Yüzde 2.7’nin dünya görüşünü yüzde 92.3’e dayatmak demokratik mi?
Milli Eğitim Bakanlığı fen kitapları azınlığın dünya görüşünü çoğunluğa dayatıyor.
Not tehdidiyle, devlet gücüyle.
Sabancı Üniversitesi, İstanbul Politikalar Merkezi, Ankara Enstitüsü Kasım 2023’te açıklanan TÜRKİYE’DE DİNDARLIK ALGISI başlıklı bir araştırma yapmışlar.
Araştırmaya göre halkımız % 92.3 oranında kendini Müslüman olarak tanımlıyor. % 2.7 ateist, % 3.2 deist (şüpheci) % 0.7 agnostik var. Ak Partili, MHP, İP’liler kendilerini Müslüman olarak niteliyorlar. Ateist ve deistler, CHP ve HDP içinde de küçük bir azınlık.
Araştırmaya katılan AK Partili ve MHP’lilerin tamamı, İYİ Partililerin yüzde 96’sı Müslüman olduğunu belirtmiş. CHP’li ve HDP’lilerin yüzde 78’i Müslüman olduğunu ifade etmiş.
CHP’lilerin % 7’si ateist, % 10’u deist; HDP’lilerin % 8’i ateist, % 9’u deist.
Araştırmayı yürütenler şu tespiti yapıyorlar: “Türkiye’deki dini gerçekliğin güncel ve sahici karakterini yansıtan bir bulguyla karşı karşıya olduğumuzu belirtmek gerekir. Müslümanlık aidiyeti hâlâ son derece baskın olmasına karşın ateist ve deist nüfusundaki artış nisbi de olsa oldukça dikkat çekicidir.”
Ümraniye Kitap Fuarında Milli Eğitim Bakan yardımcımız çok değerli Dr. Nazif Yılmaz Bey ziyaretime geldi. Sohbet sırasında fen kitaplarının dilini konuştuk.
Dr. Nazif Yılmaz, demokratik bir yaklaşımla ateistlerin bakış açısını da dikkate alan bir üslûp kullandı:
- Kâinattaki eserleri anlatırken ALLAH dersek dersi okutan ateist öğretmen bu fikre katılmaz ve düşüncelerini anlatır.
Yukarıdaki istatistikleri kendisine aktardım:
- Yüzde 92.3 gibi büyük çoğunluğun dünya görüşünü yansıtmamak, sadece % 2.7’nin dünya görüşüyle kâinatı, varlıkları anlatmak demokratik değil. Azınlığın dünya görüşünü çoğunluğa dayatmak çoğunluğa saygısızlık. İktidarı çoğunluk belirler, yüzde 2.7’lik ateist azınlık bu iktidara oy vermez.
Sohbet esnasında Dr. Yılmaz son derece masumane bir ifade kullandı. “Dışarıda yağmur yağıyor, diyoruz. Allah yağdırıyor, demiyoruz.”
Kendilerine mecaz sanatını hatırlattım:
- Mecaz anlamında halk dili böyle kullanır ama yağmuru kim yağdırır diye sorarsanız “Allah” der.
Fen bilgisi kitaplarında öyle ifadeler var ki hiç de masum değil.
KENDİ KENDİNE TOZLAŞIYOR
“Bir çiçekte bulunan polenin aynı çiçeğin dişi organının tepeciğine ulaşması ile gerçekleşen tozlaşmaya kendi kendine tozlaşma denir. Bitkide bu şekilde tozlaşma oluşabilmesi için erkek ve dişi gametlerin üretiminin aynı zamana rastlaması gerekir.
Bu tür bitkilerin çoğunda kendi kendini döllemeyi önleyen çeşitli uyumlar gelişmiştir. (Biyoloji 12, sayfa 177)
DNA’DAKİ PROTEİNLER AKILLI MI?
“Düştüğümüzde yaralanan derimizdeki hücreler bölünerek sayısını arttırır ve derimiz kendini onarır…
Hücreler belli bir büyüklüğe ulaşınca hücre zarı ile sitoplazma arasındaki ilişkinin devam etmesi için DNA’dan bölünme emri alır.
Hücre bölünmeye başlamadan önce DNA kendini eşler ve kalıtsal bilgiler iki katına çıkar.” (Fen Bilimleri 7; sayfa 35)
DNA proteinlerden oluşur. Proteinler akıllı, bilgili, hünerli maddeler değil. DNA’ların yaptığı akıl, ilim, hüner, güç gerektirir; emri DNA değil, Allah verir.
“DOĞADA KENDİLİĞİNDEN OLUŞUR”
“Doğada insan eli değmeden oluşan, gezilip görülebilecek eşsiz güzellikteki yerler doğal varlık olarak nitelendirilir. Yurdumuz doğal varlıklar bakımından oldukça zengindir. Doğal varlıklar kendiliğinden oluşur.” (Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu Sosyal Bilgiler 5, s. 40)
DOĞA TANRI OLARAK SUNULUYOR
“Bitkiler havayı temizler, erozyonu önler, toprağı korur. Zamanla değişen insan ihtiyaçlarına cevap verebilmek için seçenekler demeti oluşturur. Yerküre üzerinde hayatın devamlılığı için gereklidir. Sağlıklı ve verimli bir çevre sağlayarak su ve toprağı korur. Biyolojik çeşitliliği oluşturan bitki ve hayvan türleri tarım, eczacılık, tıp, hayvancılık vb. alanlarda kullanılır.” (Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu Fen Bilimleri ders kitabı, s. 143)
Bitkiler insan ihtiyaçlarına cevap verebilmek için seçenekler sunar, deniyor.
Bitkiler akıllı, hünerli, bilgili, yaratma gücü olan varlıklar mı?
Mantık nerde?
Örnekleri çoğaltmak mümkün. İlkokul 2. sınıftaki hayat bilgisi kitabından lise son fizik, kimya, biyoloji, matematik, coğrafya, astronomi kitaplarına kadar hiçbir yerde “Allah, yaratıcı, Tanrı” kelimeleri kullanılmıyor.
Doğa, kendiliğinden, kendi kendine kelimeleri bolca kitaplara boca ediliyor. Bitkilere, nöronlara, DNA’ya, elementlere Tanrı bilgeliği ve gücü veriliyor.
Müslüman çoğunluğun çocuğunun gözüne parmak sokar gibi ateist dünya görüşü zihinlerine dayatılıyor.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, eğitimin demokratik olduğunu yazıyor.
Milli Eğitim Bakanı Prof. Yusuf Tekin’in bu antidemokratik, mantıksız, ateist dayatmaya son vereceğini ümit ediyorum.