• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Varol
Ahmet Varol
TÜM YAZILARI

İşgal hükümeti neden ateşkese razı olmuyor?

11 Mayıs 2024
A


Ahmet Varol İletişim: [email protected]

 

Öncelikle şunu belirtelim ki Hamas’ın kabul ettiği ateşkes planı ABD veya İsrail’in değil aracı durumundaki Katar ile Mısır’ın sunduğu plandır. Dolayısıyla Hamas bu planı kabul ederken, “işgal güçlerinin Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesi, kalıcı ateşkes, sürgün edilenlerin yerlerine dönmelerine imkan sağlanması ve ablukanın kaldırılması” şartlarından vazgeçmemiştir. Ancak bu şartların yerine getirilmesi işleminin üç aşamalı olmasını kabul etmiştir. 

Siyonist işgal hükümetinin istediği ise ateşkes değil Filistin halkının ve direnişinin şartsız teslim olmasıdır. Ama buna görünüşte “ateşkes” süsü vermek ve dünya kamuoyunu yanıltmak amacıyla “geçici ateşkes” adını kullanıyor. İşgal güçlerinin belli bir süre saldırıya ara vermeleri karşılığında Filistin direnişinin elindeki siyonist esirlerin tümünü teslim etmesini istiyor. 

Her şeyden önce şu an esirler siyonist işgal rejimine baskı uygulamak ve onu birtakım şartlara zorlamak için direnişin elindeki bir karttır. Göstermelik bir geçici ateşkes karşılığında bu kartı elinden çıkarması ise işgal güçlerine tamamen teslim olmak anlamına gelir. Gazze’de böylesine korkunç katliamlar gerçekleştiren siyonist vahşete teslim olmak ölümden daha kötüdür ve gerek Filistin halkı gerekse bu halkın bir parçası olan, onun meşru hakları için zorlu mücadelesini sürdüren direniş işgal güçlerine boynunu teslim etmekle direnerek ölmek arasında tercih yapmaya zorlanması durumunda direnerek ölmeyi tercih edecektir. 

Ama direnişin böyle bir tercihe zorlanması işgal rejiminin de esirlerini tamamen gözden çıkarması anlamına gelir. Bunu siyonist toplum da çok iyi bildiğinden, özellikle kendi esirlerinin sağ olarak kurtarılmasını talep eden kesim Netanyahu hükümetini ateşkese ve esir takasına zorluyor, bunun için gösteriler ve eylemler düzenliyor. 

Ama Netanyahu ve onun aşırı ırkçı siyonist ortakları böyle düşünmüyor. Siyonist esirlerin hayatlarını gözden çıkarma pahasına da olsa, kendilerinin “mutlak zafer” olarak lanse edebilecekleri bir sonuç elde etmek amacıyla şiddet, saldırı ve katliamları sürdürmekte ısrarlı davranıyorlar. Katliamı sürdürürken işgal güçlerinin askeri kayıpları da Netanyahu’nun ve ırkçı ortaklarının umurunda değil. Ateşkese razı olmamakta ısrar etmelerinin sebebi de budur. 

Fakat Netanyahu’yu düşündüren böyle bir sonucun siyonist toplumda nasıl karşılanacağı konusudur. Siyonistler arasında en çok satılan gazete durumundaki Yedioth Ahronoth, işgal rejiminin Refah bölgesine yönelik kara operasyonunu başlatmasından sonra yayınladığı bir manşette, esirlerin tabutlar içinde getirilmesi durumunda bunun Netanyahu’nun siyasi hayatının sonu olacağına dikkat çekildi. 

Bu arada bazı sol partilerin liderlerinin, Netanyahu’nun esirlerin hayatlarını gözden çıkardığına dikkat çekmeleri de siyonist toplumdaki endişelerin artmasına yol açtı. Bu endişelerin, esirlerin tabutlar içinde ailelerine teslim edilmesi durumunda çok ciddi bir öfkeye ve tepkiye sebep olacağı da gene siyonistlerin basın yayın organlarında yayınlanan analizlerde dile getiriliyor. 

İşte siyonist katil ve Gazze kasabı Netanyahu’yu endişelendiren de budur. Yani kendi siyasi geleceğine yönelik riskler. Onun insani değerlerden herhangi bir payının olmadığını artık tüm insanlık görmüş durumda. İnsani değerlerden bu derecede soyutlanmış olması bizzat siyonist toplumun mensuplarına da dokunan bir vahşet icra etmesine imkan veriyor. O yüzden cepheye sürdüğü askerlerin ya da Filistin direnişinin elindeki esirlerin hayatları onu zerre kadar ilgilendirmiyor. Bundan dolayı Hamas’ın Katar ve Mısır tarafından sunulan ateşkes önerisini kabul etmesini bir fırsat olarak değerlendirmeye yanaşmayıp Refah’a yönelik kara saldırılarını başlattı. Amacı Filistin halkını ve direnişini şartsız teslim olmaya zorlamaktır. Ama bunu başaramayacak. Fakat Netanyahu’yu dize getirecek olan, siyonist toplumun esirlerin hayatlarıyla ilgili endişelerinden kaynaklanan tepkilerin daha da yaygınlaşmasıdır.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Turan demirci

kendi halkını felakete sürüklemişlerdir . hamas denen örgüt çocukları , kadınları , hastaları sivil insanları kendine canlı kalkan yaparak yüzbine yakın masum insanın ölmesine yaralanmasına sebeb olmuştur . Gazze' tamamen yıkıma uğramıştır . hamas neyine güvenipte İsrail gibi askeri gücü dünyaca ünlü bir ülkeye saldırıyor. . Adamlar İran'ı İran'da vuruyor koskoca İran korkusundan cevap veremiyor . Ben İsrail'i falan tutuyor değilim . Ama yaptığım analizin sonucu bu .

Tel Aviv'li Nefer'e

Yukarıdaki @Turan demirci  işgalci vahsi Yahudilerin 50 yıldır işgal altında tuttuğu Filistindeki katliamlara karşı kendilerini ve ulkelerini savunan Filistinlileri ve HAMAS'i (Filistinlilerin Kuvayi Milliyesini) terörist olarak suçluyor.. Ve hatta işgalci vahşi Yahudilerin bebek ve çocuk katliamlarına karşı çıkan herkesi de "Arapçai ve HAMAS'ci olmakla suçluyor....Bu Islam ve insanlik düşmanı şizofrenik kripto'ya sormak lazım.. Halûk Levent, Birlesmis Milletler sivil toplum orgutleri komisyonunda isgalci vahşi Yahudilerin Filistin topraklarında gerçekleştirdiği katliamları ve terör devleti Israil'i protesto etti..Halûk Levent de "Arapci ve HAMAS'ci" mi...Dunyanin her tarafında her inançtan insan işgalci vahşi Yahudilerin Filistin topraklarında gerçekleştirdiği katliamlara karşı çıkıyor.. Onlar da "Arapci ve HAMAS'ci mi...Sen adamolmazsın.. Köpeklerşmişsin...Gafile kelam; nafile kelam..
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23