16 yaşındaki Mehmet Akif ile Fransız okul söyleşisi!
- Oğlum bak gazeteler neyi haber yapıyorlar?
- Neyi haber yapıyorlar baba?
- Okuyayım da sen de dinle.. “Fransız okullarına din dersi dayatması”..
- Aaa.. Türkiye, Fransa’daki okullara, din dersi koyulması için baskı mı yapıyormuş baba?
- Yok oğlum sen bizim soytarıların attığı başlığa bakma.. Türkiye’de yeni açılmış Fransız okulları var. O okullarla ilgili, Milli Eğitim Bakanlığının bir talebi olmuş.. O talebi, emperyalizm karşıtı olduğunu iddia eden, “Bağımsız Türkiye” diye sloganlar atan soldan çarklı Marksist ateist Birgün gazetesi, Fransızların avukatlığına soyunup, böyle başlık kullanmış..
- Fransızlar hem Türkiye’ye gelip okul açmışlar bir de Milli Eğitim Bakanının hatırlattığı kurallara uymayacaklar mıymış!.. O zaman gitsinler Fransa’da okul açsınlar.
16 yaşındaki Mehmet Akif’in düşündüğünü, emperyalizm karşıtı olmakla kendilerini öven sözde bilim adamlarının bulunduğu, ilmi bilgisi kendinden menkul profesörlerin yazarlık yaptığı Birgün gazetesindekiler düşünemiyor olmalılar ki, Fransa’nın avukatlığına soyunmuşlar…
Sohbetimiz devam ediyor
- Bak oğlum haberin içine de neler yazmışlar:
“Milli Eğitim Bakanlığının Fransız okullarına din dersi dayatması krize dönüştü”..
Bu ülkede yayınlanan bir gazete, hem de “bağımsız Türkiye” sloganını önemsediğini iddia eden bir gazete, kendi ülkesinin Milli Eğitim Bakanlığının bir talebinde, Fransız okullarını savunarak, nasıl yayın yapabilir? Bu nasıl bir bağımsızlık anlayışıdır? Bu nasıl bir emperyalizm karşıtlığıdır?
Fransızlar gelmişler, Türkiye’de okul açmışlar. Türkiye’deki kurallara tabi olacaklarına, bir de efendilik yapmaya, hatta bize posta koymaya kalkışıyorlar.
Türkiye’de yayınlanan bir gazete de, bu Fransızlara gönüllü avukatlık yapıyor ..
Haberden alıntıya devam ediyorum:
“Anlaşma sağlanamazsa Fransız okullarındaki Türkiyeli öğrenciler Türk okullarına nakil edilecek.”
16 yaşındaki Mehmet Akif müdahale ediyor:
“Şehit kanlarıyla alınmış Türk topraklarında açılan okullarda, Türk öğrencilere verilecek derslerin neler olacağını anlaşmayla mı belirleyeceğiz. O zaman bu toprakları, şehitler vererek, Fransız işgalinden niye kurtardık biz?”
16 yaşındaki Mehmet Akif soruyor ama yaşını başını almış, şu üniversitede bu fakültede binlerce öğrenciye diploma vermiş profesörlerin de bulunduğu Birgün gazetesinde, bir tane Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının mantıklı cevap verebileceğini sanmıyorum.
Hani papağan gibi sürekli tekrarlıyorlardı ya: Lozan zaferdir..
Şimdi bir defa daha ortaya çıkıyor, Lozan zafer değil, hezimettir.
Lozan hezimet olmalı ki, Fransız okulları Milli Eğitim Bakanlığıyla, “din dersi olacak mı olmayacak mı” sohbetine girişebilecek cesareti kendilerinde buluyorlar. Lozan Sözleşmesinden aldıkları sözde yetki ile Türkiye’ye dayatmada bulunabiliyorlar..
Daha da ilginci Lozan Sözleşmesi ile beyinleri iğdiş edilmiş Türkiye Cumhuriyeti’nin bir kısım vatandaşları da Fransız okullarının Milli Eğitim Bakanlığımıza yapmak istediği dayatmayı, Milli Eğitim Bakanlığı Fransız okullarına dayatıyormuş gibi yazabiliyorlar.
Düşünebiliyor musunuz Yunanistan’daki bir Türk okulunda, Yunan Milli Eğitim Bakanlığı, “şu ders de olmalı” diyecek.. Hem de bu ders, o Türk okulundaki Yunan öğrencileri için istenecek..
Türk okulu ise, “hayır, öğrenci Yunan da olsa, biz Türk okulunda o dersi vermeyeceğiz” deyip direnencek ..
Ve böylesi bir durumda Yunan gazeteleri kendi Milli Eğitim Bakanlığının yanında değil Türk okulunun yanında duracaklar..
Hayal edebiliyor musunuz?
Haydi Birgüncüler..
Haydi solak Kemalistler .
Bir tane bana Yunan gazetesi gösterebilir misiniz ki Türkiye ile ihtilaflarında, Yunanistan’ın talebini “dayatma” olarak tanımlasınlar.
Tamam bu noktada soralım..
Bugünkü konjonktürde; Yunan işbirlikçiliği, Fransız işbirlikçiliği, Alman işbirlikçiliği, İngiliz işbirlikçiliği başka nasıl yapılabilir?
İngiliz mandası, Amerikan mandası daha başka nasıl istenebilir
Kendi ülkenin Milli Eğitim Bakanını itibarsızlaştırıp, elin Fransızının okulunun direncini artırmak için, haksız bir istekte bulunuluyormuşcasına, “dayatma” ifadesini kullanan ateist Birgün gazetesinin haberi, şöyle devam ediyor: “Eğitim uzmanı Taştan, ‘AİHM kararları din dersini zorunlu tutmuyor’ dedi.”
Sizi gidi Fransızlar, sizi gidi din karşıtları, sizi gidi gavur hayranları sizi..
Ve tüm bunlara karşı belki de yüzyılın cevabı Milli Eğitim Bakanından geliyor..
İçimizdeki Fransızların aklını belki başlarına almalarını sağlar..
Belki emperyalizm karşıtı olduğunu sananların, emperyalizm karşıtlığının nasıl yapılacağını görmelerini sağlar..
Bakan Yusuf Tekin konuşuyor: “12 tane yabancı okul var, Fransız, Alman, İtalyan okulu var. Onlarla ilgili hiçbir sıkıntımız da yok, fakat enteresan bir biçimde Fransızlar, sadece müstemleke ülkelerine yakışan şekilde davranarak, Türkiye’de iki tane daha okul açmışlar. Okulu açarken de ‘biz buraya Fransızları alacağız sadece’ demiş olmalarına rağmen, şu an öğrenci sayısı yüzde doksan oranında Türk vatandaşı.”
Bakanın konuşmasından anlıyoruz ki, sorun Lozan’ın da ötesinde imiş..
Lozan’da aldıkları ayrıcalığın da ötesinde, bazı oldu-bittileri Türkiye’ye dayatmak istiyorlarmış.
Kendilerine avukat olarak da solcu Kemalistleri seçmişler.