• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Boşverin avukatlığı, siz benim isnatlarıma cevap verin Barolar Birliği!

06 Ekim 2023
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

 

Rıza Türmen, “Gezi otoriter bir iktidara karşı örgütsüz, spontane bir halk direnişiydi. Gezi davasında yargılanan da gerçekte bu direnişin kendisi, Gezi’ye katılan herkes” diye yazıyor..

Ben de cevap veriyorum, “Gezide gençler öldü. Devletin güvenlik görevlileri öldü. İki polisimiz, ayrıca gezi olayları gerekçe gösterilip, bir savcımız şehid edildi.. Yüzlerce polis aracı tahrip edildi.. Kamu binaları zarar gördü. Siz bu olaylara, ‘halk direnişi’ nasıl dersiniz!”

Rıza Türmen cevap veremiyor..

Rıza Türmen’in yazısının yayınlandığı t24 internet sitesi cevap veremiyor..

Rıza Türmen, Ankara Barosu’na bağlı avukat imiş, ama Ankara Barosu da cevap veremiyor..

İş, Türkiye Barolar Birliği’ne düşüyor..

Bana hatırlatma yapıyorlar:

“Nefret suçuna dönüşebilecek söylemlerin, öncelikle basın mensupları tarafından kullanılmaması gerekir.”

Evet kullanmayalım..

Avukatlar da kullanmasın..

Hakimler, savcılar, Yargıtay üyelerine karşı, AİHM’de yargıçlık yapmış bir hukuk adamı, nefret dili kullanmasın..

Haydi, Barolar Birliği, Rıza Türmen’e çağrıda bulunsun, “Sen Yargıtay üyelerinin onayladığı bir kararı, nasıl nefret dili ile mahkum etmeye kalkarsın. ‘Yargılanan biziz’ ifadeleri ile, suçsuz insanlar haksız olarak yargılanıyormuş gibi nasıl algı oluşturursun” desin..

Demiyorlar..

Saflarını belli ediyorlar, “Biz geziciyiz. Sandıkta çıkartamadığımız iktidarı, sokakla işbaşına getirmeyi planlıyoruz” dercesine..

Bana cevap yetiştiriyorlar:

“Ali Karahasanoğlu tarafından ‘Daha dur Rıza, sen de yargılanacaksın!..’ başlığı ile 1 Ekim 2023 tarihli Yeni Akit gazetesi ve internet sitesinde yayımlanan yazıda Av. Dr. Rıza Türmen, kamuoyunun husumetine maruz kalacak şekilde karalanmaya, küçük düşürülmeye çalışılmıştır.”

Biz sırça köşklerde yaşayan insanlar değiliz.

Yazdığımız yazıya cevap verirsiniz, hiçbir formaliteye tabi tutmadan, kendi köşemde yayınlarım.

Ne mahkeme kararı isterim, ne noter kaşesi.. 

“Cevap hakkıdır” derim, yayınlarım.. 

Ama siz kendinizi akıllı sanıp, Yargıtay üyelerini hedef gösterirken, benim size verdiğim cevabı, “hedef gösterme” olarak yorumlarsanız..

Ben size eyvallah etmem, kusura bakmayın beyler ve bayanlar!..

Ne imiş, “Türkiye’nin önde gelen hukukçularından, diplomat ve siyasetçi olan Av. Dr. Rıza Türmen, 1998 yılında Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıçlığına seçilmiş ve 2008 yılına kadar bu görevi sürdürmüş”müş..

Eeee ne yapalım yani..

Ben diyorum ki, “AİHM’de yargıçlık yaparken, başörtü insan hakkı değildir diye karar vermiş, bu yasakçı adam..”

Siz bu iddiama cevap verin..

Ben diyorum ki, “Teröristbaşı Apo müracaat ettiğinde, ‘Uzun süre gözaltında tutulmuş, yakalandığında hemen hakim önüne çıkarılmamış, Devlet Güvenlik Mahkemesinde yargılanmış, insan hakkı ihlal edilmiş. 100 bin avronun, Abdullah Öcalan’a ödenmesine’ kararına imza atmış, bu adam..”

Cevap versenize..

“Hayır, öyle olmadı, diyebiliyorsanız, buyrun deyin..

Şu ödülü almış, bu ödüle layık bulunmuş..

Rıza Türmen’in hakaret etmeye kalkıştığı, siyasi iktidarın isteği ile karar verdiklerini öne sürdüğü Yargıtay üyeleri ağacın kabuğundan çıkmadılar, herhalde. Onlar da asgari 20 yıllık hukukçular, birçok ödülleri aldılar, binlerce dosyada suçluyu-suçsuzdan ayırıp, karar verdiler..

Ama sol kafanın adetidir.. Kendi adamlarını göklere çıkarırlar, işlerine gelmeyenleri ise, yerin dibine batırmaya kalkarlar. Gözleri ne cumhurbaşkanı görür, ne Yargıtay üyesi, ne Danıştay üyesi.. 

Yazımla ilgili somut değerlendirmelerde de bulunmuş, Barolar Birliği:

“Bahse konu yazı, eleştiri sınırlarını aşan şekilde hakaret, karalama ve tehdit içeren ve sadece Ankara Barosuna kayıtlı avukat olarak halen Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi’nin Sözcülüğü görevini de sürdürmekte olan Sayın Av. Dr. Rıza Türmen’in şahsına yönelik değil, onu da aşan, doğrudan ifade özgürlüğünü hedef alan muhtevasıyla bu açıklamanın yapılmasını zaruri kılmıştır.”

Ben Rıza Türmen’in düşünce hürriyetine saldırdı isem, siz de Barolar Birliği olarak, benim düşünce özgürlüğüme saldırmış olmuyor musunuz..

Ne mızıkçı çocuklarsınız siz..

Maçta mağlup olunca, “Top benim. Ben topumu alıp, eve gidiyorum” diyen, çocuklar gibisiniz..

Çıkın, aslanlar gibi, benim eleştirilerime cevap verin..

Ne demişim, Barolar Birliği’nin açıklamasından aktarayım:

“Yeni Akit gazetesi köşe yazarı 1 Ekim 2023 tarihli yazısında; Avukat Dr. Rıza Türmen için, “(Ama yaptıklarını gizleyip...)  (Utanmaz adam), (Ahlaksızlığa bakın...) (Osman Kavala daha başlangıç... Can Atalay, daha başlangıç... Rıza Türmen’e de sıra gelecek...), (“Otoriter iktidar” imiş... Siz ne utanmaz insanlarsınız...), (cevap versene utanmaz adam.), (cevap versene yalancı adam..), (söylesene rezil adam...),  gibi asılsız itham ve suçlamalarıyla ve yazısının bütününden çıkan sonuç bakımından tehdit ederek kamuoyu nezdinde hedef göstermiştir.”

Vay vay vay.. “Asılsız itham” ha..

“Asılsız suçlama” ha..

Tekrar aynı çağrıyı yapıyorum.

Rıza Türmen’e, Barolar Birliği’nin, dünkü açıklamasını kaleme alan tüm yönetim kurulu üyelerini de hedef alarak söylüyorum:

“Gezi olaylarında, yüzlerce polis aracı tahrip edilmiş iken, ‘gezi sivil halk direnişi’ demek, yalancılık değil de nedir? Utanmazlık değil de nedir?”

Gezide tahrip olan polis araçlarından haberiniz yok ise, adreslerinizi yollayın, görüntüleri size atayım..

Ama polis araçlarının tahrip edildiğini, hatta ters dönmüş bir polis aracının üzerine çıkan avukatların, bir de zafer işareti yaptığını bildiğiniz halde, onları disiplin müeyyidesine tabi tutacağınız halde, bana “Asılsız ithamda bulunuyorsun” derseniz..

Ben sizi de “yalan” söylemekle itham ederim.

Halkı aldattığınızı, suçu övdüğünüzü, iki polis ve bir savcının şehid edilmesini gizleyerek, gezicilerin Yargıtay kararı ile kesinleşen “hükümeti devirme suçları”nı masumlaştırmaya çalıştığınızı söylerim, hatta haykırırım..

“Basın yayın yoluyla kişilik haklarını ihlal eden, husumet yaratan, mesnetsiz suçlamalarla, tehditlerle eleştiri sınırlarını aşan, insanların onur ve saygınlığını zedeleyen, aşağılayan ve toplumda küçük düşüren cümlelerle yapılan bu tür açıklamaların nefret söylemini oluşturacağı tartışmasızdır” diyor, Barolar Birliği..

Ben kimseye hakaret etmiyorum, yalancıların yalanlarını yüzlerine vuruyorum..

Gezi isyanını, bu millete, “sivil halk direnişi” diye yutturmaya kalkan sahtekarlara, Yargıtay kararını gösterip, “ahlaksızlık yapmayın” diyorum..

Ve; “Düşünce hürriyeti sadece Rıza Türmen için yok.. Benim de düşüncemi açıklama hürriyetim var, siz istemeseniz de” diyor, herkesi dürüstlüğe davet ediyorum..

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Ali abi

Bu yorumu sen mi yazdın?

Hüseyin

Allah razı olsun Ali kardeş. Bu vatan haini kılıklı ahlaksızlara az bile yazıyorsun. Yüreğine , kalemine sağlık.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23