• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

AYM’nin dili yok mu, yetkisi var ise, o desin “Tahliyesine”!

18 Ağustos 2024
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Çok konuşuldu, çok tartışıldı..

Kimisi “5 soruda", kimisi "100 soruda Can Atalay konusu” diye, uzmanlardan /(!) görüş de alarak, haberler yazdı, köşe yazıları kaleme aldı..

O halde, bunlardan birisini önümüze alıp, nasıl bir sahtekarlık tiyatrosu oynandığını gözler önüne serelim..

Hani birileri diyor ya, “utanmazsınız, haysiyetsizsiniz” diye.

O sıfatlar kimlere daha çok yakışıyor, buyrun görelim..

Bir internet sitesinde yayınlanan “5 soruda Can Atalay krizi”ni esas alalım..

Siz 100 soruda Can Atalay” başlıklısını da aynı cevaplarla değerlendirin..

“Soru 1: Can Atalay, milletvekili seçildiğinde cezası onanmış mıydı?”

Soru sahtekarca..

“Cezası onanmış mıydı” diye soracağınıza, “Suç işlemiş miydi? Soruşturmaya başlanmış mıydı” demek gerekir..

Aksini oturup konuşmak, sahtekarlıktır..

Çünkü Anayasa’da kriter; cezanın onanması değil.. Soruşturmaya başlanıp, başlanmamış olması..

Anayasa madde 83: “... seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla ..”

Tamam mı arkadaşlar. Tamam mı benim hukuk hokkabazlarım..

Demek ki ne önemli imiş?

Seçilmeden önce soruşturmaya başlanıp, başlanmaması önemli imiş.. Cezanın kesinleşmesi değil..

İkinci soru:

“Yargıtay 3. Ceza Dairesi ile Anayasa Mahkemesi arasındaki ‘14. madde krizi’ nedir?”

Onlar, laf salatası ile “Anayasa Mahkemesi’nin kararları bağlayıcıdır. Anayasa Mahkemesi de, 14. maddenin yeterince açık olmadığını belirtip, Can Atalay’ın dokunulmazlık hakkı olduğunu söylüyor..  Dolayısı ile Atalay, tahliye edilmelidir” diyorlar..

Bu arada Yargıtay ile Yargıtay arasındaki ihtilafa, Anayasa Mahkemesi’nden yana tavır almak için, 153. maddedeki “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar” hükmünü gösteriyorlar..

Ama aynı Anayasa’nın Yargıtay hakkındaki tanımlamasından hiç bahsetmiyorlar..

Aynı Anayasa, 154. maddesinde, “Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir” diyor.

O halde, en iyimser en iyimser yorumunuz, “Anayasa’nın iki maddesi arasında çelişki var” şeklinde olması gerekir..

Demiyorlar..

Hatta önceki günkü TBMM görüşmesinde, Atalay yanlısı birçok konuşmacı, bir yerlerini yırtarcasına, “Anayasa’da maddeler birbiri ile çelişkili ise bize ne?” diyorlardı..

Aynı milletvekillerinin, Cumhur İttifakı tarafından, “Anayasa’da bazı maddeler birbiri ile çelişkili. bu Anayasa’yı yeniden yazalım” teklifine, “Hayır, değiştirtmeyiz. Asla” cevabı verdiklerini de hatırlatalım..

Üçüncü soru: “Anayasa Mahkemesi’nin kararı, neye yöneliktir?”

Onlar şöyle cevaplıyorlar: “Adil yargılanma ilkesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.”

Öylesine sahtekarlar ki. Öylesine tilkiler ki..

“Adil yargılanma ilkesine aykırılık” diyerek.. “Can Atalay yargılanırken, savunma delilleri toplanmadı. Yanlış mahkumiyet kararı verildi. Fazla ceza verildi” gibi algı oluşturuyorlar..

Oysa Anayasa Mahkemesi bile, böyle bir şey demiyor..

Anayasa Mahkemesi’nin dediği, “Can Atalay dokunulmazdır. Onu yargılayamazsınız. Çünkü milletvekilidir.”

Bu durumda, Can Atalay haksız yere mahkum olmuş gibi algı oluşturan sahtekarlara sorayım.

Tayfun Kahraman’ın canı yok muydu?

Çiğdem Mater’in canı yok muydu?

Mine Özerden’in canı yok muydu?

Siz, birlikte suç işleyenlerden bazılarının cezaları onanırken..

Onlar cezaevinde bulunurken..

İçlerinden Can Atalay’ı cezaevinden çıkarmak için..

Milletvekili adayı yapın.

Diğer suç ortakları mahkumiyetleri kesinleşmiş iken..

Şimdilik onlarla ilgili hiçbir “Suçsuzdurlar. Tahliye edin” kampanyası başlatmadığınız halde..

Suç ortaklarından birisi hakkında, sanki “suçsuzluk tespiti” varmış gibi, “tahliye edilmesi gerekir” kampanyaları başlatın..

Hak mıdır, bu.. Diğer cezaevindeki insanlara reva mıdır, bu!

Nerde eşitlik? Nerde adalet? Aynı suçu işleyenlerden biri tahliye olurken, diğeri niye cezaevinde olsun ki?

Dördüncü soru:

“Anayasa Mahkemesi, TBMM’de Can Atalay’ın mahkumiyet kararının okunması ve milletvekilliğinin düşürülmesi hakkındaki işlemi yok hükmünde saymış.. Bu ne demek?”

Onlar hemen bodoslamadan giriyorlar:

“Can Atalay’ın cezaevinden çıkması gerektiğinin belirtilmesi” demek..

Affedersiniz beyler, bayanlar.

Anayasa Mahkemesi’nin ağzı yok mu? dili yok mu? 

Onun söylemediğini, siz niye ona söyletiyorsunuz?

Anayasa Mahkemesi, “TBMM’de kesinleşmiş mahkumiyet kararının okunması yok hükmündedir” diyor..

Yani “okunmamış sayın” diyor..

Peki okunmamış sayalım..

Tahliye nereden çıktı?

Okunmayınca, tahliye mi olması gerekiyor?

Kesinleşmiş mahkumiyet kararı öncesinde, Can Atalay tahliye mi edilmişti. Kesinleşmiş mahkumiyet kararı okununca mı, cezaevine konuldu?

Yooo.

Adam yıllardır zaten cezaevinde..

Bir hokus-pokus yapıp, çıkarmak istediniz. Onu da yüzünüze gözünüze bulaştırdınız..

Beşinci soru: “TBMM toplandı. Niye görüşmenin sonucunda bir karar alınmadı.”

Hemen izaha geçiyorlar. “Çünkü Cumhur İttifakı’nın çoğunluğu vardı. Muhalefet oyları, gerekli kararın alınmasına yetmedi.”

Allah bunlara akıl fikir ihsan etsin..

Toplantıya çağıranlar muhalefet milletvekilleri..

Toplanıp, ne yapılacağını bilmiyorlar!

“Canım niye bilmesinler, tahliye kararı verilmesini istiyorlardı” diyecek, sahtekarlara hatırlatayım..

TBMM, mahkeme mi ki, tahliye kararı versin?

“Yasama başka, yargı başka” diyenler, doğru olarak diyenler sizler değil misiniz?

Şimdi nasıl olur da, mahkemenin vermesi gereken tahliye kararını, TBMM’ye verdirmeye çalışıyorsunuz?”

Sahi, sıkıyorsa, Anayasa Mahkemesi verseydi, “Can Atalay’ın tahliyesine” kararını..

Niye Anayasa Mahkemesi bu kararı veremiyor da..

Barolar Birliği’nden başlayın, diğerlerine kadar. Ateistinden başlayın.. Ateistlere kul köle olmaya başlayan dindar geçinen milletvekillerine kadar. 

Bir grup akl-ı evvel, “Anayasa Mahkemesi milletvekilliğinin düşürülmesi yok hükmünde dedi ya. Haydi Can Atalay’ı tahliye edin” diye ahkam kesiyorlar?

Siz ne kadar mantık fukarası insanlarsınız..

Milletvekilliğinin düşürülmesi başka bir şey..

Tahliye edilmek başka bir şey..

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Düşüncelerimiz

 instegramın sahibi iyiki siz değilsiniz

şüayıp

Kanunları zorlarsan zor durumda kalırsın
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23