil, tam da Gezi olayları gerekçe gösterilerek, o savcı şehid edlmedi mi?

Kaldı ki, Gezicilerin içinden bir kişinin, savcının şehid edilmesine açık ve kesin, yüksek sesli bir lanet okuduğunu gördünüz mü?

Tam aksine, Cumhuriyet gazetesi bile, manşetten, “Mecbur bırakıldığımız eylem şekli idi” diye o cinayete güzelleme yapmadı mı?

O güzellemeyi yapan Ahmet Şık’ı da, sırf bu güzellemesi sebebi ile daha önce meclise sokmadılar mı?

Eeee? Neyi tartışıyoruz biz?

Gezi isyanı sebebi ile dün bilançosunu verdiğim, ölümlerin yanısıra, milyarlarca liralık zarara sebep olan gezi organizatörlerinin cezaevinden çıkarılması, Saadet Partisi’nin seçmene taahhüt ettiği vaadler arasındaydı da biz mi bilmiyoruz?

Kimse bana, “Can Atalay ayrı, savcının şehid edilmesi ayrı” demesin..

Can Atalay, savcının şehid edilmesi ile ilgili, hangi tepkiyi koymuş, “Benim organizatörü olduğum, binbir emeğim olan Gezi olayları, minvalinden çıkmıştır. Bu katiller Geziyi savunuyor olamazlar. Biz Geziciler olarak, bu teröristlerden uzağız. Kınıyorum, lanetliyorum” demiş midir?

Yok öyle, “Siz istiyorsunuz diye, biz şunu bunu kınayacak değiliz” mavalları ile olayı geçiştirmek.. 

Siz Geziyi organize edin..

DHKP-C, çocukları sahaya sürsün.

Siz alkış tutun.

Onlar size alkış tutsunlar.. 

Üç tane ağaç için, Gezi isyanı başlatın, 14 yaşında, 15 yaşında çocukları, günlerce parklarda uyuyacak şekilde organize edin..

Ama bir savcı şehid edildiğinde..

İki saatinizi ayırıp, “bu terörizmi kınıyoruz” demeyin.. Bir gösteri düzenlemeyin.

Kendi aranızda, “Oh olsun” bile deyin..

Çok sıkıştırınca da, bize dönüp, “Biz ayrıyız. Savcıyı öldürenler ayrı” deyin..

Savcıyı uzaylılar mı öldürdü.

“Geziciyiz, Gezicilerin hesabını soracağız” diyen katiller öldürmedi mi?..

Binbir rezilliğin yaşandığı, caminin kapısının kırılıp, içinin kirletildiği, mihraba, minbere ayakkabı ile basıldığı gerçeğine rağmen..

Saadet Partisi’nde, Milli Görüş kimliği taşıdığını iddia eden bir kişi, kalkmış, “AK Parti olarak yarınlarda utançla anılacaksınız”  diyor.

İHL mezunu savcının katillerini savunarak, sen bugünden o utancın altında ezilmeye mahkumsun, Bülent Kaya..

Kendinizi batırdınız, yarım asrı aşan Milli Gazete’yi de gülünç duruma düşürecek başlıklar atmasına sebep oluyorsunuz.

Dün Milli Gazete’nin en tepesinde, Bülent Kaya’nın, SP grubunda yaptığı konuşmanın haberi vardı:

“İçinden çıktığınız sosyolojiye büyük zararlar veriyorsunuz” 

Devam ediyor Bülent Kaya: “AK Parti’li vicdan sahibi milletvekillerine sesleniyoruz, gittiğiniz yol, yol değil.”

Kimin gittiği yol yol, kimin gittiği yol yol değil, buyrun Milli Gazete’nin aynı günkü, yine birinci sayfasından okuyup görelim:

Diyor ki Milli Gazete:

“Danıştay geçit vermedi.”

Devam ediyor Milli Gazete:

“Danıştay’ın en üst mercii, cuma namazı izninin ‘din ve vicdan hürriyeti kapsamında olduğuna karar verdi.”

ELHAMDÜLİLLAH..

Emeği geçen herkesten Allah razı olsun..

Bu özgürlüğü tanıyanlardan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Memur-Sen’den, Danıştay üyelerine varıncaya kadar her birinden Allah ebediyen razı olsun..

Peki cuma namazına gitme iznini kim iptal ettirmek istemiş, onu da merak ediyor musunuz?

CHP’nin arka bahçesi olan, Eğitim İş Sendikası..

Daha ben sana ne diyeyim, Bülent..

Ben bundan sonra, sana neyi hatırlatayım, Kaya!

Vicdanın var ise, “Milli Görüş’ü biz iğdiş ettik. Tayyip beyden, Danıştay’ı özgürlükçü bir yapıya kavuşturan Sayın Erdoğan’dan Allah razı olsun” de..

İstersen de deme..

Nokta..

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Zilli görüş

Milli görüşün milini kırdılar zilli görüş oldu artık...

Çamlı

Angara ilahiyat taleberinin gayret ve harçlıklarıyla kurulan milli gazete oldu zilli gazata. Hocanın tek kanalı yetmişli yılların sesi kanal 7 birilerinin ihanetleriyle hint putcularinın oldu film seti . çoğunluğu egitim birli öğretmenlerin bağışlarıyla kurulan tv 5 karamollagillerin ihanetleriyle sarı şeytan ve yamağıyla oldu tv ...., iyi gidiyonuz saadetçiler. Kıbrıs mamasını fırsat bilen eco hökümeti yıkınca bir daha iktidar olamayınca benim de bulunduğum bir basın toplantısında o zamanın moda deyimi köşeyi dönmeyi ece için , köşeyi dönecekti, döndüde eliyle götererek masanın kenarında aşağı doru, köşeyi böyle döndü demişti. saadetciler de kk kemelle, maymuncuk sayesinde öyle döndürdürdüler köşeyi, güle güle.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23