Spor, seçim ve oyumuzun rengi (2)
Cumhurun başkanını seçmeye bir aydan daha az bir süre kaldı. Milyonlarca seçmen sandık başına giderek, görev ve sorumluluklarını yerine getirecek. Ülkeye sadakatin yansıması, geride bırakılan yılların kayıp ve kazanç değerlendirmesiyle oyunu kullanacak. Seçmen, yeni dönem cumhurbaşkanı ve mecliste kendisini temsil edecek vekillerini seçecek. Cumhur ve Millet adı altındaki ittifakların yarışında ‘tercihini’ belirleyecek. Adaylar Recep Tayyip Erdoğan, bir diğeri ise Kemal Kılıçdaroğlu. Sayın Erdoğan 21 yıldır ülkeyi yönetirken, Kılıçdaroğlu siyasi şeceresinde 2 halk oylaması, 3 genel seçim, 2 yerel seçimle birlikte, kaybedilen bir cumhurbaşkanlığı seçimi olduğu var. Bu süreçte kaybedenin Kılıçdaroğlu, sanayiden-savunmaya, ulaşımdan-spora kadar, kazanın Erdoğan yönetimdeki Türkiye olduğunu anlamak güç değil. Tüm bunları dillendirirken, Millet ittifakının adayı Kılıçdaroğlu’nun elle tutulur gözle görülür yatırım vadi bir yana, köprü, tünel, havalimanı, yerli otomobil gibi vatandaşın yararına sunulan hizmetleri ‘durdurmak’ gibi hayali var. Partisinin İBB Belediye Başkanı E.İmamoğlu’nun temel atmama töreni düzenlemesi, iptal ettiği metro hattı durağına molozla doldurması, bu anlayışın yıkıcı mahiyetteki ‘icraatlarına’ sadece iki örrnek…
YAPICI DEĞİL, YIKICI VE AYRIŞTRICI ANLAYIŞ
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 14 Mayıs seçimleri için ‘’Terör örgütlerinden küresel menfaat odaklarına kadar tüm şer şebekeleri, 14 Mayıs’a kilitlenmiş durumda’’ sözleri, seçimi ‘tarihi yol ayrımı’ olarak nitelendirmesi oldukça önem taşıyor. Sayın Erdoğan’ın hassasiyetini, karşı mahallenin seçim sürecinde gerçekleştirdiği ‘ittifak’ ve ‘söylemlerinde’ net bir şekilde görmek ve anlamak zor olmasa gerek. HDP destekli altılı masanın ortağı İyi Partinin Başkanı Meral Akşener’in ‘Üzülerek söylüyorum ki dün itibarıyla 6›lı masa artık millet iradesini kararlarına yansıtma kabiliyetini kaybetmiştir. Ne kumar masasında ne de noter masasında olmayacağız…’ şeklindeki sözlerinden sonra, çok değil birkaç gün sonra tekrar masaya ‘teşrifleri’, İBB’nin mevcut Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da yer aldığı Belediye Başkanlarına Cumhurbaşkanlığı yardımcılığına terfi sözü, Saadet Partisi binası önünde CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığının 10. yıl marşı sloganları eşliğinde, Berat Kandiline denk getirilmesi tesadüfi olmayacağına göre! ‘Kemal Kılıçdaroğlu bizim Cumhurbaşkanı adayımızdır’şeklinde açıklamayı, altılı masaya ev sahipliği yapan Saadet Partisi Başkanı Temel Karamollaoğlu tarafından yapılması! Kılıçdaroğlu mikrofonu eline ‘geçirip’ konuşma yaptığı sırada bir yanında “AK Parti büyük bir davanın adıdır. Bu davaya ihanet ettiğimi görürseniz yüzüme tükürün” diyen Ahmet Davutoğlu, diğer yanında ise teröre karşı kullanılan İHA ve SİHA’lar için “İktidara gelirsek hükümetin dokunulmaz olarak gösterdiği İHA›lara, SİHA’lara dokunacağız. Kusura bakmasınlar ama biz dokunacağız” sözlerinin sahibi Ali Babacan! Bunların yanında ise, kurucusu Rahmetli Adnan Menderes’in (Allah rahmet eylesin) olduğu partinin Başkanın da yer alması, oldukça düşündürücü. Tüm bunlara ilaveten, terörist başı Öcalan’a özgürlük hayali kuran, bunun çekinmeden dillendiren HDP temsilcilerinin desteği. Terör örgütü PKK’nın sözde yöneticilerinin Kılıçdaroğlu’nun adaylığını alkışlarken, sadece Ak Parti – MHP birlikteliğini değil, 100 yıllık Cumhuriyeti yıkacakları imasında bulunulan açıklamalar... Bu hususa dikkat çekilmesi, oyunun/tehlikenin ne kadar büyük boyutta olduğu hakkında, kamuoyunun aydınlatılması gerekmektedir…
SPOR ADAMININ OYU KİMDEN YANA OLUR?
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşananlar, yazımız içeriğinde yer vermeye çalıştığımız ‘birliktelik’ ve ‘açıklamalara’ baktığımızda, Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın önemine değindiği seçimin ‘tarihi süreç’ olarak değerlendirmesi boşuna değil. Ülkemizin kalkınma ve huzuruna ‘çomak’ sokmak isteyenlerin derin planları olduğu apaçık ortada. Hesabı olanların bazen ‘hesaba’ katmadıkları bir durum var ki, o da Allah’ın hesabı. Hatırlayın belediye seçimlerini. ‘Soğan’ fiyatları üzerinden oluşturulan algıları. Mevcut İBB yönetiminin İstanbul’a yaptığı ‘haksızlığı’. Huzur ortamının olmadığı yerde ‘spordan’ bahsetmek mümkün değil. Öyle olmasaydı, terörden arındırılıp huzur ortamına kavuşturulan Tunceli Munzur ve Bingöl Murat nehrinde rafting, Şırnak’ta doğa yürüyüşü yapılabilir miydi! O nedenle, bir Müslüman Türk, bir sporsever olarak huzur ortamının devamı için elbette ki oyumuz Cumhurbaşkanı adayı Sayın Erdoğan ve Cumhur İttifakına. (Devam Edecek)